1. kendi adıma bir başlığa yazarken bu kadar gerildiğimi hiç hatırlamıyorum. çünkü warhammer 40,000 iki kelimeden oluşsa da arkasında abartısız devasa bir yığını ifade eden bir kavram. masaüstü oyunu var (ki zaten asli hali bu, figürleri boyayıp, savaş alanlarında belli kurallara göre çarpıştırıyorsunuz), romanları var - muhtelif serilere bölünmüş olarak 2-3 sene önce 462 adet kitaptan oluşan - son sayısına ulaşamadım, bilgisayar oyunları var, podcastler var, müzikler var...

    warhammer 40000 denildiğinde bu settingin poster çocukları space marine dediğimiz genetik süper askerler. bu askerler insanlığı kendi imparatorluğunun şemsiyesi altında birleştirmeye çalışan ve kendisine insanlığın imparatoru (emperor of mankind) diyen bir varlık tarafından genetik bilimini sonuna kadar zorlayarak üretilen askerler. bu askerlerin öncesi de dünyadaki devletleri tek tek birleştirirken bir nevi prototipleri olan thunder warriorlar. bu askerleri yönetmeleri için imparator dünya'daki sarayının altında 20 tane daha da süper general yaratıyor. bu generallere biz primarch diyoruz. primarchlar daha sonra henüz kuvözlerindeyken "bir şekilde" galaksinin dört bir yanına dağılıyor. imparator ise galaksiye daha önce, teknolojinin kara çağı (dark age of technology) döneminde, yayılmış insan kolonilerini birleştirmek için sefere çıkıyor. bu sefer sırasında da space marine lejyonlarının kayıp primarchları da bir bir bulunuyorlar. 20 primarchtan 2'si bir sebepten ötürü yokediliyor ve tarihten falan siliniyor. daha sonra başka bir proje üstünde çalışmak için imparator ilk bulduğu ve yanında büyüyen oğlu horus'a warmasterlık vererek dünyaya dönüyor. bilim ve anlayışın olduğu bu dönemlerin bitiş noktası ise warmaster'ın çeşitli olaylardan sonra kaosa düşerek babasına karşı isyan etmesi. bu isyan 54 kitapta dünyaya gelişi anlatan ve halühazırda 4 kitabı çıkan serilerinde anlatılıyor.

    bu isyan horus'un ölümü ve imparatorun ölümcül biçimde yaralanıp altın taht (golden throne) dediğimiz bir aletin içerisine konulmasıyla bitiyor. golden throne hem bir yaşam destek sistemi, hem de imparatorun psişik varlığını güçlendiren bir alet. dünyadan yayılan ve psişik olarak görülebilen bir ışık ile ışıkhızının ötesine geçen gemilerdeki navigatörler nirengi alıp bir yerden bir yere gidebiliyorlar. bu gidiş de warp adı verilen bir ortamdan yapılıyor. warp dediğimiz şey, 30000'li yıllarda sanıldığının aksine, içinde muhtelif varlıkların olduğu bir ortam ve aslında yaşayan canlıların düşünce, hayal ve diğer dürtülerinden besleniyor. bu ortamda 4 tane tanrı seviyesinde güce sahip olan varlık da var; khorne, slaanesh, tzeentch ve nurgle. khorne savaş ve kan tanrısı, slaanesh haz ve aşırılık tanrısı/tanrıçası/birşeysi, tzeentch değişim tanrısı ve nurgle de hastalık ve çürümeyi temsil ediyor.

    kaos dediğimizde ise bu tarafın birim ve askerleri horus isyanında primarchları ile beraber kaosa düşen space marineler ve kaosun yancıları normal insanlardan oluşuyor. aslında burada games workshop'un biraz kararsız kaldığını söyleyebilirim - zira etki olarak radyasyona benzer şeyleri de var, aşırılık gibi şeyler de var. ama genel olarak kaosa düşen adamın tipi fena kayıyor. tentaküler bir birey haline geliyor falan yani.

    bunun haricinde evrende insanlık yalnız değil. uzay elfi diyebileceğimiz ve haz ve aşırılıklarının hayvanlaşması ile slaanesh'i doğuran eldarlar var, bu doğum esnasında yaratılan psişik yankıdan galaktik bir imparatorluktan sayılarının azlığından öleyazan bir medeniyet haline geliyorlar. eldarlar 6 milyon yıl önce olan ve war in heaven adını taşıyan bir savaşta old ones tarafından necrontyrlara karşı yaratılmış iki canlıdan birisi. öbürü de orklar. orklar bayağı bildiğiniz fantastik kurgudaki orklar gibi olan ama savaştıkça güçlenip büyüyen ve en nihayetinde mantardan türeyen bir medeniyet. stil olarak biraz daha ingiliz holiganlarını andıran bir tavır ve hareketleri var. necrontyr ise apayrı bir manyaklık - oyun sırasında yeşil yeşil parlayan gauss silahları ile ruhsuz terminatör kılıklı iskeletler olarak göreceğiniz bu arkadaşlar tanrılarını bedenlere hapsedip parçalayan/yiyen bir medeniyet (işin orası az karışık).

    tyranid, tau haricinde temel taraflardan bahsettim ama benim esas oğlan olarak gördüğüm, eskiden imperial guard olarak bilinen ama şimdi (sanıyorum trademark konularından ötürü) astra militarum'dan bahsetmemiş olmam bence büyük utanç. zira süperasker olarak üzerinize haldır haldır koşan binlerce böcekten, ayı gibi yeşil orktan, uzaktan tek atışla sizi mıhlayabilecek elflerden falan korkmamak kolay - olay üstünüzde kevlar zırh, elde dandik bir lazer tüfeği, arkada sizi eğer arkaya adım atarsanız kafadan vuracak bir komiser ile tüm bunlara karşı koyabilmek bence. bu arkadaşlar bunu yapıyorlar ve bence haya ve rahimlerini yerde sürükleyerek geziyorlar ağırlıktan - artık altın mı, demir mi, paladyum mu bilmiyorum.

