18-19 nisan karantinası bizim mahallede çok şenlikli geçiyor. 18 nisan günü kadıköy belediyesinin kamyonu üstünde bandoyla geçti. millet balkonlardan sarkıp izledi. sonra öğrendik ki ceza yazıp göndermişler.
19 pazar ise çocukluğumun pazar günlerini hatırlatıyor. hani bütün babaların araba yıkadıkları pazar günleri. evde darlanan araba yıkama bahanesiyle kendini sokağa attı. arabası olmayan bahçedeki çiçekleri sulama işini bahane etmiş. bu güneşli günde yasağın kenarından dolaşip açık havada oyalanmanın yolunu bulmuş insanlar. biz balkondayız. acil bahane lazım.
ekonomik sebepler, aile içi şiddet vs gibi ciddi durumları hariç tutarak insanların çok abarttığını düşündüğüm günlerdi. ''bir iki ay evde takılırız çok mu zor, yapacak tonla şey var.'' diyordum. çok zormuş. * karantina sürecindeki vakit bolluğunu yine iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum ama tahammül eşiğim bu kadarmış. hala yapacak tonla şey var ama isteğim yok, bir film açıp izlemek dahi gelmiyor içimden. bu şartlar altında üretkenliğini sürdürebilen insanları takdir ediyorum. elimde bir ödev var haftalardır evirip çevirip iki sayfa okuyup bırakıyorum. halbuki işe de gitmiyorsun, bulmuşsun zamanı yap kurtul işte ama yok.