-
the shining'in devamı. stephen king'in 2013 yılında the shining sequel'i olarak yazdığı romanın adı.
bu roman 2019 yılında mike flanagan tarafından filme çekildi.
peşin peşin yazayım: stephen king'in yazdığı the shining romanını okumadım, stanley kubrick'in çektiği the shining filmini izledim ve filme taptım. jack nicholson'ın oyunculuğu, danny'yi oynayan çocuğun oyunculuğu, otelin atmosferi, filmin konusu vs... hepsine ba-yıl-dım!
doctor sleep romanını da okumadım, filmi izledim.
hah, bunları baştan belirteyim de soora yanlış anlaşma olmasın.
şindi efenim, malumunuz the shining filmi kültler arasında saygın bir şekilde yerini almış olsa da stephen king, kubrick'in, romanını mahvettiğini söyler ve filmi beğenmez. ben kitabı okumamış biri olarak filmi çok beğeniyorum, unutulmazlarım arasındadır.
doctor sleep filminde ise mike flanagan romana oldukça sadık kalmış ve king'i ziyadesiyle memnun etmiş. (king'in kendisinden dinledim, dediğim gibi ben bu kitabı da okumadım.)
film daha gösterime girmeden çokça eleştirilmiş. vay efendim the shining'in ekmeğini yemek için yapılmış ticari kaygılı bir film... vay efendim kubrick'in üstüne çıkamaz, vasat bir devam filminin ötesine geçemez... belki haklılardı ama daha doğmamış çocuğa don biçme olayını sevmiyorum ben. bi görelim bakalım, eleştirmeden önce bi izleyelim.
ilk söylemek istediğim: çok uzun! film uzun arkadaş. sıkıldın mı dersen hiç sıkılmadım çünkü ben zamansızlıktan bir filmi bir gecede izleyip bitiremiyorum, bu filmi de 3 gecede anca izleyebildim. tek seferde izlesem belki sıkılırdım. ama şimdi bununla çelişecek bişi söyliycem: 2 gece de filmi yarıda bırakıp yatmaya giderken ayaklarım geri geri gitti, izleyip bitirmek istedim hemen.. demek ki sürükleyici gelmiş, beğenmişim, sıkılmamışım. sıkılmamışım da en azından 2 gecede bitireydim yav, o kadar uzun olmayaydı. neyse...
bu filmde küçük danny büyümüş, koca adam olmuş. çocukluğunda travma yaşamış biri olarak, tahmin edeceğiniz üzere bir takım sorunları var ama özünde iyi bir insan. kendi gibi parlayan bir küçük kız çocuğuyla arasında geçenleri izliyoruz. kızı ele geçirmeye çalışan kötülerden birlikte kurtulmaya çalışıyorlar.
böyle göndermeli, selam çakmalı şeyleri seviyorum ben. eskiden izlediğim, bildiğim bir şeyi başka bir yapımda görmek ve hatırlamak hoşuma gidiyor. bu filmi de o yüzden sevdim. film daha bismillah ilk sahnede the shining'in unutulmaz bisiklet sahnesini getiriyor gözümüzün önüne. hafif bi ürperme oluyor tüylerde.
filmin son yarısında, overlook otelinde geçen sahneler ziyadesiyle heyecanlandırdı beni. hafızamın derinliklerine gömülmüş sahneler bir bir çıktı gün yüzüne.
-- spoiler --
otelin koridorları, balo salonu, barmenle konuşma, tuvalet sahnesi, 237 no.lu oda, belirtmeden geçmek olmaz: redrum, yine belirtmeden olmaz: banyonun kırık kapısından içeri bakan danny, ikiz kızlar, asansör sahnesi... yalnız o asansör sahnesinde rose the hat'in küçümseyen sırıtışı üzdü. la biz altımıza ediyoduk o sahnede, hatun şöyle bi kafasını çevirdi baktı, soora "peh" der gibi sırıttı geçti gitti iyi mi...
az kalsın unutuyordum: labirent! o karlı labirenti yeniden görmek
başka bir efsane sahne: helikopterle çekilen, otele geliş sahnesi. arabanın ağaçlar arasında kıvrılan yoldan ilerleyişini tepeden izliyoruz... o sahne birebir aynı. ve hatta sonradan okuduğuma göre o sahnede çalan müzik de the shining filminde çalan müzikle aynıymış. güzel bi ayrıntı bence.
-- spoiler --
filmin son yarısı, her ne kadar king beğenmemiş desek de flanagan'ın kubrick'e saygı duruşu gibi.
filmi the shining'den bağımsız düşünemediğim için belki de haksızlık ediyorum ama rose the hat ve onun dahil olduğu grubun olayı bana "ne alaka ya" dedirtti. aslında dememek lazım, çünkü bu her ne kadar bir devam filmi olsa da bağımsız bir konusu var. danny'nin büyümüş halini izliyoruz. ve o büyüdükten sonra böyle tipler peyda olmuş, olamaz mı... stephen king öyle buyurmuş.
çok uzattım, toparlıyım: ben filmi beğendim. ufak tefek ayrıntılar var tabi beğenmediğim ama filmi genel olarak ele aldığımda izleyin derim. ama tabi önce mutlaka the shining izleyin, hala izlemediyseniz. ben de kitapları okumaya karar verdim.