1. Parası olmayan.

    Örnek kullanım: Hayatında ilk defa, parasız ve fakir oluşuna kızdı. (N. Hikmet)
    #153739 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  2. .

    Örnek kullanım: Son gün hemen bütünüyle parasız çocuklara kalırdı bayram yeri. (A. Kutlu)
    #153740 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. Para verilmeden elde edilen, bedava.

    Örnek kullanım: Belediye halk için parasız plajlar açmayı düşünüyor mu? (N. Hikmet)
    #153741 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Para verilmeksizin, bedavadan, bedava.

    Örnek kullanım: Diyarbakır'da İstanbul gazetelerine parasız muhabirlik eden uygar ve zeki bir genç tanımıştım. (H. E. Adıvar)
    #153742 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim