covid-19 salgını ile mücadele kapsamında cumhurbaşkanı tarafından başlatılan yerli ve milli kampanyamız. kendisi 7 aylık maaşını bağışlayacağını duyurdu.
meşazını aldım kardeşim, ben de bir kulzos uzman yazarı olarak 3 aylık maaşımı bağışlıyorum. sen de var mısın @larden loughness
Breaking Bad'den, game of thrones'den uzak kalınca paslanmışız. Adamlar resmen önceki sezonda spoiler vermişler bölüm içinde biz fark edememişiz. Ne demek istedim? Neyin geyiğini yapsak gerçek oluyor. -Abi almanlar şu kadar bütçe ayırmış. -Kanada başbakanı siz evde kalın biz size bakıcaz dedi lan! - Ehheh bizimkiler valla bizden ister ne bütçesi amk.
Önceki sezondaki spoiler neydi? Hayaldi gerçek oldu!
az önce karantinadan bunalmış "şahsım"ı sokağa saldım ve hazır kimsecikler yokken biraz yürüyüş yapayım dedim. yürüyüş sırasında bi' dilenci çevirdi yolumu ve "abi karnım aç biraz para verir misin?" dedi, ben de "valla yürüyüşe çıkmıştım üzerimde para yok kardeşim" diyerek başımdan savdım. ha savdım derken yanlış anlaşılmasın cidden üstümde yoktu.
tanım: yukarıda anlattığım olaydakiyle aynı tepkiyi vermeme sebebiyet veren kampanya.
duyduğumdan beri yazdım yazdım sildim. iş keşke iban vermekle, istemekle sınırlı kalsa.
maaşlarımızı bağışladık söyleminin ardından sıra sizde demelerini bekliyorum. memur, emekli maaşlarına kesinti habercisi bu. ne yettik, ne doyurabildik.
milli dayanışma kampanyası her ay su ve elektrik faturalarımı ödeyerek, aynı zamanda da her gün ekmek vs alarak yüzde 1 ila 18 arasında değişen oranlarda destek oluyorum ben de. zor zamanlarda değil her zaman yanınızdayız.
yahu bu ülkede on yüz milyon çeşit vergi alınıyor. afet durumları için bir fon olması lazım. ihtiyat akçesini geçtim. her depremde, selde bilmem nede para istiyorlar veriyoruz. nerede o paralar? insanlar işe gidemiyor, iş yapmıyor diye sıradan halktan sms ile para istiyorlar. bakkalın 5 lirasına kaldıysak vay halimize. nerede yetiyoruz kendimize?
bu arada, neden 7 maaş? neden 12 değil, 2020’ninin sonuna kadar olan 9 ay değil ya da yarım yıllık 6 değil de 7? bilen varsa beri gelsin.
Kesin Amerika da bizi kıskanıyordur. İşin şakası bu tabii ki. Gerçeğe gelince, Türk milleti alicenap bir millettir ama maalesef aynı alicenaplığı yüce devletimizden göremiyoruz. Neden?
Tersine üretim yapılan, yerli ve milli denilip aynı doğrultuda olan neredeyse tüm tesis, üretim yeri, fabrika vb. Yerleri özelleştiren; özelleştirme adı altında satan ya da kullanım hakkını devreden bir ülke, hangi şartlar altında olursa olsun zamanı geldiğinde göstermesi gereken yüce gönülü hatta babalığı gösteremez.
Devlet baba diyoruz, devlet baba. Boşuna atfedilmiş bir yakıştırma değil bu. Türkler, geçmişte nasılsa şimdi de devletin her şeyin üzerinde bir yapı olduğunu biliyor lakin o yapı, günümüzde sorumluluklarını aksatmaktan imtina etmiyor.
Devlet, sosyal devletse şayet vatandaşlarına bakmakla; onları doyurmakla ve güvenliklerini sağlamakla yükümlüdür. Devlet olmanın temel amacı, halkın çıkarlarını hiçbir karışıklığa mahal vermeden savunmaktan ibarettir.
