kovadaki yengeç zihniyeti olarak da bilinen anlayışta birkaç tane yengeç tek başlarına olsalar bile çıkabilecekleri bir kovaya yerleştirilir. yengeçlerden bir tanesi tırmanmaya başlayınca diğerleri onu aşağıya çekmeye çalışır. bu durumda hiçbir yengeç kovadan çıkmayı başaramaz.
"ben yapamıyorsam sen de yapamazsın." şeklinde özetlenebilecek anlayışa sahip insanlar herhangi bir konuda kendi başarılarından çok başkalarının başarılarına önem verir ve önceliklerini kendi başarılarından ziyade başkalarının başarısızlıkları üzerine belirler. hastalıklı bir düşünce yapısı olmasına karşın günümüzde birçok alanda karşımıza çıkmaktadır.
insanlara sistem tarafından "izlemeye devam et" olarak dayatılan fikrin dışına çıkmayı başarabilmiş insanların, sistemin fikrine bağlı olarak hizmet eden ve izlemeye, seyretmeye devam edenlerce dışlanması, bu karşıt davranışların bastırılması da yengeç zihniyetinin bir örnek tanımlamasıdır. bu fenomene uyum gösteren insanlar genellikle her meseleyi, konuyu çok iyi bildiklerine inanırlar ve aşırı merhametsizdirler.
bu fenomenle alakalı şu fıkrayı bırakayım:
"Cehenneme düşen bir adam, orada her milletin ayrı ayrı içine tıkıldığı büyük kazanlar görmüş. Her kazanın başında da, kaçmasınlar diye bir zebani nöbet tutuyormuş. Yalnızca Türklerin olduğu kazanın başında bir zebani yokmuş. Bunun nedenini sorduğunda zebanilerden biri cevaplamış: "Oraya zebani koymadık. Biri kaçmak isterse diğerleri hemen aşağıya çekiyorlar zaten."