başlığın kategorisi kulzos ile ilgili ama esasında anket. doldurun anacığım. ben başlıyorum aklıma gelenleri yazmaya.
evvela bu başlıkta yazılan olumlu ya da olumsuz görüşlere moderasyon olumlu ya da olumsuz yorum yapmasın. geri bildirim almaya çalışırken ters yönde akım oluşmasın. bir süre sonra bütün girdiler kulzos tüzel kişiliği tarafından değerlendirilip yorumlansın.
son zamanlarda kulzos'da aktif yazar sayısı azaldı. bazen bana öyle geliyor ki çevrim içi görünen onlarca yazar nefesini tutmuş bir şeyler olmasını bekliyor. bunun sebeplerini araştırmak gerekiyor. vaktim yok yazmıyorum değil de kulzos'la ilgili bir takım şeyler canımı sıkıyor o nedenle uzak duruyorum diyen varsa burada anlatsın. atış serbest.
sürekli yeni yazarlar gelmesine rağmen gidişler engellenemiyorsa bir sorun var demektir. bu sorunun kaynağı bu başlık altında incelenir, çözüm için kulzos yönetimine öneriler sunulur.
buradaki öneriler yalnızca öneridir. akıl ve mantık çervesinde olması beklenmez. her türlü öneri getirilebilir bu nedenle yazarların fikirlerini saçma ve yanlış olarak nitelemeden alternatifler üretmek gerekir ki herkes fikrini yazsın.
bu yazdıklarım tabii ki kulzos yönetimi hakkında görüş ve öneriler değil. onları daha sonra ikinci bir girdide yazacağım. bu girdi bu başlığa yazacak ve okuyacak olanlara önerilerdi. formatı da gözlerinden öptüm bu arada affola.
kendi açtığı başlığa ikinci girdiyi giren ezik troll gibi hissediyorum biraz. allahtan başlık benim değil. sorunların bu başlıkta dile getirilmesi gerekiyor. aksi takdirde ya herşey güllük gülistanlık anlamı çıkar ya da daha da kötüsü ki benim korkum o, yazarlar kulzos'u gözden çıkarmıştır, ne yazıcam, nasılsa kimse takmıyor diye düşünüyordur.
üslup konusu ilk aklıma gelen sanırım. elbette herkesin bir yazım tarzı var burası kesin ve kimseye bununla ilgili bir müdahale edilemez bu da doğru elbet. lakin "moderatör" etiketi üzerinde olan bir şahsın yazarlarla kişisel tartışmalara girmeleri haliyle yanlış anlaşılıyor. işin kötü yanı diğer moderasyon üyelerinin olayla bir alakalarının olup olmamasına bakılmaksızın fatura tüm moderasyona kesiliyor. şahsi önerim moderasyonun kendi içerisinde bir denetim mekanizmasına sahip olması ve yazarlarla iletişim kurarken belirli kurallar çerçevesinde bunu gerçekleştirmeleri.
*moderatörlerin nickleri tüzel kişilik olarak kalsın. yazar olarak yazmak için ikinci bir nick alsınlar. böylece kişisel olarak yaptıkları şeyler moderasyona mal edilmez. çoklu kişiliklerin kimin adına konuştukları her zaman net olarak anlaşılmıyor çünkü.
*ikinci bir şey olarak yazarı tarafından silinen girdiler canlandırılamasın. küstüm sana siliyorum, özledim döndüm canlandırıyorum işi girdi akışında saçma sapan durumlara yol açıyor. misal kulzos.com/... yalnızca moderasyon tarafından silinen girdiler düzeltilip canlandırılabilsin. yazarlar girdilerini silerken bütün gemileri yaktıklarını bilerek silsin. sözlük yazarlığı ergen aşkı değil bir dargın bir barışık saçmalığı kalksın.
*üçüncüsü birazcık goygoya müsamaha edilsin. kuru kuru yazacaksak vikipedi var. bir vpn'e bakar.
*dördüncüsü yine moderasyon. vur abalıya. tarafsızlıkla duyarsızlık arasındaki çizgi ihlal edilmesin. bu sözlüklerin doğasında çatışma var. bu çatışmada (bkz: moderatör) sözcüğünün kelime anlamına biraz yakın dursunlar. yangınlara körükle değil tulumba ile gitsinler. bir tartışma olduğunda taraf olmak ya da umursamamak değil arabuluculuğu misyon edinsinler.