Bir söylem var: “deniz bitti.” Deniz, gerçekten bitti. Satılacak ne kaldı? Vatandaş iş arıyor, güven arıyor, ekmek arıyor. Devlet, bunları vatandaşa vermesi gereken en yüce kurum iken vatandaştan istiyor. Sebebi ise silsile halindeki politik yanlışlar; Uzun soluklu bir Emek dönüşümü ve üretimi adına değil, bir öğünlük süslü bir yemek adına atılan kulaçlar. Konu sapıyor ama alakalı. Çok alakalı hem de. Üretmiyoruz kardeşim. Merkez bankasının üç kuruş rezervi kalmış olmalı ki sonuç buralara kadar geliyor. Azıcık ekonomiden anlayan, aranızda halk dilinde değil de iktisadi anlamda “ekonomi nedir?” bilen var ise şayet; bu tip harcamaların temel dayanağı olan transfer harcamalarını halktan istemek ekonominin seyri adına ne anlama gelmektedir, bunu da kavrıyordur diye düşünmekteyim.
Destek gerekiyorsa, millet zaten bunu görür ve desteğini çıkar. Ancak tek şart, sorumluluk şartıdır. Devletin vatandaşa olan sorumluluklarını yerine getirdiği bir ortamda vatandaş, üzerine düşen bir sorumluluk var ise bunu gocunmadan yapar.Ama önce devlet yapar.
Sen babasın, baba! Evlattan para istenmez. Gün olur zora düşersin, darda kalırsın; evladın işitir, yardımına seve seve koşar zaten. Ancak bugün, o gün değil. Bugün, evladının desteğe ihtiyacı var. Sen dirayetli olacaksın ki evlat “babam Yanımda” diyebilecek. Günü gelince de geçmişte babam yanımdaydı, şimdi sıra bende: “babam sağ olsun!” diyebilecek.
Sokağa çıkma yasağı bekliyoduk. 2 hafta sokağa çıkma yasağı ver. Sonra bütün ticari hayatı yeniden başlat. Ülke dışını kapa. Ülke içi ticaret var olsun. Daha karlı sanki. Bilemedim.
ali koç gönlünü verdiği takımı kendisinin sebep olmadığı bir durumdan kurtarabilmek için insanlardan para istemeden önce kendi cebinden 50 milyon dolar koydu kasaya. şirketlerinin sağladığı sponsorlukları falan hiç saymıyorum. buna rağmen taraftardan para istediği için hakkında söylenmeyen şey kalmadı.
şimdi, neredeyse 20 yıldır iktidarda olan bir partinin aynı sürede liderliğini yapan kişi, bizden para istiyor... hani fener örneğinden gidersek, aziz yıldırım'ın 20 yılın ardından kulübü içine düşürdüğü durum için taraftardan para istemesi gibi bir şey bu. başka bir söze gerek var mı?
gerçi fener örneği yetmedi sanki. şöyle ilave edeyim, aynı aziz yıldırım'ın suriyespor oyuncularına 40 milyar dolar harcadığını söylediğini düşünelim. aynı aziz yıldırım imf'e 5 milyar dolar da borç verelim demiş olsun, aynı aziz yıldırım taraftarın parası ile yapılmış sarayda yaşasın, aynı aziz yıldırım bir yerden bir yere 50 tane araçlık konvoyla gezsin, aynı aziz yıldırım'ın altında çalışan herkes israfta rekorlara imza atsın, sonra da taraftardan bağış istesin... şimdi başka söze gerek var mı?
evde kalarak nasıl birbirimize yeteceğimiz sorunsalını da beraberinde getiren kampanya. sen evine ekmek götürmek zorunda olan insanlara(işçi, memur, özel sektör çalışanı vs.) hiçbir hak sağlamayacaksın, sonrada gelip "evde kal, biz bize yeteriz türkiyem" diyeceksin. yok efendim olmaz öyle saçma şey!
* İNSAN YEDİ GÜNDE İNSAN OLMUŞ,
* YEDİ GEZEGEN VAR,
* BİR HAFTA YEDİ GÜN,
* GÖK VE YER YEDİ KAT,
* PAMUK PREMSESİN YEDİ CÜCESİ VARDIR
* İSTANBUL YEDİ TEPEDİR.
