buraya kadar olan kısım normal işleyiş. yani sağlıklı olan vücutta sürekli olarak gerçekleşen mekanizmalar. lösemi ise bu mekanizmadaki bozukluklardan birisi. sebebi tam olarak bilinmese de hastalıkta rol oynayabilecek genetik ve çevresel faktörlerden bahsetmek mümkün.
lösemide kemik iliğinden çok fazla beyaz kan hücresi üretilmeye başlar ve bu üretilen hücreler tam olarak olgunlaşmadıkları için görevlerini de yapamazlar yani vücut savunması düşer. bu kadar çok üretimin olması normal hematopoezin gerçekleşemesini de engeller ve sadece beyaz kan hücreleri değil kırmızı kan hücreleri ve trombositler de yeteri kadar üretilemez.
en başta miyeloid ve lenfoid hücrelerden bahsetmiştim, işte bu aşırı üretim miyeloid tarafta oluyorsa miyeloid lösemi lenfoid tarafta oluyorsa lenfositik lösemi diyoruz. akut ya da kronik olması da hastalığın ilerleyişiyle ilgili. akut lösemi adından da anlaşılacağı üzere daha hızlı ilerler ve -bundan kaynaklı olarak- hücreler kronik lösemiye göre daha az olgunlaşmıştır.
eritrositler yetersiz olduğu için anemi belirtileri görülür: ciltte solukluk/sararma, çabuk yorulma, halsizlik gibi. trombositler yetersiz olduğu için* çabuk morarma, kanama gibi belirtiler görülür. beyaz kan hücreleri yetersiz olduğu için* de vücudun savunması düşmüştür ve sık tekrarlayan enfeksiyonlar görülür. kemik ağrısı, kilo kaybı gibi genel belirtiler ve -özellikle lenfositik lösemide- şişmiş lenf bezleri* de bulgular arasındadır.
tanısında tam kan sayımı ve kemik iliği biyopsisi kullanılır. özellikle löseminin akut mu kronik mi, lenfositik mi miyeloid mi olduğunun anlaşılmasında rol oynayan farklı patolojik bulgular vardır.
tedavisinde kemoterapi, radyoterapi gibi seçenekler mümkün. tedavi hastanın durumuna ve hastalığının durumuna göre şekillenir. birçok kan hastalığında olduğu gibi buradaki seçeneklerden biri de kemik iliği naklidir*.