    tyranidler ise starcraft oynayanların direkt bildiği zerg'in orjinali. nereden geldiği bilinmeyen ve elegeçirdikleri gezegenlerin biyolojik herşeyini yiyerek yoluna devam eden ve herşeyleri organik olan bir taraf. yani size ateş ettikleri silah bile canlı, uzayda giden gemileri canlı, herşeyleri canlı. ve gerçekten çok sayıdalar. ve söylentiler imparatorluğun canına okuyan iki hive fleet'in öncü keşif birlikleri olduğu yönünde.

    tau ise imparatorluğun keşfettiği sırada çok ilkel olan ama 40k döneminde gundamvari battlesuitleri falan keşfetmiş, raytoplarıyla falan merhaba diyen bir taraf haline gelen teknolojik bir medeniyet. tüm bunların arasında en iyi taraf bu - for the greater good diye bir kavramları var - sterilizasyon kamplarını falan saymazsak iyiler yani.

    uzun uzun yazdım ama bu gerçekten acınası derecede eksik ve kısa bir giriş yazısı olabilecek bir şey. warhammer 40000'in en büyük zararı bu evrene girdikten sonra bilimkurgu damağınızı bozması ve diğer evrenlerin önünüze epik olay diye koyduğu şeylere "e ne var bunda" tepkisi verdirmesi. star wars'ın, mesela, en büyük olayı olan "vay abi adamlar gezegen patlatan silah yapmışlar" olayı 40k'da günlük olan ve hatta türleri olan bir şey. yani ister torpidolar ile bunu yapabiliyorsunuz, isterseniz gezegeni virüs bombalarıyla tüm canlı hayattan azade edip oluşan metan gazını lazer çakarak göklerini alev alev yakabiliyorsunuz. veya bu tyranid hive fleet savaşları sırasında engizitor kryptmann'ın hive fleet leviathan'ın yolunda olan tüm sistemleri yoketmesi geliyor akla. ve bu imparatorluk için çok öyle aman aman "vay arkadaş nasıl toplanacaz" sorusu bile yaratmıyor. veya dune evreninde aradan 10000 sene geçmesi gibi durumlar burada warp'a giren her geminin başına gelebilecek bir şey - star trekvari gibi değil, warp akımları öyle uygun görürse bir anda sizin için beş dakika gerçek evren için dört bin yıl geçmiş olabiliyor.

    neysemney, ben bu evreni hep duyup hep biliyordum ama beni tam anlamıyla içine çeken şey dawn of war 1 oldu. akabinde remzi'den eisenhorn serisini bulup devamında çıkan ravenor serisi ile devam ettim. dan abnett'in yazdığı bu eserler bu setting'in mottosu olan "geleceğin zalim karanlığında sadece savaş var" kavramının ötesinde medeniyetin nasıl çalıştığını gösteren kitaplar. akabinde yine kendisinin yazdığı ve an itibariyle 14 kitaptan müteşekkil gaunt's ghosts ile devam edilebilir.

    çok dağınık oldu, aslında ideali bu konuda bilgili ve ilgili arkadaşlarla haldır haldır bir tematiğe girmek ama o beni aşan bir şey. okuduğunuz için teşekkürler!

    uktesi
    #211542 kissingerinpaltosu | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0kitap serisi, masaüstü oyunu, video oyunu 
  2. geri plandaki hikayesi hakkında hiçbir şey bilmesem de (bkz: ) adındaki bir proje ile karşıma çıkan fantastik bir oyun evreni(?).
    #219057 birbirey | 4 yıl önce
    1video oyunu 
  3. İn the grim darkness of the far future, there is only war.

    Uzak geleceğin korkunç karanlığında yalnızca savaş vardır.

    denilen türe (aslında tarza) adını verecek kadar etkili bir kurgu evrendir.

    Öyle bir külliyattır ki 5-6 sene önce baktığımda yüzlerce romanı; kısa öyküsünü, radyo tiyatrosunu vs. de eklediğinde 500+ eserlik bir kütüphanesi vardı. Şirketin sadece kanonik evren korunsun diye, romanları yazım sürecinde denetleyen bir departmanı var. Bunlar yazım, pazarlama editörü falan değil. Tek işleri senin yazdığın romanın, önceki yüzlerce eserle çelişen bir sahnesi olup olmadığını kontrol etmek. Koskoca disney, amazon yapmadı şunu, evrenlerine ve okuyucularına saygıda TEPEDELER.

    ben bu hacim nedeniyle hiç bulaşmadım. Hakkını vermiş bir arkadaşım var. Memur olduğu için senelerdir çalışmıyor, sabahtan akşama kadar warhammer romanları okuyup dükkanı kapatıyor. aşağıdan atsam 30-40 tane okumuştur. Ne biliyorsam o anlatır zaten, ben birbirine karıştırırım.

    #292773 son kurtadam | 3 ay önce (  3 ay önce)
    0kitap serisi 
  4. henry cavill'in başrol olduğu bir warhammer evreni yaratım aşamasında. dizi, film yapılacak. cavill'in de zaten favori video oyunu imiş.

    witcher serisinden sonra bu da ilaç gibi gelir.
    #292777 humblesquirtle | 3 ay önce
    0video oyunu