Havada (deniz seviyesinde ve 21°c sıcaklıkta) saniyede ortalama 300 metre (tam olarak 343.2 metre) hızında ilerler. Işık ise bundan çok çok daha hızlı: saniyede 300 milyon metre yani 300 bin km hızda. Bu yüzdendir ki gök gürültüsünde önce ışık, sonra ses gelir.
birbirlerine göre belirli bir aralıkta bulunan iki tanesi tınlayınca, hiç yoktan üçüncü bir ses dalgasının oluştuğu titreşimler.
yanlı bilmiyorsam eğer özellikle antonio vivaldi bu olaya çok kafa yormuş ve armonisini bu fiziksel olaya göre temellendirmiş. consort counsellors bu konuya değinmişlerdi.
Güç: Akciğerleriniz ve nefesiniz
Kaynak – Titreşim Kaynağı: Ses telleriniz, gırtlağınız (ses kutusu)
Filtre – Rezonans: Gırtlakta ses tellerinizin üzerinde kalan kısım, burnunuz, ağzınız ve yüz boşluklarınız (sinüsleriniz)
Ses telleri bildiğimiz gibi tel değil açılıp kapanan kapakçıklardır. Bu kapakçıklardan hava akımının geçmesi sonucu ses oluşur. Islık çalma olayını ele alırsak elle ya da elsiz(sadece dil kıvrımlariyla) hava akımının dışarı çıkmasını değiştirmemiz sonucu ortaya çıkar.
ağızdan çıkış şekline göre değişir. mesela, örneğin bir kadını ele alalım, nefes nefese kalıp sakin ve gizemli bir şekilde telefonda konuştuğu zaman ortaya çıkan ses insanı çıldırtır. sakinliğin yerine şiddeti arıtırp konuşması yenıden ele alındığında ortaya çıkan durum tamamen değişir. kısacası anlatmak istediğim konu bizim bilinçaltımızla eşleşen ya da bilinçaltımızda hareketlerimizi kontrolü altına alan hilekar sestir kanımca. bu hayatta ses tonuna göre ben hareket etmedim, beni etkilemedi diyen varsa kanıtlaması veya ikna etmesi halinde ilk üç kişiye yüzer dolar göndereceğim.