"ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir", "okurken karşı cinsten uzak durunuz" gibi havalı kapak içi laflarıyla akıllarda yer etmiş yayınevi. lovecraft külliyatını, elric of melniboné serisini yaymış olmaları kayda değer güzelliklerindendir.
tolkien kitaplarında ilk sayfalara uyarı mahiyetinde "bu kitabı okurken karşı cinsle çok yakınlaşmamanızı öneririz" tarzı cümleler yerleştiren yayınevi.
kutsal kitap olarak mı görüyorlar, yoksa "okurken dikkatiniz dağılmasın" demeye mi getiriyorlar çok çözemedim.
ayrıca müthiş kapaklar yapmışlar tolkien kitaplarına. orijinal lotr kapaklarından çok daha şık duruyorlar bence.
piyasadaki en boktan işleyişe sahip yayın evlerinden birisidir. telif hakkına sahip oldukları seri kitapların ilk bir - iki tanesini çevirip yayınlar, devamını ise bekletip dururlar. geçen sene ato kitap fuarında "abi yaylı bacak jack'in serisini neden çıkartmıyorsunuz, kaç sene oldu ilk iki kitaptan bu yana?" diye dert yandım.
stantta duran arkadaştan aldığım cevap: "biz öyle ibneyiz işte. halbuki yayın hakları da bizde, kimseye de vermiyoruz. ama kendimiz de basmıyoruz. kaan abi haftasonu imza günü yapacak, o zaman gel direk kendisine sor; ama siktiri basabilir haberin olsun."
o zaman da söyledim, yine söylüyorum: "yapacağınız işi..."
"ve sancı geç saatlerde" diye iç kapak notları vardı. kitapların başına biraz fanzin havasında "kadıköy notları" mıydı öyle bir paragraflar serisi eklerlerdi. "ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir" aforizması bir dönem tüm kitaplarında mı vardı, özel bir seride mi hatırlayamadım. yayın haklarını duyururken "kimse bize sormadan çoğaltamaz ama fotokopi fanzinler bundan muaftır, onlar istedikleri altıkırkbeş yayınını kopyalayabilir, bozabilirler, yaşasın kaos" notuyla bitirirlerdi.
bugün her ağıza sakız bir "yeraltı edebiyatı" goygoyu varsa, payları büyüktür.
bu ilk senelerinde -yetişemediğim- enis batur kitaplığı, boris vian kitapları serisi, michael moorcock'un erlik ve hawkmoon serileri, lovecraft'ın nice öyküsü ve sanırım charles dexter ward romanı ile türk okuyucusunun alışık olmadığı bir tempo yakalamışlar.
ben yukarıdakileri ucundan okumaya başladığımda haklarında telif ödemedikleri, bu yüzden harıl harıl bastıkları, haksız rekabete yok açtıklarına dair söylentiler duymuştum. hatta telifini aldığı romanı 'basma biz çeviriyoruz' diye tehdit ile engellemeye çalıştıklarını söyleyen yayıncı bile duydum. çevirmenlerine ücretlerini senelerce vermedikleri de söylenirmiş. fazla küçüktüm ufacıktım doğru-yanlış bilemem.
piyasada ucundan karanlık, edebi değeri olan işlere açık varken girip karşılığını almışlar -ve hep çok güzel kitaplar seçmişler- ama samimiyetleri hep kafamda sorudur. yani zaten 100'den fazla satma ihtimali olmayan fanzine "al telif" dediğinde kaos kahramanı olmuyorsun. alsa bassa zaten peşinden koşmaya tenezül etmeyeceksin. gibi.
bir de bu ekibin radyo macerasını anlatan kaybedenler külübü meselesi var ki, görüşlerimi bırakayım tekrar olmasın: #14435
6ltı kı4kbe5 diye de yazıyorlar, 6:45 diye de, 6[Çizgi üstüne nokta] diye de bu arada.