hep aynı hikayelere konu olan def etme söylemi.
+merhaba
-haa? (kulaklığını çıkarır)
+merhaba
-ne var? (der ve bir daha bakmaz)
+(mod düşmüş bir halde) adını merak ettim
-sevgilim var benim (gerilerden gelen bir organın yükseldiği sezilir)
+sevgili olalım demedim, sadece adını öğrenmek istiyorum.
-sevgilim istemez
+sen bilirsin (sor götüne demek ister ama yine de saygısını bozmaz)
Yukarıdaki örnek biraz uç kabul edilebilir ancak hayır deme söylemi neredeyse hiç değişmez. kimsenin sevgilisi olmaz ama hep birinin sevgilisi olunur. sonra da neden mutlu olunamadığı sorgulanır falan...
insanlar ikilemlerle hayatını yöne sokar. evet ya da hayır, harekete geçelim ya da duralım. olur veya olmaz ve yahut da şimdi yahut sonra. evetler hayata deneyimler katmak suretiyle seviyeler atlatırken hayırlar genelde yerinde saydırır. (bu kötüdür demiyorum. konfor alanına bağlı kalmayı sorguluyorum.) evetler maceralara sürükler. belki de bu sayede halihazırda memnun olunmayan hayat memnun olunabilecek bir hayata evrilir.
her şey tercih meselesi elbet. tercihlere saygı duyarım ama bu bir paradoks. hayatı zor kılmasak keşke.
anlamdıramamışın ünlemi: nahoş. ben kimseyi yermedim, cinsiyet belirtmedim. olaya felsefik de bir yaklaşım getirdim. gerçekten anlamıyorum, olumsuzlamak ne kadar kolay. soğuyorum; sözlükten, insanlardan, hayattan.
başlıktaki söylemi hatun kişilere atfedip: 'erkekler onları bu hale getirdi, hakları' diye yazmadığımın hata olmadığını düşünmüştüm. zira bu herkes tarafından bilinen bir nedendi. Değil miydi? değilmiş sanıyorum. yazmış olsaydım böyle olmayacaktı bu açık ama bana kalırsa da bu söylemi üniseks değerlendirmemek nahoşluk bir durum lakin kimsenin düşüncesini olumsuz bulmuyorum. benim görüşümün nahoş olmadığının garantisinin olmadığı gibi fikirdaş olmadığım başka bir görüşün de nahoş olduğu anlamına gelmez. Ulan be acaba geneli çok mu ayrıntılı düşünüyorum? düşüncelerimle boğuluyor ve potansiyelini dökemiyorum. soğudum be sözlük. soğudum.
erkeklerin egosunun yarattığı bir savunma mekanizmasıdır.
şöyle izah edeyim. bir çok erkek için bir kadının kendisini reddetmesi için birinci ve en geçerli sebep "bir sevgilisinin olmasıdır". acınası ama ciddi bir gerçeklik bu. kadınlarla diyalog kuran bir çok erkek bunu dillendirir, dillendirmese bile düşünür. çünkü o çoğunluğun egosu o denli şişkindir ki bir kadın ancak sevgilisi olduğu ya da evli olduğu için kendisini reddedebilir. bunu fark eden kadın da ister sevgilisi olsun, ister olmasın, bu mekanizmayı devreye sokar.
demem o ki, sorun kadında değil, mazeretsiz bir "hayır"ı cevap olarak kabul etmeyen erkekte.
düzeltme: tıklayınca da görebilirsiniz ama imla hatalarını düzeltiyorum.
‘Hayır’dan anlamayan, ısrarlarıyla rahatsız eden adamları defetmek için kadınlar tarafından kullanılan cümle. Kibarlık gösterip otobüs kartını kullandırttın diye peşine takılanı mı dersin, her türlü sosyal medyadan yazıp tek bir tane ortak arkadaş bi bağlantı falan yokken dahi ‘mesajlarıma neden cevap vermiyorsun’ diye telefondan mesaj atanı mı dersin (oha nereden buldun?!), biraz sohbet ettiniz diye aylarca yerli yersiz mesaj atanı mı dersin say say bitmez. Hıyarlar asla anlamıyor ki kibarlıktan. Hayır da desen kadın buldu ya koşturacak. Bir tek ‘sevgilim var’ı duyunca geri adım atıyorlar. Neden? Çünkü arkada arıza çıkartma ihtimali olan bir adam var, karşısında artık ‘başında erkek olan bir kadın’ var. Şurada slayer/#133565 bahsettiğim nargile kafenin sahibiyle yaptığımız tartışmada ben bir aydınlanma yaşadım. Adam dedi ki ‘başınızda erkek olsa evi tepenize yıkardım.’ Tamam dedim ya ben bu dili çözdüm artık arıza benim oğlum. Bas kızım ‘sizin ananız bacınız yok mu’yu, Bas kızım ‘sen de adam mısın’ı. Benim bu tür tartışmalardaki handikapım toplum nezdinde karşımdakini rencide edip arkama nasıl destek çekeceğimi bilmiyor oluşumdu zaten. Adamları yaptıklarından utandıramıyorsun çünkü, anca erkekliğe yükledikleri salak salak anlamlardan vuracaksın. Çünkü karşında seni kendisinin keyfi için yaratılmış ikinci sınıf bir insan olarak gören bi dağ ayısı var. Konu nerelere geldi ya. Israrcı, ‘hayır’dan anlamayan adamdan kavgasız gürültüsüz kurtulmak için bir yol işte ‘sevgilim var.’ Bas engeli geç sonra da.
