1. ağır metaller, yerkabuğunda doğal olarak bulunan, yüksek yoğunluğa, atomik ağırlığa veya atomik sayısına sahip metaller olarak geniş bir tanıma sahip olsa da, kesin bir tanımları bulunmamaktır. ağır metallerin tanımı biraz karışıktır ve kullanılan kapsama göre, geçiş metalleri, bazı yarı metaller, lantanitler ve aktinitleri de içerebilir. periodik tabloda görmek isteyenler buraya buyurabilir.

    ağır metallerin bazıları insanlar için çok önemlidir ama bazılarının vücutta fazlasıyla birikmesi çok büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. buna tıpta ağır metal zehirlenmesi ya da ağır metal toksisitesi deniyor. hastada hâlsizlik, bağışıklık sistemi hastalıkları, kanser, kansızlık, çarpıntı, saç dökülmesi, depresyon, eklem ağrıları, hafıza kaybı gibi doktor doktor gezdiren ama çözümü bir türlü bulunamayan şikâyetlere yol açabiliyor.
    ancak sorun şu ki, ağır metalleri büyük şehirlerde soluduğumuz havadan, midye, balık gibi yediğimiz yemeklerden, pişirdiğimiz tencere, tavalardan hatta içtiğimiz sulardan bile alabiliyoruz. çinko, bakır, krom, nikel, siyanür, arsenik, kobalt, kurşun, cıva, kadmiyum, alüminyum, uranyum, magnezyum, manganez, çinko. evet, aralarında vitaminlerin de içinde bulunan çinko, magnezyum da var. en büyük sorun yaratan başlıca ağır metallere şöyle bir göz atalım.

    arsenik: Suda, böcek ilaçlarında, duvar boyalarında, metal üretim alanlarında, elektronik cihazlarda bulunan arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kansere sebebiyet veren element olarak tanımlanmıştır.

    cıva: en çok amalgam diş dolgularında bulunur. amalgam dolguların %50’si cıvadır. kalanını da kalay, bakır ve gümüş gibi diğer ağır metaller oluşturur. deniz ürünlerinde de büyük miktarda görülmüştür. Özellikle mezgit, kefal, levrek, kalkan gibi balıklarda bulunan cıva sinir sistemini olumsuz yönde etkiler.

    kurşun: en sık karşılaşılan zehirlenmelerden biridir. vücutta birikim, hava yoluyla deriden ya da sindirim sistemiyle olabiliyor. Kurşun, en çok yapraklara ve meyvelerin yüzeyine yapışıyor, bir miktarı da bitkilerin kökleri tarafından topraktan alınıyor. Yiyecekleri dikkatle yıkamak, meyve ve sebzelerdeki kurşunu büyük oranda azaltabiliyor ama vücuda giren kurşundan kurtulmak mümkün olmuyor, zira kurşunun biyolojik yarılanma ömrü yaklaşık 30 yıl. ucuz ürünlerin boyalarında da bol miktarda bulunur.

    alüminyum: bolca maruz kaldığımız bir başka ağır metal. diş macunları, deodorantlar, yemek saklama kapları, alüminyum folyo, sigara filtreleri gibi ürünlerde bulunur.

    silisiyum: son yıllarda teflon tavalar çizilince zehir saçıyor diye korkup, seramik tavalara geçiş yapanları bekleyen bir başka ağır metal tehlikesi.

    bakır: Bakır ürünleri iyice kalaylanmazsa bu ürünlerde pişen yemeklere bakır tuzları geçer ve vücutta zehirlenmeye yol açabilir.

    peki, çaresi nedir? doktorların tavsiyesi, çok ağır zehirlenmelerde şelasyon tedavisi. şelasyonda vücuda damar yoluyla etilen diamin tetra asetik asit, vitamin B, C, magnezyum ve çinko birlikte verilir. amaç, edta’nın ağır metallere bağlanıp, vücuttan dışarı atılmasıdır. tedavi ayrıca kişniş ve yosunlardan elde edilen chlorella’nın da dahil olduğu bitkisel takviyelerle de desteklenebilir.

    yani işin özeti, ilerleyen sanayileşme yüzünden belli başlı ağır metalleri hayatımızdan ancak belli bir noktaya kadar çıkarabiliriz. yaşadığımız şehirlerdeki hava, yediğimiz ürünler belli. eğer nedeni bir türlü bulunamayan şikâyetleriniz varsa, bir toksisite testi yaptırın derim.
    #171427 lachattenoire | 5 yıl önce
    0tıp terimi