* ÖLENİn ARDINDAN YEDİ GECE DUA EDİLİR.
* YEDİ KOLLU ŞAMDAN
* MEVLANA'NIN YEDİ ÖĞÜDÜ VARDIR... BLA BLA BLA...
TABİİ BUNUNLA BİRLİKTE 3 VE 40 DA KÜLT SAYIDIR. BİZİM REYİS, KÜLT SAYILARI SEVİYORSA BUNLARDAN EN MANTIKLISI YEDİDİR. 3 DESE MİLLET İSYAN ÇIKARTIR. 40 DESE TÜM KASALARI BOŞALIR. HEM SİZİ * YİNE 7'M * MESAJI DA VERMEK İSTEMİŞ OLABİLİR. *
AMA SEVGİLİ (!) BAŞKAN *** CANIM ORHAN VELİ'NİN BİR ŞİİRİ VAR. TAM DA BU DURUMA UYGUN. DEMİŞ Kİ ORHAN VELİ:
"Cep delik, cepken delik,
Kol delik, mintan delik,
Yen delik, kaftan delik,
Kevgir misin be kardeşlik ! "
VALLA DURUM TAM DA BÖYLE. NASIL OLSA O PARALAR, BİZDEN BİR ŞEKİLDE ALINIR, BU KONUDA GÜVENİMİZ SONSUZ.
**
BİRKAÇ GÜN SONRA KAÇ BİN MİLYON MİLYAR TOPLANACAĞINI MERAK ETTİĞİM KAMPANYA. *
BOTAŞ, ogm, yargıtayda zorunlu bağış toplandığı haberleri düşmeye başladı. Gelen iç yazışmaların, sms'lerin ekran görüntüleri paylaşılıyor. Doğruysa Sağolsunlar, her gün şaşırtmaya devam ediyorlar.
her defasında biz bize yetiyoruz. keşke bu tarz olaylara karşı devletimizin fonu, bir ayrılmış kaynağı olsa. bu kaynaklar başka yerlere aktarılması ve böyle durumlar olduğunda halka el açılmasa. yine destek olmasına oluruz, çünkü biz halkız. bizim gibi ihtiyacı olan komşumuza, vatan kardeşimize yardım ederiz. ama siz de edin.
Devamında “bu akşam şöyle kahvaltı gibi mi yapsak be Türkiye’m” ile devam edebilme potansiyeli olan slogan. “Aslanım benim hadi bi de çay koyuver, köşedeki bakkaldan da iki ekmek kap, gitmişken benim hesaba da para yatır şu ötedeki Atm’den be türkiye’m.”
kendime güç bela yeten biri olarak "bize" yetmem mümkün değil.
zaten bize yetsin diye vergi verdiğimiz bir devlet var. vergileri milletvekili torpiliyle belediyeye kapak atıp 8k maaş alan ömer talha'ya yedirmek yerine biraz kenara atsalardı böyle acil durumlarda bize yetmeyi başarabilirlerdi.
yazıktır, ayıptır, günahtır... gün itibariyle toplanılan kabaca 100 milyon dolar bile değil... üçe katlasan bile 250 milyon dolar bile olmayacak toplanacak para. ulan bu mu kurtaracak ülkeyi. artislik yapıp her afrika ülkesine verdiğimiz paralar bile en az bu kadar ve suriyelilere harcanan 40 milyar dolar iken... şu paradan medet ummak devlet dediğin şeyin saygınlığına karşı ayıptır. toplanmayaydı da... hiç olmazsa devlet aciz görünmezdi.
Ne güzel arkalarda gizli kaldım farketmediler beni diye seviniyordum beni de yakaladılar. Ee şey meşazını aldım kardeşim büyük türkiye olmaya ben de varın diyorum, sen de varın diyo musun hacı emmi?
tam saha baskıya başladılar sanki. herkese mesaj atıyorlar. işi kolaylaştırmak için," parayı göndermek fazla uğraşmanıza gerek yok bu mesaja cevap verin" diyorlar resmen. göndermeyenleri mi belirlediler yoksa herkese mi gönderildi hiç bilmiyorum. *