1. Belirlenen zamanda istenilen eylemi gerçekleştirememe durumu.
    Bazı geç kalmaların bedeli çok ağır olur. Birine geç kalınınca büyük bir kayıp yaşanır. Belirli bir saatte buluşmanız vardır, geç kaldığınız her dakika size olan güven ve sevgiyi azaltır. 1 saatten fazla geç kalmanız sevgi ve güveni değil artık kişiyi kaybetmenize neden olur.
    #156086 mental seyyah | 6 yıl önce
    0eylem 
  2. Alışkanlık haline dönüştürülebilen bir davranış türüdür. Bu davranış birilerine de ciddi ızdırap verir.

    Bunu alışkanlık haline dönüştüren bir dosta şöyle bir serzenişte bulundum:

    Ben: bir kerecik olsun ya zamanında ya da benden önce gel, bir kerecik yaa!
    Dost: nasıl, sen neyden bahsediyorsun?
    Ben: ne demek neyden bahsediyorum, e yine geç kaldın.
    Dost: senin yanlışın var, ben hiçbir zaman geç kalmadım; hep sen erken geldin. (gel de çatlama.)
    #156090 iskiski | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. her türlüsünün kötü olduğunu düşündüğüm eylem.
    #156118 proct | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. Birbirine geç kalan insanlarla dolu dünya. Geç kalmak, yitirmenin başlangıcıdır.
    #156131 petra von kant | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. vaktinden sonra davranmak, gecikmek.
    #156186 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Bazı tatlar vardır uzunca yıllar anlamsızca tatmak için direnmişsinizdir. Düşünseniz de neden bulamazsınız. Neden daha önce denemedim diye pişmanlığını yaşarsınız.

    Seneler önce çıkmış bir filmi izlemekten uzak durmuşsunuzdur. Yıllar sonra izlediğinizde bunca sene neyi beklemişim diye sorgularsınız.

    Birgün tesadüfen bir şarkı dinlersiniz, söyleyenin tarzını beğenir diğer şarkılarını da dinlemeye başlarsınız. Neden daha önce keşfetmemişim ki?! Sorusu eşliğinde onca geçen süre kayıp düşüncesi oluşmaya başlar.

    Hiç planlamadığınız bir dönemde, bir tüy yumağına sahip olmaya zorlanırsınız; tereddüt etmeden kabulleneceğiniz tutar. Zaman geçirdikçe "kedileri hiç sevmem" dediğiniz gençlik döneminiz aklınıza gelir; nasıl mahrum kalmışım böyle bir güzellikten der yine pişmanlığını yaşarsınız.

    Yine birgün, yeni tanıştığınız bir insanın aslında hayatınızda uzunca zaman hissettiğiniz bir boşluğu doldurduğunu, size kattıklarıyla eksikliklerinizi tamamladığınızı, atacağınız adımlarda fikrini alma ihtiyacı duyduğunuzu, size yoldaş olduğunu farkedersiniz ve neden daha önce tanımadım ki diye hayıflanırsınız.

    Uzun zaman cesaret edemediğiniz işinizi, artık yeter kararlılığı ile değiştirirsiniz; neden daha önce kalkışmamışım dersiniz.

    O tatmadığımız tat, izlemediğimiz film, dinlemediğimiz şarkılar, sahip olmadığımız minik canımız, sonradan tanıdığımız insana ya da iş değiştirme kararımıza geç mi kalmış oluyoruz? Hayır. Dünya ile düşüncelerimiz arasında bulunan penceremizdeki çamurların aktığı, net gördüğümüz zaman geç kalmışlık hissini farkettiğimiz an. Öncesi için ne duygularımız olgundu, ne beyazı beyaz olarak görme yetisine sahiptik ne de hayat şartlarımız uygundu. 3 sene önce o insanı tanımış olmamız, üzerimizde döneminde bıraktığı etkiyi bırakmayacaktı.

    Zamanın bizde meydana getirdiği değişim hiç bitmeyecek. Sonlanmayacak değişimin etkisi "ah, keşke!" leri yaratmak yerine öğrenmeyi sağlamalı. Neden şimdinin sorusunu kendimizde aramalıyız.
    #167111 esinti | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0eylem