1. kıtaların kayma hareketleri.

    1915 yılında alman ve yer bilimci Alfred Wegener bir kitap yayımladı. bu kitapta, yeryüzündeki kıtaların dünya oluştuğundan beri şimdiki hallerinde olmadıklarını, adı verilen tek bir kıta olarak birleşik halde bulunduklarını ve bu tek kıtanın zamanla, önce Kuzeyde ve güneyde 'i oluşturacak şekilde 2'ye, daha sonra günümüzdeki hallerini oluşturacak şekilde daha fazla parçaya ayrıldığını ileri sürdü (günümüzde biliyoruz ki kıtalar her yıl birbirlerinden 1-2 cm kadar uzaklaşıyor ya da birbirlerine 1-2 cm yaklaşıyor).

    bunun anlamı şuydu: kıtalar kocaman ve yıkılmaz kaleler gibi görünseler de, aslında yer'in katmanı üzerinde "yüzen" kocaman levhalardan ibarettir. bu levhalar birbirlerini sürekli oraya buraya itiştirir, birbirleriyle çarpışır ve dağlar, volkanlar gibi coğrafi şekillerin oluşumuna yol açarlar. bu hareketlerin nedeni, yüzeydeki bu levhaların üzerinde yüzdüğü tabakadaki hareketleridir.

    levhaların genel olarak yaptığı 3 tür hareket vardır. bunlardan biri yaklaşma hareketidir. eğer bu hareketi yapan 2 levha da okyanus tabanından ibaretse ya da biri okyanussal, diğeri kıtasal bir levha ise, biri diğerinin altına batar. bunun oluştuğu yere dalma-batma bölgesi diyoruz. eğer levhaların ikisi de kıtasal ise, o zaman çarpışma gerçekleşir. çarpışan bölgede yüksek dağlar ya da yaylalar oluşur.

    eğer levhalar birbirinden uzaklaşıyorsa, bu durumda açılan arayı mantodan çıkan lar doldurur. böylece 2 levha arasında sürekli olarak genç bir yüzey oluşur.

    eğer levhalar birbirine sürtünerek kayıyorsa, bu durumda büyük depremler ortaya çıkar.

    bu 3 durum bir denge içerisindedir. örneğin birbirinden uzaklaşan levhaların araları açıldıkça dış uçları bir yandan başka levhalara yaklaşır. yaklaşılan kısımda yine bir dalma-batma ya da çarpışma durumu ortaya çıkar. bu olaylar bu şekilde sürüp gider.

    başlıca levhaları ve hareket yönlerini, kaba hatlarıyla şu resimde görebilirsiniz.

    bu da ülkemizin neden deprem konusunda rahat bir nefes alamadığının kanıtı olan görsel. afrika ve arap plakaları, anadolu levhası'nı sürekli yukarıya doğru itiyor.

    tüm bunlar olurken, avrasya plakası da boş durmuyor ve bizi aşağıya doğru itekliyor. yani tost olmuş durumdayız. bu nedenle de bu plaka hareketleri sonucunda sürekli olarak depremlerle sarsılıyoruz.
    #162602 kokosh | 5 yıl önce (  4 yıl önce)
    3jeoloji terimi