o kadar zekasız bir adamdı ki beş yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği doğanın düzenini köylü çıkışlı olmasına rağmen anlamaktan acizdi. 1958 yılında serçe katliamı denilen tarihteki en akıllara zarar olaylardan birinin yaşanmasına vesile olmuştur. serçelerin tarlalara zarar verdiği gerekçesiyle halkı seferberlik ile serçe katliamı yapmaya teşvik etti. serçe öldürenlere de ödül veren bir sistem getirmişti. zaten döneminde açlıkla boğuşan çin halkı kısa sürede koskoca çin'de neredeyse serçe bırakmadı. çok geçmeden serçelerin aradan çekilmesi ile bir alt ekosistem hayvanı olan zehirli böcekler tarlaları bastı ve ürünlere inanılmaz zarar verdi. bu kafasız neredeyse yetmiş yaşında doğanın döngüsünü anlamayı başarınca (yani bu da iki yıl içinde halkın açlıktan ötürü serçeleri hızla yok ettiğini gösteriyor.) serçelerin yararlı olduğunu anladı ve katliamın durdurulmasını söyledi. işte bu kafadaki bir adamın ülkeyi ortalama kırk yönettiğini düşünüp ülkeye ne kattığını düşünün. düşündünüz mü? he, işte o adam mao zedong...
evet batılı masalları diye suçlanmadan önce çkp'nin birkaç propaganda posterini bırakayım:
Çin'de sanayii geliştireceğim derken 4 yılda 45 milyon kişi öldüren devlet adamı. (Hararinin sapiens kitabında yazıyordu). Şöyle de bir kaynak bırakayım. www.haberuygur.com/...
richard nixon döneminde gerçekleşen abd yakınlaşmasında, nixon'dan çok kendi parmağı olan lider. zaten bir çin-sovyet savaşı'ndan korkan abd de (nixon'a göre sovyetler çin'i dümdüz edermiş. bu da sovyetlerin neredeyse tüm asya kıtasına egemen olmasının ilk adımı olabilirmiş.) çin'in "size kapımız açık" söylemine balıklama atlamıştır.
mao'nun abd'yi daveti ise doğrudan olmamıştır. gazeteci edgar snow, mao'nun davetlisi olarak 1 ekim 1970 tarihinde tiananmen meydanı'nda gerçekleşen geçit töreninde mao ile buluşmuş. mao da "abd'ye kapımız açık" demiş.
nixon tabii hemen balıklama atlamış bu olaya. hatta "eğer tayvan'ı isterlerse onu bile vermeye hazır olalım" demiş. ama tabii henry kissinger "yeğenim dur, bir sakin ol; bir soluklan hele" deyip nixon'ı sakinleştirmiş.* işin ilginç yanı, çin ve abd heyetlerinin çin-abd yakınlaşmasından önce katıldığı varşova görüşmelerinde çhc heyeti hiç tayvan'dan söz etmemiş.
henry kissinger'ın çin uzmanları ise çin ile yakınlaşma konusunda ikiye ayrılmış. bir grup yakınlaşma taraftarı olurken, diğer bir grup da "çin bizi kullanır" diye tereddüt içinde kalmış. diğer bir tereddüt ise sovyetlerin çin-abd yakınlaşmasına vereceği sert cevap olasılığı olmuş. haliyle konuyu ince eleyip sık dokumuşlar epey.
sonrasında da bir grup gizli görüşmenin ardından daha henry kissinger bavulunu alıp çin'e ünlü ziyaretini gerçekleştiriyor. tabii kissinger çince bilmediği için yukarıda bahsettiğim uzmanlar kadrosu da kissinger'a eşlik ediyor.
bu görüşmeler sırasında zhou enlai (o dönem çhc'nin başbakanı) kissinger heyetine "abd bizim için 'ba'dır" diyor.
tabii heyet kitlenip kalıyor. çünkü bu kelimenin hem "lider" hem de "tiran" gibi anlamı var. bir de qin shi huang öncesi dönemdeki savaşan krallıkların kralları da tarihi kaynaklarda "ba" olarak geçiyor.
tabii heyetin işi orada en kısa sürede tercüme işlemini halletmek olduğu için bu ifade kissinger'ın kulağına "bizi liderleri olarak görüyorlar" şeklinde gidiyor. kissinger seviniyor elbette.* ama heyetteki michael pillsburry'nin kafasına takılıyor bu durum.
daha sonra bu pillsbury, bir şekilde zhou enlai'nin o dönemdeki sağ kolu ji chaozu ile görüşme fırsatı buluyor. olayı bir de ji chaozu'ya soruyor. ji chaozu da "biz aslında o kelimeyi hususi olarak seçtik. hem tiran, hem de yok edilmesi gereken krallıklardan birisi olduğunu ima ettik. ama kissinger ile de arayı bozmak istemedik" diyor. pillsbury şok oluyor tabii.*
Hakkı yenilen adam illaki hataları vardır ama çin'in devrimden önceki 200 yılını bilmeyen mao hakkında yanılmaya mahkumdur.
Çin'in yaşadığı utanç devri diye bir çağ var 1800'lerden çin devrimi'ne kadar olan süreç burada çin halkının çektiği acılar öğrenilmeden mao hakkında kesin ifadelerden kaçınılmalıdır.
Köyden gelip devrim yapmak herkese nasip olmaz, iyi adamdır mao; güzel adamdır.
Pirinç tarlalarında sabahtan akşama sırtında bir kırbaçla çalışma hayali olanların taptığı, milyonlarca insanı açlıktan öldürmüş, bir o kadarını da açlıktan beyin fonksiyonlarından arındırmış diktatör. Neyse ki öldü de, zulmünden kurtuldu insanlar.
komünizmin hüküm sürdüğü çin’de insanları açlıktan öldüren diktatör. akp insanları açlığa sürüklüyor diyen ülkemizdeki solcular, bunun gibi adamlara tapıyor. allah akıl fikir versin.
müzikten zevk almayı burjuva zevki olarak nitelendirmiş ve bu sebeple "devrimci müzik"ler haricindeki müzikleri yasaklamış olan koltuk adamı.*
sscb bu konuda biraz daha fazla taviz verirken (en azından kaçak göçek de olsa dışarıdan müzik sokulabiliyormuş ülkeye), çin hiç taviz vermemiş. bu sebeple de bir şekilde yurtdışına çıkmamış olan çinliler (eğitim, diplomatik görev vs) the beatles'ı ilk defa 1980'lerde dinleyebilmiş.
zengin ve aristokratik bir köylü ailesinin çocuğu olarak doğan mao zedong, fizik okudu ve kütüphanecilik yaparak geçimini sağladı. devrimci kariyerine bir anarşist olarak başlayan mao, muzaffer ekim devrimi'nin de etkisiyle marksizm'e dümen kırdı.
bir komutan ve stratejist olarak mao, halk kurtuluş ordusu'nun kurucusu ve meşhur uzun yürüyüş'ü örgütleyenlerden biri. marksizmin askeri kanadına yaptığı katkılar, gerilla savaşını marksizm için işler kıldı.