ufak... ufacık bir şeydir.
koynuna alırsın, alışşın da bi yandan üşümesin diye...
alışır sonra...
evin çocuğu olur bir nevi...
evden birisi...
sevmediğin halde tavuk pişirtirsin evde...
aklın kendi karnında değil onunkindedir...
o da sen de aç kalınca kuru ekmek yersin ama...
o kuru ekmek yemesin diyedir...
kış olur üstünü örtersin çocuk gibi...
baba olmamışındır ama...
örtersin işte...
bi çocuk gibi...
gün gelir yazacak olursun bunları...
ağlarsın salya sümük...
ağlamak da değil ulan...
bildiğin tutamaz insan gözyaşını...
bildiğin tutamazsın...
altı üstü bir kedidir...
altı üstü bir kedi olsaydı keşke dersin içinden...
diyemezsin....
ulan babam ölse böyle ağlamazdım dersin içinden...
sorgularsın kendini...
az sevdiğin baban mıdır
çok sevdiğin o kedi mi?
kıvranıp, ölür önünde...
gelmez elinden bir şey...
ölür gider ulan... o tüy yumağı... o karakter...
o kimi zaman sövdüğün kimi zaman gözlerine baktığın yumak...
ölür gider öylece gözünün önünde...
salya sümük ağlamak neye yarar...
ve bir avuçluk bir yer açarsın bahçede...
bi avuç... bi kedilik işte...
bi kedi nereye sığarsa...
o kadarcık...
ağlamazsın... ama için bi büyük rakı içip kendini atmak ister bi yerden...
ama ağlamazsın...
geçti... güçlüyüm der kandırırsın kendini...
üzerinden aylar geçer....
en sevdiğim sevgilimden sonra bile böyle, hıçkıra hıçkıra ağlamadım ulan bennnnnnn, şunları yazarken!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!