-
Christopher nolan yapımı 2014 çıkışlı bilim kurgu filmi. İki kez sinemada izlediğim film.
İzleyenlerin çoğu filmi öve öve bitiremezken bazı izleyenler ise filmin sıradan olduğunu ve neden bu kadar abartıldığını anlamadıklarını söylüyor. Bana göre film görsel ve kurgusal açıdan güzeldi. Fizik bilmediğim için filmde bahsi geçen terimlerin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında fikrim yok.
Ayrıca matthew mcconaughey ağlamasın abi yaa. İnsanın içi parçalanıyor. -
Son zamanların en balon filmi.
Hayır bir de her izleyicisi fizik profesörü kesiliyor başımıza, yok efenim anlamamışız da ondan sevememişiz. -
sanırım filmden beklentim yüksekti. o nedenle pek de hoşlanmadım. üstüne istedikleri kadar bilimsel kurgusal sos döksünler alttaki ekmek bilindik hollywood klişeleri içinde yolunu arayan bir aksiyon filmi. sevgi sevgi diye zırvalayan kadın karakter, işi ve ailesi arasında tercih yapmak zorunda kalan baba figürü, kendini feda ederek kainatı kurtaran bir jezükri olmadan işin içinden çıkamayış. ecnebinin terminolojisiyle hepsi predictable. görseller açısından bir iddiası yok zaten filmin. senaryo da vasat işte. gravity'den iyi tabii. ama europa report ile başabaş kalır. hiç biri contact'ın zenginliğine ulaşamaz. buradan ötesi spoiler'a girer.
-- spoiler --
bilgisayar mı robot mu neyse o metal yığını michael knight'ın arabası kitt'i hatırlattı.
kendini feda edip karadeliğe atlayıveren başkahraman 2000 yıldır bildiğimiz ve bütün batı edebiyatında yer alan isa karakterinin astronot elbisesi içinde gezeni.
insanlığın iyiliği için gerçekleri saklayıp ölürken itiraf eden bilimadamı tipini de daha önce hiç bir filmde görmemiştik.
beş boyutlu varlıkların iletişim için seçtikleri yol ve kullandıkları araç da eşi bulunmaz cinsten. babalı kızlı.
hayatta kalabilmek için kahramanımızın canına kasteden araştırmacı da hiç klişe değildi.
zamanın göreceliği dışında pek fazla bilimsel birşeye de rastlamadım. orada da yaşlanan siyah adam oldu. şişman ve gözlüklü birini bulamamışlar heralde.
uzay araştırmaları uzun solukludur. filmdeki gibi son dakika golleriyle kainat kurtulmaz.
-- spoiler --
sinemada seyrettimdi filmi. oldukça iyi şeyler vaadederek başlayan film ilerledikçe klişe bataklığına saplandı. evde oturup contact'ı bi daha seyretseydim 25 dakika reklam izlemek zorunda kalmazdım. üstüme başıma da sinema salonunun yağlı mısır kokusu sinmezdi hiç olmazsa. -
yüksek beklentiyle izlendiğinde hayal kırıklığı yaratan film. bana öyle oldu.
her yerde duyuyordum adını. mutlaka izlenmeli vesaire. kalitesine, izlenmesi gereken bir film olduğuna falan inancım tam. ama beklentimi kesinlikle karşılamadı.
bu filmdeki zaman paradoksu ile ilgili detayları başarı bulanlara henüz izlemedilerse twelve monkeys izlemelerini tavsiye ederim.
eleştirecek çok şey bulabilirim filmle ilgili. spoiler olur tabi.
-- spoiler --ilk gittileri gezegende dalgalara kaptırdılar bir arkadaşlarını. eyvallah. kazadır olur. ama sen espri yeteneği olan robotlar geliştirebiliyorsan, denizden ibaretmiş gibi görünen ama derinliği diz kapağına ulaşmayan bir yüzeyin bulunduğunu o yüzeye inmeden fark edebiliyorsan, devasa dalgaları da yüzeye inmeden görürsün arkadaş. sen görmesen cihazlar görür. hani uzaydan geldiniz, gezegenin içinden yüzeye çıkmadınız? tamam dayı ölecekse yine ölsün ama böyle saçma sapan bir şekilde ölmesin. bunun gibi daha pek çok şey sayabilirim. kara delikten iticilerle uzaklaşabilmeleri zaten efsane.
