yıl 2012... 17 yaşındaki siyahi travyon martin babasıyla birlikte, babasının nişanlısının evinde kalmaya gider. gece bir ara markete gitmek için çıkar. alışverişini yapmış yürüyerek eve dönerken, mahalle sakini 30 yaşındaki George zimmerman martin’i görür ve polise şüpheli kişi diye bildirir. ancak polisin gelmesini beklemeden trevyon martin’le yüzleşir. ikili arasında çıkan tartışma sonucu zimmerman silahını çeker ve martin'i öldürür. zimmerman olay sırasında yaralandığını ve kendini koruduğunu iddia eder. florida aynı zamanda “stand your ground” “gerekirse diren” eyaletidir. yani kendini korumak için gerekirse ölümcül gün kullanmanın yasal olduğu bir eyalettir. bu yüzden polisin zimmerman’ı tutuklama veya suçlamada bulunması için geçerli sebep yoktur. ancak olayın üstüne toplumda büyük bir tepki patlak verir. ulusal çapta haber olur. ülkedeki infial arttıkça zimmerman’a karşı suçlama getirilir ama olayın üzerinden 1.5 yıl geçtikten sonra temmuz 2013’te ikinci dereceden cinayet ve kazara adam öldürmekten beraat eder.
zimmerman’ın beraati zaten sistematik ırkçılığa uğramış, bastırılmış, ezilmiş siyahi toplum için bardağı taşıran son damla olur ve “siyahi yaşamlar önemlidir” hareketi bir twitter hashtag’iyle başlar. hareket 2014’te st. Louis yakınlarındaki ferguson’da polis tarafından vurulan 18 yaşındaki Michael Brown ve new york’ta polis tarafından boğulan eric garner’ın ölümleriyle iyice hız kazanır ve tüm dünyanın bildiği bir hareket hâline gelir.
Sık sık ırkçı profilleme, polis şiddeti ve abd adalet sistemi içinde ırk eşitsizliğine dikkat çekmek için protestolar düzenlerler. azınlıktan pek çok siyasetçinin destek verdiği hareket, jesse jackson ve al sharpton gibi eski toprak aktivistlerin desteğini alsa da, bir merkezi ve resmi bir hiyerarşik yapısı yoktur.
amerika'nın en büyük aktivist hareketine dönüşen black lives matter'a karşı birileri geçtiğimiz yıllarda "all lives matter" "tüm yaşamlar önemlidir" çapında bir güncelleme getirilmeye çalışsa da, hiç kabul görmedi ve bu girişm başladığı gibi bitti.
siyahlara ırkçılığa karşı başlamış protest hareket. bunu daha radikal ve saldırgan bir örgütler grubu olan antifa ile karıştıran çok. trump bile yaptı diyeceğim de artık o adam için "bile" yersiz kaçıyor.
blm, başta polis şiddeti, görünür ve gösterilmeyen ırkçılık, ırka göre profilleme gibi tutumlara karşı gösteriler düzenleyen haklar hareketi. pek çok kişi en acı patladığı yerden, polis şiddetinden ibaret görüyor ama bu, daha gerideki toplumsal ve kurumsal nedenlerle yüzleşmeden etkisiz, gaz alan bir tutum. çoğu blm kanaat önderi de bunun farkında.
örneğin profilleme denilen olay: siyah nüfusun işlenen suçlardaki temsili çok fazla. siyah mahallelerde hırsızlık, gasp, tecavüz, cinayet vakaları fazlasıyla orantısız. o zaman polis, polisliğini yapıyor ve o mahallelerde daha fazla devriye geziyor, zenci sürücüleri daha sık durduruyor. işe yarıyor mu? evet, bu tip politikaların artmasıyla new york bir suç bataklığına dönüşecekken, amerika'nın en güvenli metropollerinden biri haline geldi. ama tek başına değil. aynı zamanda siyahları yoğun olduğu mahallelerdeki eğitim ve halk sağlığı programlarına bütçe ayrılması, dar gelirliler için yardım ve hibe programları genişletildi. yani olayı sadece polisiye bir probleme indirgemek, "siyahlar çok suç işliyor" - "polis siyahları vuruyor" bakışıyla çözmeye çalışmak en fazla yüzeysel instagram hareketleri ve ara ara patlayan sivil ayaklanlamalar yaratır.
konu çok geniş, atlıyorum ama siyahlar kendiliğinden çökmedi, önleri kesildi. cia zenci mahallelerinde uyuşturucunun yayılması için nikaragua uyuşturucu kartelleri ile yerel baronların kaynaşmasını sağladı. bu uyuşturucu trafiği başta blood ve crip olmak üzere, çetelerin her köşe başına yerleşmesine, silahlanmasına ve birbirini kırmasına vesile oldu. bu kültür ince ince yerleşti ve desteklendi. hala aileler dağınık, babanın olmadığı, tek anne tarafından mecburi ilgisizlikten büyüyen çocuk oranı yüksek.
yani olay poliste görünüyor ama bitmiyor. amerika'da görünür ırkçılığın çok zayıfladığını yazmıştım. aslında tepkinin yoğunluğu da bunun göstergesi. ancak central park'daki videoda göründüğü gibi, bir kadın rahatlıkla "sen zencisin, bana saldırıyor diye iftira atarım" diyebiliyor basit bir köpek gezdirme tartışmasında ezmek için. kendisinin polisle, polisin kendisiyle ve bir zenciyle dinamiklerinin farkında. adamın sistemin kendisine önyargıl davranacağından korktuğunu, belki yanlış bir karara kurban gideceğinin farkında olduğunu, gitmese bile sıf bu iftiranın adama ne kadar bela açacağının farkında. yanlış tarttığı, kendisinin bundan sorunsuz yırtabileceği inancıydı, patladı. işinden oldu, köpeğini de elinden aldılar. insan içine çıkamıyor.
blm'nin başarısı işte bu son maddenin hakim olması.
abd'den başlayıp dünyanın çeşitli ülkelerine hızla yayılan protestolar serisi. aklımı kurcalayan kısmı neden şimdi? birleşik devletler'de kişilerin ırkından ya da deri renginden kaynaklı gerçekleşen polis şiddeti hep vardı, şiddet ve ölümle sonuçlanan görüntüler her zaman çekiliyor, hep yayınlanıyor ama neden şimdi bu denli büyüdü olaylar?
abd ile ucundan kıyısından alakası olanlar orada yaşanan hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığına aşinadır. işin altında çok başka şeyler dönüyor gibi. emin olduğum tek şey bazı güç sahipleri için paranın insan hayatından daha değerli olduğu gerçeği. bekleyip görmek istemiyorum.
george floyd'un öl(dürül)ümünün ardından abd'nin ve dünyanın dört bir yanında zencilerin başlattığı protestolar. sağolsunlar abd korona ile mücadele etme rekabetinde sondan 1. her şeyde olduğunun aksine.