1865-1925. yaşadığı dönemde çevresi tarafından son derece saygı duyulan ve sözü dinlenen nakşibendi tarikatına mensup yoğun bir dini eğitim almış elazığ/Palulu biridir. Üç eşten toplam beş kadın ve beş de erkek olmak üzere 10 çocuğu doğmuş, Tarihe adını şeyh said ayaklanması lideri olarak yazdırmıştır. Karıştığı ayaklanmada, kurulan istiklal mahkemelerinde yargılanarak 29 haziran’da diyarbakır’da mahkeme avlusuna kurulan idam sehpasında asılarak yaşamına son verilmiştir. Ailesinin tamamının olaylar sonrasında yurdun batısında ve çeşitli yerlere sürgün edilmesine karar verilmiştir.
bugün cehenneme yollanışının 95. yıldönümüymüş. 1 asır öncesinin feto'sunu azımsanmayacak kesimin anması da oldukça ilginç.
neyse, söz konusu ingiliz köpeği ve onu anan güruha akla gelebilecek tüm küfürleri armağan ediyorum…
isyan etmesiyle türkiye'yi musul ve kerkük'ten eden kişi.
ne hikmetse tam da bu musul konusunun milletler cemiyeti'nde tartışılacağı dönemde isyan bayrağını çekmiştir. hatta ne hikmetse yine bu sıralarda ingiltere'de birileri "kürtlere güvenmesek de onları kullanmayı düşünüyoruz" demiştir.
İstiklal mahkemesi hakimi Şeyh Sait'e sorar;
-Neden isyan ettin?
Cevap;
-Din elden gidiyordu.
Hakim;
-İstanbul 5 yıl İngiliz, Fransız ve İtalyan işgali altında kaldı. O zaman neredeydin?
Cevap: YOK
böyle bir şey gerçekte yaşanmadıysa bile gerçekten çok iyi bir yazı olmuş burada paylaşmak istedim.
işte sorunlarımızdan birisi istiklal mahkemelerinin çok insaflı davranmalarıdır. bu akıl tutulması yaşatan 20 yılın tek faydası nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu görmemizdir.