bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
Kişisel başlığım olmasını istiyorum. bilinçaltımı kusturacağım. -
öncelikle belirteyim küfür sevmeyen ve zamanı değerli olanlar okumasın. çok boş muhabbet içerir.
takdim:
gelelim sikişmiş mevzuların pek tatlı sikişken anlatımlarına. çet ortamlarında sikişelim mi yiyişelim mi yalayayım mı nidalarından, 21cmdamarlı nickli şahıslarına kadar cümle sikişmiklik ve bilumum orospulukların tasvirine dair ciddi fikirlerim var. bastırılmışların bastırılmamış olmasını dilediğim bu zamanlarda bilirim ki çare her zaman aç karnına çekilmiş otuzbirdir. hatta otuzbir şakaları içinde bulunan, lise-askerlikte çok zaman duyduğum, önce elini uyuşturup öyle otuzbir çekince başkası yapıyormuş gibi oluyor oğlum önerisini hep kulak arkası ettim. aslında her şeye yaptığım ikiyüzlü bilimsel yaklaşımımı buna da ikiyüzlü biçimde yansıtabilirdim. sonra üzerine yaptığım düşünme mesaileri ile bunun çok derin olacağını ve derin bulduğum şeyleri siklememe isteğime karşın bunu rahat bırakmanın saçma bir özgürlük deneyimi olacağını anladım. deneyim ve deneyimlemek kelimesini sevmesem de sik kelimesiyle birlikte kullanınca, argonun verdiği o pis algıyı yumuşattığını hissettim. acaba yarak kelimesi ile deneyimlemek kelimesini birlikte kullanınca yine aynı etkiyi yapıyor mu bilemiyorum. mesela yarak kafalı olmayı deneyimledik desem yarak kafalıya insanların çok takılmayacağını düşünüyorum. bazı kelimeler böyle, insanın isteğini engelliyor.
deneme 1:
amın oğlu esteban tayfasıyla yaptığım uzun süren dostlukların ardından gerçekleşen uyuşukluğa bağımlılığım gün geçtikçe azalıyor. idealist ideal idea iddia iddaa üzerindeki değişim kadar sinsi olamasam da artık günler ilerledikçe kendimi bulabiliyorum. bulabiliyorum dediğim öyle çok felsefi meselelerde değil de sikindirik meselelerde. buldukça üzülüyorum aslında. geçmişe olan aşırı hasretimin, geçmişteki çekingenliklerime kızgınlıktan oluştuğunu anladığımda sona ermesi beni ciddi manada üzüyor. tezgahı zabıtalarca dağıtılan yılların esnafı gibiyim. dikkat edin ki tezgahı dağıtılan, ev yapımı şeyler satmaya çalışan garip bir çocuk veya yaşlı bir adam değil. eski kulağı kesiklerden esnaf. şirketler kurup karşılıksız çeklerle alayına kaçırmışım. dümenden batmışım, mal kaçırmışım, telefon kullanmıyorum. korsan taksi yapıyor, kahvede takılıyor ve tezgah üzerinde siyahi kardeşlere nazire edip cüzdan satıyor gibi gözükerek aslında muşta ve bilumum bıçak satıyorum. öyle bir adam olarak tezgahımı dağıtmışlar yani. bu algıyı kullanarak tezgahım dağıtılırken olay çıkarıyorum ve biber gazı yiyorum. tabi böyle bir adamsam en büyük gayrimeşru zevkim poker olacak değil. semt içinde sitemsi bir yerde tombala oynayacağım. işte bunların tamamı çekingenliklerime olan kızgınlığım. yani aslında ticaretimi devam ettirebilir, çok çalışıp düzgün bir hayat kurabilir fantezisi yapmak da zevkli. dikkat edin olabilirdi demiyorum fantezisi zevkli diyorum. evet şimdi eski kulağı kesiklerden olmanın diğer bir yanı orta sınıf ahlakı denen şeyi zenginler dışında benim gibilerin hiçe sayabilmesidir. arada değişik özellikler kazanmış ırk gibi. şimdi bunu dediğimde çok çalışıp düzgün bir hayat kurabilirdimin kendisini değil de fantezini yapmanın çelişki içerdiği düşünülebilir. mesele yapamamak mı, yapmamak mı, yapabilirim tabi örneğini verip yapamayacağını saklamak mı? bence bu tam bir porno çelişkisi. yani porno sayfaları gezerken sevdiğin tarzı aramak ve bu tarzı ararken istemediklerine denk gelmek. canın hardcore izlemek istiyorken araya karışmış saçma bir amatör pornoya denk gelmek gibi. yapmak istediğini yapılırken görmek istemek ile yapmak istemediğini yapılırken görmek istememek arasındaki savaş.beyin siken bir cümle gibi görünse de çelişkide olmanın çaresizliğini anlatan basit bir cümle. bu cümle aslında beyin meyin sikemez. sikmeye dair çeşitli sürtünmelerin sıcaklığını kullanarak az biraz kafasını kaldırabilir.
hani köprü altlarında buz dolu leğenin içinde plastiğiyle donmuş halde yarım litrelik sular satılır ya. onu alırsın kapağını falan açamazsın. biraz buzundan emersin de, susuzluğunu giderememenin verdiği can sıkıntısıyla toplu taşımaya binersin. toplu taşımaya vuran güneşin ve insan nefesinin sıcaklığıyla o buzlar eline veya vücudunun bir yerine ıslaklık bırakarak içilebilir hale gelir. o suyu içersin de ağzında garip-pis-kimyevi tat bırakır. böyle yazılar okuyunca bazen ağzıma bu tat gelir. ben böyle tatları severim gerçi. sevmeyen de gitsin mekanlardaki küçük cam şişelerde sunulan suya dünya para ödesin. -
karanlık renklerden oluşan zemin, pastel renklere boyanmış duvar ve bozuk floresan ile aydınlanmış saçlar üzerine kurulu eğitim sisteminin yegane olumlu etkisi can sıkıntısına karşı aşırı bağışıklık.