ısı ve sıcaklığı inceleyen fizik dalı. ortaya çıkışıyla sanayi devriminin ortaya çıkması paraleldir. zaten genelde de fransızlar, ingilizler ve almanlar iz bırakmıştır bu alana.
otto von guericke, 17. yüzyılda, içi vakumlanmış bir küre yapar ve berlin'de "bu küreyi ikiye ayıracak güç dünya üzerinde yok" der. 24 tane at küreyi zıt konumlarda çekerler ama küre bana mısın demez ve bu durum brandenburg yöneticisinin çok hoşuna gider. "helal olsun yeğenim" der ve böylece dünyada (daha doğrusu avrupa'da, asya'da ve osmanlı'da henüz bu deneyin önemi anlaşılmamıştır. çünkü adamların haberi yok.) basınç, vakum, gazların hareketi gibi şeyler bazı insanların ilgisini çeker. böylece termodinamiğin temelleri atılır. piston falan icat edilir. gazların hareket kanunları ortaya çıkar.
james watt, 18. yüzyılda buhar motorunu icat edince de termodinamik üzerine çalışmalar daha da artar. çünkü artık insanlar bir şekilde ısıyı hareket enerjisine dönüştürmüşlerdir. tabii termodinamikten sadece üretim ve savaş konularında yararlanma amaçları vardır insanların. zaten o dönemde insanların başka da pek uğraşı yoktur. mesela napoleon, otomobil yapımı konusuna çok önem vermiş. döneminde de rayların üzerinde giden, lokomotiften hallice bir otomobil yapılmış. neden? çünkü adam lojistik konusundaki sıkıntıları çözmek istiyor.
19. yüzyılda nicolas leonard sadi carnot (politikacı olan marie françois sadi carnot ile çok karıştırılır bu adam) kısa yaşamına rağmen termodinamiğe çok büyük katkılar yapar. zaten kendisi de askerdir. tabii termodinamiğe çok büyük katkılar yaptığını kendisi de dahil kimse bilmiyordu yaşadığı dönemde, o da ayrı bir konu. carnot çevrimi ve carnot makinesi ile entropi kavramı yavaş yavaş aydınlanmaya başlar.
19. yüzyılın sonlarına doğru da lord kelvin, james clark maxwell, ludwig boltzmann, max planck gibi fizikçiler carnot'dan aldıkları feyzle entropinin üzerine giderler, termodinamiğin matematiğini büyük oranda oluştururlar.
//bu başlık rstnpeace tarafından ukde olarak kaydedilmiş
isim olarak yunanca thermé (ısı) ve dynamic (dinamik-kuvvet-güç) kelimelerinin birleşimidir.
yazar arkadaşlar birinci, ikinci ve üçüncü yasaları iyi bir şekilde açıklamışlar fakat sıfırıncı yasaya bir ekleme yapmak istiyorum.
sıfırıncı yasa termometrenin icadı olarak bilinir. her ne kadar termometre çok daha önce icat edilmişse de kanunun tanımlanması dört yüz yıl sonra olmuştur. sıcaklığın temel bir birim olması; sıfırıncı yasanın, diğer yasalar için bir zemin oluşturuyor olması ve diğer kanunların birinci ve ikinci olarak yerleşik bir yer edinmesi sebebiyle adı sıfırıncı yasa olarak belirlenmiştir.
ısı, iş, enerji vb kavramları inceleyen bilim dalı. ısı bilimi de denebilir. üniversitelerde -özellikle mühendislik fakültelerinde- karşınıza çıkar.
bilinen başlıca kaynaklarından biri yunus çengel ve michael boles tarafından yazılmış olan kitaptır. genelde yunus çengel termodinamik diye duyarsınız etrafta. benim gibi ingilizce kaynak sevmeyenler için ilk duyulduğunda ''abi derse zor diyorlar, neyseki hoca yunus çengel'in kitabını kullanacakmış. hiç değilse türkçe kaynak kullanırım'' diyebilen çokça kişi vardır. lakin hatırlatmak gerekir ki kitap türkçe değildir. *
dersle ilgili genelde çok zor denildiğini duyarsınız. kimine göre cidden çok zordur, kimine de kolay gelir. yani kimseye aldanmayın; zor ya da kolay, iş sizde bitiyor.
zor diyenlerin en büyük argümanı arnold sommerfeld tarafından söylendiği söylenen; "termodinamik komik bir konudur. ilk defa öğrendiğinizde, ne olduğunu anlamazsınız bile. ikinci defa üzerinden geçtiğinizde, bir-iki nokta hariç anladığınızı düşünürsünüz. üçüncü defa baktığınızda ise, anlamadığınızı bilirsiniz ama o zamana kadar konuya alıştığınız için bu sizi o kadar rahatsız etmez." sözleridir. ders çıkışı kantinde illa ki duyarsınız bu sözü. *
he bana termodinamik nasıl sence diye soracak olursanız size şu videoyu gösterebilirim link
ayşen gruda: dersi anlatan hoca şener şen: dersi ilk kez alan öğrenci kemal sunal: dersi 3. kez alan öğrenci