* hala moderasyon. kulzos'un güncellemelerini ihmal etmesinler. sürekli dile getirilen talepleri uzun iş diyerek bir kenara atmasınlar. bir ucundan başlamayınca o iş kısalmaz çünkü.
Profilime baktım da 7 ay önce üye olmuşum. Ama uzun zamandır buradaymışım gibi hissediyorum. Güzel insanlar tanımama vesile olduğu gibi bilgi yönünden de beslenmemi sağlayan bir ortam.
Zaman zaman gerginliklere de denk geldim ancak kulzos yazarlarının itirafları/#160433 girdimde de dile getirdiğim gibi bir yöneticinin başka bir yazara "loser" diye hakaret etmesi kabul edilebilir gibi değil. O günden bu yana yönetimden sorumlu ekipten bu konu ile ilgili ne bir açıklama duyduk ne de kendisine yönelik bir yaptırım uygulandığını gördük. Kendi iç denetim mekanizmasını kuramamış bir yapı olarak görmek istemiyorum.
Her ne olursa olsun sözlük yönetimi taraf o-la-maz! Tarafsız bir şekilde gözlemleyip müdahale edilmesi gerektiği anda - ki sözlük kuralları dahilinde uygulanması gereken yaptırım ne ise yapılsın. Sözlüğün web sitesi olması itibari ile seo açısından günlük girdi üretiminin önemini önde tutarken niteliği de göz ardı etmesinler. Çok sayıda girdi giren yazar ve az girdi giren yazar kayırması moderasyonun kesinlikle uzak kalması gereken durum.
@laedri'nin de ifade ettiği gibi goygoya müsade edilsin ancak bu konuda tereddütlerim de yok değil. Ekşideki gibi seviyeler yerlerde gezer mi? Sonra burada da okumak istemediğimiz metinlerle karşılarşır mıyız? Çok emin olamıyorum. Bu konuyu da ayarında tutmak yine moderasyona kalıyor.
Hep dile getiriyorum yine yazayım: şu sağ tarafta beğenilen girdi listesinde yazar ismi yerine girdi başlığı veya girdi numarası yer alsın. Zira Oylanan yazar değil girdi.
Moderasyon kalabalık bir ekip. Sırf onlar yazılan her girdiyi oylasa yazarlar için teşvik edici olur.
milletin abuk sabuk kavgalarının başlıklar altında gerçekleşmesine izin vermeyin. kim neyi dert ediyorsa derdini özel mesajla halletsin. ifade özgürlüğü falan da demeyin bir zahmet. adam birilerine laf atacağım diye benim huzurumu bozuyor. okuma, engelle muhabbetlerine girerseniz de kırılırım. küçücük sözlüğüz, bir şey olduğunda herkese yansıyor gerginlik. yanda en beğenilenlere tıklıyorum, adam başka yazara giydirmiş, onu okuyoruz. banane arkadaşım.
aylardır radyo güncellemesi bekleniyor. ha oldu ha olacak deniyor. olduğu yok. ya olacak ya olmayacak deyin bence. kimse de beklemesin. özellikle kulzos hakkında öneriler başlığına yazılanlara olumlu olumsuz geri dönüş yapmanızı öneriyorum.
► 8 aylık Kulzos yazarlığım boyunca denk geldiğim başlık ve girdilerden anladığım o ki kimler gelmiş kimler geçmiş buradan... Herkes birer birer soğuyup terk etmiş ve "terk etme"nin ilk basamağı olan "soğuma"nın gün geçtikçe arttığını fark ediyorum. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki hepi topu 15-20 kişi eden yazarların kaçmaması için elinizden gelenin en iyisini yapın. Adaletli olun. Adam kayırmayın. Haksız tarafta olan kişi Kulzos Yönetiminden dahi olsa gerekeni yapın. İnsanların oradan buradan kaçıp Kulzos'a sığınmasının en önemli sebeplerinden bir tanesinin "dışarıdaki adaletsiz hayattan ve kokuşmuş zihniyetten biraz da olsa kurtulmayı istemek" olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Kulzos'u "Kulzos" yapan şeyin bizzat "yazarlar" olduğunu hiçbir zaman unutmayın.
