1. çin halk cumhuriyetinde revizyonistleri ve rejim muhaliflerini tasfiye etmek için çin komünist devriminin lideri ve çkp genel sekreteri mao zedong'un başlattığı hareket. 1966'da başlayıp mao'nun ölümüne kadar on yıl kadar sürmüştür. bugün, ortodoks marksistler haricinde her siyasi görüşün nefretle andığı olaylardır. olayların başlamasının temel sebebi olarak çin-sovyet ayrılığı gösterilir. stalin'in ölümünün ardından başa geçen nikita kruşçev hem sbkp'de hem de ülkede geniş kapsamlı bir de-stalinizasyon süreci başlatmıştı. bu süreç başta mao ve avrupa'da enver hoca gibi ortodoks marksistlerin büyük tepkisini çekmişti. revizyonizm olarak tanımladığı ( ülkemizde solcu kültüründe revizyonist küfür gibi algılanır ancak revizyonizm olduğu doğrudur. revizyonizm zaten kelime anlamı olarak siyasal doktrinlerin temellerinin tartışma konusu edilmesi anlamına gelir.) bu olayların çin'e taşmasını önlemek için mao önlem almak istemişti. zaten, hali hazırda devlet başkanı liu şao çi sovyetlerdeki bu olayların en büyük destekçisiydi. ( daha sonra revizyonizmin en büyük destekçisi olmakla suçlanarak itibarını kaybetti. mao'nun ölümünden sonra kendisine çhc tarafında iade-i itibar verilmiştir.) mao, çareyi çin kültür devrimini başlatmak buldu. ona göre bu ikinci devrim, 1945'te ki devrimin ruhunu yeniden canlandıracaktı.

    bu olaylar esnasında revizyonistler ve sscb yanlıları partiden kesin olarak tasfiye edildi. mao'nun görüşlerini savunmak için ülkenin her yanında halkı kızıl muhafızlar teftiş etti. üniversitelerin işleyişine karışıldı ve tehlikeli bulunan hocalar kızıl muhafızlar tarafından halkın içinde öldürüldü. geçmişi ve eski çin'i çağrıştıran ne kadar olay varsa kızıl muhafızların hedefi oldu. bu bakımdan tapınaklar ve eski çin imparatorluğuna dair yapılar yağmalandı ve yıkıldı, klasik çin felsefesini öğreten kitaplar ise yasaklandı. batı tarzı müzikte yasaklananlar arasında yer aldı. kızıl muhafızların çeşitli mangalarının olması ve birlikle yönetilmemesinden dolayı ise birçok mağaza yağmalandı ve masum insanlar manga liderlerinin kafasına göre öldürüldü. bu olaylara güvenlik güçleri mao'dan emir aldıkları için karışmadı.tüm bu olayların hepsi ekonomik olarak çin'i çok kötü etkilemiştir.

    aynı zamanda mao'nun üç dünya teorisini yazmasını tetiklemiştir. mao'ya göre hem abd hem de sscb eşit oranda işgalci ve emperyalistti ve bunun kahrını üçüncü dünyadaki halklar çekiyordu. tüm bu yaşananlar, sscb ve varşova paktının, çhc ile tamamen ayrılmasına neden olmuştur. mao'nun görüşlerini destekleyen başlıca ülkelerse arnavutluk, kuzey kore ve pol pot'un kızıl khmerlerinin liderliğini yaptığını komünist kamboçya'ydı. ( ayırma ihtiyacı hissetim çünkü pol pot daha sonra sscb yanlısı komünistler tarafından devrildi. 1989'a kadar sscb yanlısı bir komünist kamboçya iktidarda kaldı.) komünist ayrılık,daha sonra abd'nin mao'yu ve pol pot'u sscb'ye karşı desteklemesine yol açacaktı.

    bugün çhc'nin pek hatırlamak istemediği olaylardır. zaten, mao'nun ölümünden sonra bu uygulamalar rafa kalkmış bu durum da enver hoca'nın çin'le de bağlarını kesmesine neden olmuştur. enver hoca, bir ortodoks marksist olarak ölene kadar ne çinle ne sscb ile tekrar yakınlanmış, stalin ve mao'nun görüşlerini benimsemiş bir komünist olarak avrupa'da izole bir iktidar kurmuş ve yugoslavya'nın (titoizmin) en büyük düşmanı olmuştur. ( o zamanlar türkiye'de kendisini hocaist olarak tanıtan komünistler de vardı.)
    #166809 chernobog | 5 yıl önce
    0olay 
  2. belki sosyalistler bana kızacaklar bu konuda ama, zannımca, çince karakterlerin ırzına geçildiği bir devrim olmuştur.

