1979 tarihli, roger moore'un oynadığı bond filmi. Muhtemelen 1977'de gösterime giren star wars'ın ekmeğini yemek için kotarılmış senaryosu belkide zamanın görsel efektlerine kurban gitmesiyle özellikle son sahnelerde biraz tırt bir film havası estirmiş olsa da fikir ve hikaye olarak enteresandır. En azından seride bond'u uzaya göndermiş tek filmdir.
Gişe başarısına rağmen çokça roger moore'un ve hatta serinin en kötü filmleri arasında gösterilir ki bana kalırsa live and let die'dan biraz daha eli yüzü düzgün bir filmdir.
Geleneksel aksiyon dolu açılış sekansı bu kez gökyüzünde sky diving ve paraşütle süzülme sahneleri (minimum efekt, maksimum dublör) içeren moonraker bir önceki bond filmi the spy who loved me'de bıraktığımız kötü adam jaws'ı da öldürmeyen allah öldürmez mottosunu kanıtlarcasına tekrar karşımıza çıkararak bizleri şaşırtıyor. Bu jaws'ın bizi film boyunca tek şaşırtması da değil aslına bakarsanız. Serinin en ikonik kötü karakterlerinden birisi olan jaws aşık oluyor, dünyayı kurtarıyor ve hatta konuşuyor.
Bence seri içindeki en etkileyici bond kızlarından birisi olan corinne dufour'un gene serinin en acımasız infazlarından birisine kurban gittiği moonraker aslında bu sahnede umut vaad etsede özellikle venedik'e geçtiği anda fazlaca sulanmaya başlıyor ve heyecanını kaybediyor. Filmin mekanları kaliforniya, venedik, rio ve uzay bu arada.
Bond bu sefer kaybolan bir uzay gemisini bulmakla görevlendiriliyor. Araştırmaya da uzay gemisinin üretildiği kaliforniya'ya, gemiyi üreten moonraker şirketine gitmekle başlıyor. Şirketin sahibi Hugo drax'ın amacı ise, uzayda fiziksel açıdan kusursuz nesiller yaratabileceği uzay istasyonuna ulaştıktan sonra dünya üzerinde insanoğlu neslini sona erdirmek. Bond kaybolan uzay gemisinin izini sürerken haliyle yolu drax'la kesişiyor ve olaylar gelişiyor. Bond'un filmdeki en büyük yardımcısı ise zekasıyla pek sık karşılaşmadığımız bir bond kızı profili çizen cia ajanı holly goodhead.
Uzay boşluğunda birbirilerine lazer silahlarıyla ateş ederek çatışan askerler fikrini kabul edebilirseniz filmin sonu canınızı sıkmadan izleyebileceğiniz eğlenceyi barındırıyor. Bu açıdan seri içinde ayrı bir yere konumlandırabileceğimiz moonraker için, bunun dışında ben de çoğunluk gibi pek başarılı bir film olmadığı fikrini taşıyorum.