-- spoiler --
-
beyin için "fazla oynama, yoksa düşer" tembihine sahip belki de tek konu olan "solucan deliğindeki uzay-zaman sorunsalı" hakkında oldukça geniş açıklamalar ve yeniliklerle dolu, 2014 yapımı uzun film (yaklaşık 3 saat).
filmin ilk 1 saatlik bölümü, bilim kurgu yönü olarak "oldukça zayıf" fikrini veriyor insana. film, türün vazgeçilmezleri olarak bilinen robotlar, farklı türler, insansılar ve cyborg benzeri varlıkların olmadığı bir senaryonun derin analizler yapmaya değmeyeceği algısını oluşturuyor. bunda bilim kurgunun yıllar içinde -ve yazılan romanlardan yola çıkarak- aksiyonla birlikte gelişmesi de etkili elbette. bende bu "farklılık yoksa, bilim kurgu neden var?" algısını kıran ilk film moon 'du. hemen hemen tamamı kapalı alanda geçen bir filmde adrenalin patlaması yaşamıştım. interstellar da aynı eksende değerlendirilebilir. şöyle ki;
bilim kurgunun aksiyonla beslenmesi, temel olarak, okurun ya da izleyicinin heyecanlandırılması ekseninde gerçekleşir. bu ani yükselen tempo da ya bir anda ortaya çıkan sert gerçeklerle olur ( the terminator 'ün ilk 10 dakikasında olayın nereye gideceğinin hemen ortaya konması) ya da ağır işleyen senaryonun içine yedirilen bazı küçük ayrıntıların izleyicinin ya da okurun beyninde kıvılcımlar çaktırmasıyla olur (moon gibi işte). ben bilim kurgu filmlerini aksiyona yönelim noktasında böyle ayırmaya başladım. o yüzden, ilk 1 saatinde interstellar'ı izlemeyi bırakan izleyiciye bol bol (bkz: philip k. dick) okumasını ve '70-'90 arasında yapılmış bilim kurgu temalı filmleri izemesini öneririm. zira, 2000'lerde yapılan iyi bilim kurgu filmlerinin hemen hemen hepsi ağır işleyen senaryoya kıvılcım çaktıran ayrıntılar gizlenmesi üzerine kurulu. türün içinde merak ögesini bir anda körükleyen eserler halen mevcut belki ama film olarak sayıları yıllar geçtikçe azalıyor.
interstellar'ın bana müthiş görünen yönü ise, bu saydıklarımın çok uzağında. solucan deliği kavramına bakış açısı, genelgeçer kabul edilen* kavramsal mantığın oldukça dışına taşıyor.
-- spoiler --
ilk kez event horizon 'da böyle bir açıklamasına denk geldiğim solucan deliği meselesine nolan parmağı değince müthiş olmuş. event horizon'da (bkz: sam neill)'ın canlandırdığı dr. weir karakteri solucan deliğini anlatırken, aynı interstellar'daki romilly'nin yaptıklarını yapmıştı: bir kağıt alır, kağıdın üstüne ve altına birer çarpı işareti koyar. kağıdı ortadan ikiye büker ve iki çarpı noktası üst üste gelir. bu ortak noktaya kalem sokar. solucan deliğinin nasıl çalıştığını böyle anlatır dr. weir. interstellar'daki romilly ise, aynı şeyi yaptıktan sonra, solucan deliğinin neden küre şeklinde görünmesi gerektiğini ve neden iç içe geçmiş spiraller halinde bir derinlikte görünen solucanvari bir yapı olmaması gerektiğini açıklar:
"insan 3 boyutlu görür ve algılar. ancak solucan deliği olarak çizimlerde her zaman spiraller kullanılır çünkü insan 2 boyutlu yapıları daha iyi algılar. hiç kimse henüz solucan deliğini yakından görmediği ve bunu geri dönüp bildirmediği için de çizimler hep 2 boyutlu olarak kalmıştır. kalemin kağıtta deldiği iki nokta aslında çemberdir, değil mi? peki, çemberin üç boyutlusu nedir: küre".
şu açıklama bile, genelgeçer kabul edilen solucan deliği teorisinin tam tersi. filmin en iyi yeriydi benim için.
-- spoiler --
bilim kurgunun aksiyonla harmanlanmış halini sevenler için uzun ve sıkıcı bir film olabilir interstellar. senaryonun içindeki küçük kıvılcımlarla mutlu olup heyecanlananlar içinse, şu ana kadar yapılmış en iyi tür içi tür filmi.
bilim kurguyu kafanızın içinde nasıl görüyorsanız, filmi izlemeden önce onu tam bi' öğrenin; ondan sonra filmi izleyip izlememeye karar verirsiniz. -
yıldızlararası, christopher nolan tarafından yönetilen epik bilim kurgu türündeki 2014 yapımı abd filmidir. başrollerinde matthew mcconaughey, anne hathaway, jessica chastain ve michael caine yer almaktadır. -
okyanus gezegeni sahnesinde, arka plandaki müzikte 1.25 saniye duyulan tik sesi, dünya gezegeninde geçen bir günü temsil etmekte olan sinema filmi.
www.youtube.com/... -
7 ekim 2020 tarihinde aramıza katılmış kulzos yazarı. -
çok cesur bir sözlük yazarı. yeni hayalini -ya da belki hayatı demeliydim- gerçekleştirebilmesini temenni ettiğim insan.