1. cumhuriyet tarihimizin ilk çok partili seçimidir. ben inönü'yü severim. iyi bir asker olmasının yanında, mütevazi bir insan ve dahi bir diplomattır. ama çok partili döneme geçişimiz hiç de romantik chp'li dostlarımızın anlattığı gibi olmamıştır. inönü aşırı demokrat perverliğinden hadi bakalım iyi olan kazansın dememiştir.

    anadolu'da 2. dünya savaşının getirdiği kıtlığın sorumlusu ismet inönü görülmekteydi. seküler yaşam tarzının yanlış bir siyasetle halka yansıtılışı da bu öfkeyi perçinlemekteydi.
    ömrü ittihat terakkinin karanlık dehlizlerinde geçmiş mah'çı bayar bunu çok iyi tahlil etti. çevresine menderes gibi feodallerin okumuş parlak çocuklarını da aldı ve chp'den kopup demokrat partiyi kurdu.
    halkımızın dili ''demokrat'' a dönmediğinden mütevellit bu parti halk arasında ''demirkırat'' olarak anılmıştır. hatta 1960'larda demirel'in ''kır at'' sembolü de yasaklı demokrat partiye bir şifredir.

    demokrat parti 1946 öncesinden beri gerçekten tabandan örgütlendi. halkın güvenini ve tevecühünü kazandı. ve gerçek sonuçlar dikkate alınırsa seçimlerden birinci çıktı. lakin dünyada 1. paylaşım savaşının korkunçluğundan yeni çıkmıştı. hitler ve musolini fiziki olarak ölse de zihniyeti ve ruhu hala dünyada gezmekteydi. inönü ve eşrafı ne yaptı etti iktidarı halkın seçtiği temsilcilerine vermedi.

    lakin demokrat parti ve halk bundan yılmadı küsmedi. 1950 seçimlerine daha iyi hazırlanıp, çok daha fazla oy aldılar.
    inönü'nün eşrafı ''paşa geçen seçimlerin aynısını edelim mi?'' dediler. inönü çok iyi biliyordu ki dünya dört yıl öncenin dünyası değildi. aşırılığa gitmedi ve kavgasız gürültüsüz iktidarı teslim etti.

    46 ve 50 seçimleriyle ilgili bir anekdot anlatmak isterim. o yılların seçim sisteminde her hangi bir ilde, bir fazla oy alan parti, ilin bütün vekillerini kendi hanesine yazıyordu. örneğin istanbul'un 20 vekili varsa ve chp o ilden yüzde 51 oy aldıysa 20 vekilin hepsi chp'li oluyordu. demokrat parti mecliste 1950 seçimlerinde bu sistemin değişmesi için çok uğraştı. inönü razı gelmedi. bu sefer o antidemokrat ip siyaseten chp'yi astı.
    #162702 memosh usta | 5 yıl önce
    0seçim 
  2. 21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimleridir. 5 Haziran 1946'da Milletvekili Seçim Yasası değiştirilmiş ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa tek dereceli seçim esasında gerçekleştirilmiştir.

    395, 64 ve Bağımsızlar ise 6 Milletvekilliği kazandı.

    Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk çok partili genel seçimi olan bu seçim adli denetim dışında, açık oy, gizli sayım ve esasına göre yapıldı. (açık oy - gizli tasnif) Bu usulsüzlüklerinden dolayı "şaibeli seçim" şeklinde de anılmıştır. Bu genel seçim ile TBMM 8. dönem milletvekilleri seçilmiştir.

    Seçimlerde ilk kez aday esaslı blok oy sistemi uygulanmıştır. Bu sistemle beraber her vilayetin bir de seçim çevresi olmaktadır. Her 40 bin yurttaş için bir milletvekili seçilirken, herhangi bir ilin nüfusunun 40 binin altında olması halinde o ile bir milletvekilliği tahsis edilmekteydi. Nüfusu 40 binin üzerindeki iller için milletvekili sayıları ise şöyle belirtilmişti:

    Nüfusu 55.000'e kadar olan iller: 1 milletvekili
    Nüfusu 55.001-95.000 arası: 2 milletvekili
    Nüfusu 95.001-135.000 arası: 3 milletvekili
    Nüfusu 135.001-175.000 arası: 4 milletvekili

    'nde söylendiğine göre seçimlerde şaibe olmasaydı bile DP'nin kazanması mümkün değildi. Çünkü parti listeleri henüz hazır değildi. Bazı seçim bölgelerinden aday bile göstermemişti. Yani erken seçime giderek yeni kurulan DP'yi hazırlıksız yakalamıştı.

    tr.wikipedia.org/...

    (bkz: )
    #224279 jotaro | 4 yıl önce
    0seçim