sistersiyenler'den ayrılan pek az noktaları vardır aslında. sistersiyenlerin protestanlığa yaklaştıklarını düşündükleri için* "biz tekrar eski keşişler gibi olacağız" diyerek sistersiyenlerden ayrılmışlardır. ama ikinci vatikan konsili'nin almış olduğu reformist tarikatların hala ana tarikatlarına bağlı oldukları kararı sebebiyle kendileri hala sistersiyen sayılmakta ve onların bir alt grubu olarak kabul görmektedirler.
trappistleri diğer tarikatlardan ayıran ise balık haricindeki hayvanların etini yemeyi tamamen bırakmalarıdır.
her manastır hayatı yaşayan tarikat gibi, trappistler de geçimlerini elleriyle sağlarlar. özellikle bira yapımında ustalaşmışlardır. genelde tarım ve hayvancılık ürünleri (yumurta, peynir vs) satarak geçinirler. ayrıca eğitim kurumları da açmışlardır.
elbette yıllar içinde reçeteleri yayılmış, gelişmiş ve bu tarz biralar manastır dışında üretilir olmuş o biralara "abbey" birası denir. yani her trappist abbey'dir ama tersi doğru değildir.
viskideki skoç, şaraptaki şampanya muhabbeti gibi.
not: benim favori biram değil, artık bira da içmiyorum zaten. beni salla, bunların biralarının üstünlüğü savunan çok geniş bir birasever kitle var.