► Kulzos'un daha fazla büyümesi için çaba gösterdiğinizi maalesef ki hiçbir zaman göremedim. Kulzos, şu anda yerinde sayan bir sözlük. Ben yerinde saymasını asla istemiyorum ve eğer siz de istemiyorsanız instagram ve twitter hesaplarının nitelikli Kulzos paylaşımlarıyla aktif tutulması gerektiğini bilin. Bu konu hakkında kendime ait hoş fikirlerim var. Uygun görülürse aktarırım fikirlerimi.
► Nick altı vb. gibi herkese açık yerlerde kavga edilmesine izin vermeyin. Kimse onun bunun kavgasını görmek için girmiyor Kulzos'a. Ayriyeten, bu konunun "fikir özgürlüğü" ile zerre alakası yoktur.
► Kulzos'un gelişimi için en önemli 2 başlık olan kulzos hakkında öneriler ve kulzos bugları başlıklarına yazılan her şeyi (Yorumlar da dahil.) önemseyin. Kısa bile olsa bir karşılık verin her yazıya.
► @laedri'nin yazdığını alıntılamazsam olmayacak: "hala moderasyon. kulzos'un güncellemelerini ihmal etmesinler. sürekli dile getirilen talepleri uzun iş diyerek bir kenara atmasınlar. bir ucundan başlamayınca o iş kısalmaz çünkü." < Buna kesinlikle katılıyorum. Hatta @larden loughness ile daha önceden tartışmıştım bu konuyu, iş hayatı yüzünden vakit olmadığını söylemişti. Yani iş hayatına bir şey dediğim yok da 4 kodcu kızan olmasına rağmen 2-3 ayda bir güncelleme gelmesi de biraz üzücü. Bu kodlama ekibiyle en azından ayda bir gelmesi gerekir.
Çok alakasız ama bugün de biz içimizi döktük arkadaşlarla, derdimiz problemimiz neyse djdjdjdjd Bugünü dünya dert boşaltma günü ilan ediyorum. Demek ki bütün toplum sıkışmış dertliymiş de içinde tutuyormuş.
Her neyse konuzuma dönelim. Benim eleştirim bazen kurallara uyacağız diye fazla sıkmaları ve kasmaları. Yani şu başlık türetilebilir diye sildik, yahut şu başlık kavgaya yol açıyor sildik, veya falanca başlığı değiştirdik böyle daha uygun.
Eminim ki çoğu yazar bu dertten muzdariptir. Çünkü bakınca gerekçeye mantıklı geliyor amma velakin bakıyorsun ve diyorsun ki eeee o zaman bu başlık da o mantıkta ona niye işlem uygulanmamış amk diyorsun ve sinir oluyorsun.
Bir kural varsa hepsine uygulanır. Misal benim eğlence ve geyik amaçlı açtığım kavgaya gidilecek sözlük yazarları başlığının altında kavga çıkmış ve kavgaya yol açıyor diye silinmiş.
Benle alakalı değilken niye başlık siliniyor mesela. Hadi silindi o zaman her başlığın altında biz kavga çıkaracak, tartışma yaratacak bir şey buluruz ki mesela? Anlatabildim mi yani böyle keyfi veya çifte standart gibi duran uygulamalara son verilmeli.
Larden hala ikna olmadı, diretecek o konuda biliyorum ama (inatçı herif napalım) ben hala ikna olmuyorum bazı işlemlere.
Hepsi çok değerlidir. Emeklerinden ötürü. Görüşlerim bu kadar. Önerim yok:) Zira ara ara girip minik minik entryler atıyorum. Hal böyle olunca herhangi bir eksiklik de gözüme çarpmadı.
sözlük moderatörlerin, biz de burada misafir takılıyormuş gibi hissediyorum ben. bugüne kadar ki çoğu eleştiriye ya da yoruma alaycı ya da tartışmaya açık olmayan bir üslupla cevap aldık. zirve dediğiniz toplantılarda oturup, kaynaştığınız yazarlara farklı davranmayı bırakıp, objektif olabilirseniz, 'diğer' yazarlar da arka bahçenizde takılıyormuş gibi hissedip gitmez.
Eleştirilerimi yaptım. Dikkate alınacağı konusunda da geri dönüş aldıktan sonra gelelim diğer düşüncelerime:
Farklı sözlüklerde de bulundum. Ancak buradaki gibi bir yönetim anlayışı görmedim. Küçük bir sözlük olmasından mıdır bilmiyorum, erişilebilir olmayı ön planda tuttuklarını en başından beri gözlemliyorum. Belki de başları en çok bu nedenle ağrıyor. Şu başlık bile yazarların düşüncelerinin önemsendiğini gösteriyor.
