aslında bütün bülent ortaçgil şarkıları bir sesli düşünme şeklidir. olayların ve yaşamların içinden geçerken bir iç sestir aynı zamanda. bu şarkıda dediğim durumun en güzel metaforlarla bezenmiş halidir. ortaçgil yorumu da çok güzeldir. birsen tezer'den de dinlemenizi mutlaka öneririm.
seni sevdiğimi anladığım günden beri sesler değişti renkler değişti yüzümdeki çizgiler başkalaştı geçmişim değişti oyunlaştı
yeşilin ortasında gelincik gibi inceleşti yabancılaştı siste bağıran vapur düdükleri gibi geliyor muyuz gidecek miyiz yoksa çığlık çığlığa
seni sevdiğimi anladığım günden beri hiçlik değişti yokluk değişti karşılıksızlığım dengeleşti günler değişti sana dönüştü
nasıl gördüğün düşü yeniden istersen nasıl bir yılgınlıktır sabah zilleri zamanı gelince nasıl terkeder kuşlar kaçıyor muyuz kalacak mıyız yoksa çığlık çığlığa
seni sevdiğimi anladığım günden beri yüzler değişti dostlar değişti yorgun sokaklar bile karşı çıktılar adresler değişti evler değişti seni sevdiğimi anladığım günden beri gökyüzü değişti geceler değişti çocuklar bile bana çiçek diye baktılar yaşıyor muyuz unutacak mıyız yoksa çığlık çığlığa