Akçay- Altınoluk yolu üzerinde Kazdağları Milli Parkı sınırları içerisindeki gölet .
bir filme de konu olan hikâyesi şöyle: Emine bir yörük kızıdır. Hasan onunla evlenmek isteyen genç bir köylüdür. Emine'nin ailesi evlilik için bir şart koşar. Hasan'ın yörük hayatına dayanabileceğini kanıtlamak için, 40 okkalık tuz çuvalını sırtından hiç indirmeden dağı aşıp Emine'nin yaşadığı yere kadar taşıması gerekmektedir. çaresiz sırtlanır çuvalı hasan, ama yarı yolda sıcak hava ve terin etkisiyle, sırtında yaralar oluşmaya başlar tuzdan dolayı. yarı yolda pes eder hasan ve emine'ye kaçmayı teklif eder. emine bunu kabul etmez ve hasan'ı orada bırakarak yaşadığı yere geri döner.
hasan bu duruma dayanamaz ve kendini gölün sularına bırakır. daha sonra emine, hasan'a hediye ettiği yazmayı gölün kenarında görünce durumu anlar. o yazmayla gölün hemen yanındaki bir ağaca kendini asarak intihar eder. böylece gölete Hasan Boğuldu Göleti, onun üzerine sarkan ağaca da Emine Çınarı adı verilir.
Günümüzde hasan, Mehmet, mustafa ayırt etmeksizin gelenleri mangal dumanı ile boğan mekan.
Tamam, ben de severim mangalı ama orası olmaz ya. Ya bir de geldin baktın mekan dolu, vaz geç işte.
dere içindeki taşa tüneyip tavuk kanadı yapmak nedir güzel abicim?
Neyse, gidiniz görünüz cennet gibi yerler. İnsanın eve dönesi gelmiyor. O beton yığınları gözünüze batıyor büyük şehre dönünce.
Ayrıca hasan boğuldu için bir tane milli park içinden giriş var, bir de kızılkeçili köyünden giriş var.
Bence kızılkeçili köyünden yürüyerek gidin. Hatta tatil için kızılkeçili köyünü bir düşünün.
Kalacak yer sorunu yok. Kozalak pansiyon diye bir yer var. Sahipleri de çok tatlı iki insan, bir kaç kedi köpek, kaplumbağa falan. Yeşillik içinde bir yer.
Kulzos yazarıyım derseniz daha da bir güzellik yaparlar bence.