Sözlüğün kuruluş hikayesini de biliyorum. İmece usulü, gönül işi ile çokça zaman ve emek verilerek bugünlere gelinmiş. Bunu görmemek ve dile getirmemek büyük haksızlık olur. İnsanların kolay kolay birbirine tahammül edemediği şu dönemde halen aralarındaki bağ kuvvetli bir yapıyı karşımızda görmek güzel.
Radyo, dergi her biri de ayrı uğraş. Heleki dergi 2.sayı çıkarılmış olması bile büyük başarı. Ticari amaçla çıkarılmış ama sürdürülebilirliğini sağlayamadıkları için çıkarılamayan kaç dergi biliyorum. Bi' dünya sponsora rağmen... Emeği geçenlerin eline sağlık.
Bundan sonrası kulzos hakkında ama düşüncelerimi bir bütün halinde paylaşmak istediğim için buraya yazdım.
Kulzos'a tüzel kişilik kazandırmak planlar dahilinde. Ancak tüzel kişiliğin de ayakta kalabilmesi için gelir modeline ihtiyacı var. Yani yine sürdürülebilirlik... Kaynak olmadığı sürece kendi yağında kavrulmaya devam edecek. Şu an tamamen atıyorum belki bir dernek kurulmalı ve Üyelik-bağış sistemi getirilmeli veya başka bir kurgu...
Belki yönetim günlük hayattaki işlerinden zaman ayıramadığı planlar için yeni bir organizasyon yapısı kurgulamalı. Mesela gerçekten istekli ve sorumluluk alabilecek yazarlardan sosyal medya ekibi kurulmalı... Sosyal medyanın gücünü anlatmaya zaten gerek yok. Ve bu ekip kendi arasında iyi sinerji oluşturacak yazarlardan oluşmalı ki güzel iş çıksın. Sonra dergi için bir ekip... Ama şu soruları da sormak gerek: yazarlar günlük girdi yazmaktan uzak dururken bu işleri gerçekten üstlenecekler mi? Yönetim de bu tür konularda yetki devri yapabilecek mi? Uzman yazarlar sadece kategori düzeltmesin mesela başlık da düzenleyebilsinler. Yönetimin yükünü azaltmak için...
Eleştirdiğimiz kadar yukarıda yazdığım nedenlerden ötürü de zaman zaman yazarlarca motive edilmesi gereken bir ekip...
yazılanları çok detaylı okuma fırsatım olmadı maalesef yazıldı mı bilemiyorum ama genel olarak lütfen sözlerim yanlış anlaşılmasın ama bir tahammülsüzlük sezdiğim zamanlar oluyor. yaşla mı alakalıdır, görmüş geçirmişlik midir bilemem ama bazen genç yazarların farklı ve gençliğine özgü toyluklarına karşı sert eleştiriler görüyorum ya da bana öyle geliyor bilemem ama eleştiriler bazen ağır kaçıyor sanki. haklı haksız savunması yapmıyorum, yazar ya da yönetim aynı nickle yazmasın durumları da beni ilgilendirmiyor ama aynı nickle yazıldığında sert bir eleştiri gözde x5 falan oluyor galiba insanlar için ve bu da insanları küstürüyor. tekrar söylüyorum haklı haksız eleştirisi değil bu üslup sertliğinin yönetimden geldiği zaman gözde büyümesi durumu.
bir süredir sözlüğe girmiyordum ki ne göreyim! vay anam vay neler dönüyormuş serhat :) herkes yazarken konuyu özetlemiş işte. 15-20 kişinin kendi kendine takıldığı bir yerde bile "adam kayırma", "eleştiriye dayanamama", "atarlanma" gibi şaşkınlıkla izlediğim boş işler dönüyor. görüyorsunuz işte, küçük türkiye özeti, tam anlamıyla orta doğuculuk oynuyorsunuz :) birilerine küçücük yetki verince, işlerin boka sarmasından başka bir şey değil... bu da tabi ki sözlüğü daha sıkıcı ve saçma bir platform haline getirmiş. zaten sadece 4-5 kişinin dikta ettiği bir yere sanırım sözlük de diyemeyiz. ben bunalıyorum, yazmıyorum. entry'lerime gelen eleştirilerde birazcık zeka kırıntısı görseydim belki heveslenirdim. ama sonuç itibariyle burada sıkılıyorum. maalesef.