ben de ender gelişen osasuna atakları misali kızlara yönelik girişimlerde bulunduğum da aynı yanıtı aldığım oldu. reddetmek en doğal haklarıdır buna lafım yok olamaz da zaten.
ancak açıkça reddecek g.t yok maalesef avrad kısmında feminist panterler istediği kadar linç etsin, yok sorun çıkarmaya yönelik yok bilmem ne desin.
bu zamana kadar sürekli reddedildim, hatta hiç sevgilim dahi olmadı ama kimseye sorun çıkarmadım da? bu nasıl saçma bir ithamdır?
kısıtlı tecrübelerime göre şunu söyleyebilirim, erkeğin ilgisinden hoşlanan (ilgisinden kendisinden değil) kadın türü, bu ilgiyi kaybetmek istemediğinden, erkeğin psikolojisiyle oynamaktadır bu nedenle.
bu olaya kızmakta olan hemcinslerim de buna kızmaktadır, geçiniz arıza çıkaracak olaylarını.
sizin etkinizden gücünüzden veya fiziksel özelliklerinizden açıkça etkilendiğini söyleyemeyenlerin, zombi gibi güçlü bir kişiyi gördüklerinde nasıl elde etmeye çalıştığına bakın.
son olarak hemcinslerim şunu unutmasın kadın erkeğe karşı nefret besler, bu da senelerin verdiği eziklikten midir bilinmez, sevgiyle yaklaşırsanız sap kalan çoğunluğa dahil olursunuz, güç gösterisiyle yaklaşın.
kadın erkeği zaten sevmez, sadece diğer hemcinsleriyle olan rekabette önce geçmek için güçlü olanı elde etmek ister.
en kibar red cümlelerinden birisi. tabii çok alakasız bir ortamda kendi kendine gelin güvey olan gerzekler de yok değil. bize de gülmek için malzeme çıkarıyorlar. tüm bunları insanın sosyal çevresinin belirlediğini unutmamak lazım.
başlığı açan kişi için de bir eleştiri: böyle bir diyalog yaşandıysa geçmiş olsun. bu kadar kaba bir insanla sohbeti uzattıkça uzatmışsın.
"git başımdan abaza herif" de diyebilirdi. bir de hayattan soğuma lütfen, yapma böyle şeyler.
hani bazısı vardır, bir tek alnına yazmadığı kalmıştır "sevgilim var" diye. instoş'lar feysbuş'lar tivitler falan hep sevgili güzellemeleriyle doludur bakarsın. dünyanın en güzel/en yakışıklı, en sevecen, en anaç/en babaç, en bi hep mükemmel insanının sevgilisidir o. sevgiliyi anlatmayan kelimeler silinmiştir hafızasından, ondan başka alacak nefesi yoktur. hepsinden önemlisi, o'nun sevgilisi kimsede yoktur!
işte bu bütün güzellemelerin asıl sebebi sevgilinin muhteşemliği falan değil "benim sevgilim" olayıdır. görenler kıskansın, kıskananlar çatlasın, herkes ayağını denk alsın'dır.
bunun bir de kociş'i var, oğluş'u var, smileyle kapanmış suratlı bebiş'i var. bunların hepsi aynı. heepsi aynı.
bi de sevgilisi olmayıp yukarıdakilerin hepsini yapan sevgilisizler var.
Kısa bir süre -birkaç gün- önce alışveriş merkezinde yemek yiyordum. Akşam 20:00 civarıydı. Tam karşı masamda arkadaşlarıyla oturan hanımefendinin, arkadaşlarına kaçamak el hareketleri ve halk arasındaki tabiriyle kaş, göz hareketleriyle beni işaret ettiğini fark ettim. Sonrasında sırtı bana dönük olan arkadaşları da birkaç kere -her ne kadar belli etmemeye çalışsalar da- dönüp baktılar. Ben onlardan sonra gelmiştim, tam siparişim geldiğinde onlar hesap ödemek için kalktılar. Restorandan ayrıldıkları sırada çalışan arkadaşlardan bir tanesi ''abi giden kadınlardan siyahlı olanı bunu sana gönderdi'' deyip bir kağıt bıraktı. Kağıtta ''sevgilin varsa bir şey diyemem ama yoksa tanışmak isterim 05xx'' yazıyordu. Ufak da olsa alakalı bir konu olunca bahsedeyim dedim nitekim aramayarak sevgilim var benim izlenimi vermiş oldum. Kanıtlarım var; sakın vurmayın, ben suçsuzum...