donald trump, jair bolsonaro, boris johnson, françois hollande, aleksis tsipras, viktor orban gibi çok değerli dangalak popülist siyasetçileri dünya gündemine sokmuş dönem. 20. yüzyılda hiç değilse diktatörlerin bile ağırlığı varmış ya da medya insanların ne içtiğini bile bu kadar göz önüne sokmadığı için insanlar öyle sanıyordu. gerçi, bu işin başlama noktası aslında soğuk savaş ciddiyetinin bitmesidir. soğuk savaş bittikten sonra 1990'lardan itibaren dünya boris yeltsin, bill clinton gibi dangalaklarla tanışmaya başladı, 2000'lerde durakladı biraz 2010'lu yıllarda patlama yaşadı, zirve noktasına ulaştı.
soğuk savaş döneminde de mobutu sese seko ya da bokassa gibi dangalaklar yok değildi doğru ama insanlar 3. dünya ülkelerinin diktatörleri diye geçiştiriyordu işte.
türkiye için konuşursak, meşhur 90'lar türkiyesini bile geride bırakacak şekilde kaotik dönemler yaşanmıştır. ordu içinde balyoz ve ergenekon davaları adı altında temizliğe gidilmesi, referandumlar, seçimler, toplumsal olaylar.
derken ardı ardına gelen terör saldırıları onların şoku geçmeden bir darbe girişimi. suriye'deki savaş, mülteci akını, terörle mücadele, sınır ötesi harekatlar.
tarihi bir döneme tanıklık ettik, belki binlerce insan öldü, gelecek yıllar ne getirir bilmem ama ortada bir gerçek var; 2020'ye sınırlarımızda var olan büyük bir tehditle, milyonlarca mülteciyle ve ardımızda bıraktığımız binlerce kayıpla giriyoruz.