    şimdi "öğrenmeyi kolaylaştırıyor" falan diyorlar da, revize edilmiş karakterleri öğrenen adam eski karakterleri de çok rahat öğrenir.

    karakterler basitleşsin diye, sakat bırakılmışlardır. tayvan'da mesela hala geleneksel karakterler kullanılıyor. oradaki okuma yazma oranı da epey yüksek.

    bunun bir benzerini de hıyar fransızlar vietnam'da yaptı. yüzyıllar boyu çince karakter kullanan adamlara "ya siz bunu zor öğrenirsiniz" deyip latin alfabesini dayadı, ortaya saçma sapan bir alfabe çıktı.

    not: japonya'yı dışarıda tutuyorum. çünkü onlar çince karakter kullansa da, kendileri de çince karakter üretmişlerdir. bugün japonca'da olan ama çince'de olmayan çince karakterler mevcuttur. ayrıca bazı karakterleri de kendilerine uygun bir şekilde modifiye etmişlerdir.
    #166810 jean baptiste de la rose et la croix | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    8olay 
  3. büyük resmini bilmem ama çin kültürüne büyük zararlar vermiş, budamış, dev bir ağacı bonzaiye çevirmiş harekettir.

    mücadele sanatlarının çin kültüründeki yerini, ufacık yerleşimlerin bile kendi okulları ve gelenekleri olduğunu hatırlatarak devam edelim.

    mücadele sanatlarının felsefesi ve hatta teknikleri ağır reforma zorlanmış, "birleştirme" adı altında tek tip formlara hapsedilmiştir. bu "müfredata bağlama" işi, işin ehli ustalarca sporu yaşatmak adına değil, okulların ve tekniklerin budist ve taoist prensiplere bağlılığına göre (ne kadar uzak o kadar iyi), politik kriterlere yürütülmüştür.

    kültür devrimi sırasında mücadele sanatlarının genel olarak bir ayıplanma dönemine girdiğini, vuşu şemsiyesi altında gösteri yönü ağır basan, olimpik anlayışta puanlamaya dayanan formlara ehlileştirildiğini söyleyebiliriz. bu dönemde ustalar tutuklanıyor, okullara "artık ihtiyaç kalmadı" diye klit vuruluyor ve yetenekli çocuklar, ülkenin farklı yerlerindeki spor okullarına yatılı gönderilip kendi geleneklerinden kopartılıyordu.

    vuşuya karşı en ufak düşmanlığım yok, mücadele sanatları için harika bir organizasyondur, sporcuları saygıyı hak eder ama burada yapılan, "su böreği ve sigara böreği tarifini devletçe belirledik, artık köylerdeki tarifleri kullanmayacaksınız, ilgililer aşçılık komitemizin regulasyonunda börek pişirecek" demekle aynı abeslikte.
    #166869 son kurtadam | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0olay 
  4. inanılmaz zor olsa da adalet ve kalkınma partisinin türkiye cumhuriyeti'nde çok yaklaştığı şey.

    sayelerinde deist ateist sayısı görmezden gelinemeyecek oranda yükseldi.
    bu sayıları görmezden gelemezsiniz.
    inanış şekillerindeki bu değişikliklerin doğrudan yaşam tarzına etkisi olduğunu da reddedemeyiz.

    ilginç bi şekilde yönetim kademesi elindeki tüm imkanlarla despotça zorladıkça, mutlak gerçek kabul ettiği görüşün tersi yönde gerçekleşti.
    bunun durumun da çıkarılacak sonuçlar arasında yerini alması gerektiğini düşünüyorum.
    #170913 drage av kaos | 5 yıl önce
    2olay