mesleğine ilk başladığı yıllar olan 1970'lerin yugoslavya'sının politik ortamından etkilenmiştir. 1975'te tamamladığı master tezinin siyasi olarak tehlikeli / şüpheli görünmesi sebebiyle ljubljana üniversitesinde yer alması engellenmiştir. takip eden yıllarda yugoslavya ordusu'nda görev almıştır ve bu süre zarfında farklı kuramsal gruplar ile tanışma imkanı olmuştur.
slavoj žižek'in büyük bir sosyal kuramcı olarak uluslararası tanınması 1989'da İngilizce basılan ilk kitabı the sublime object of ideology'ye kadar sürdü. 1999'da yayınlanan ve dünya çapında en çok tartışılan kitabı olan the ticklish subject, onu açıkça dekonstrüksiyonizmcilerin, Heideggercilerin, Habermascıların, bilişsel işlemlerle uğraşan bilim adamlarının, feministlerin ve slavoj žižek'in new age obskürantizmciler olarak tanımladıklarının karşısına koyar.
slavoj žižek'e karşı yapılan en büyük eleştiri, genel olarak, düşüncelerinin ve fikirlerinin eserleri arasında (hatta bazen aynı eser içerisinde dahi) farklılık gösterebilmesidir. bir tarafta ak dediğine, diğer tarafta bok diyerek farklı yönlerden eleştirebilmektedir. aynı zamanda eserlerinde ve anlatılarında düşünceleri çok dağınık bir şekilde ifade ettiğinden, konuyu genel kapsamıyla ele almakta ve özetlemekte zorlandığı da söylenebilir.
ian parker, slavoj žižek'in kendine ait bir sistem ortaya koymadığını belirtmektedir. ian parker'a göre slavoj žižek, bütün tutarsızlığıyla beraber, bize, bizim bir tek yazardan neyi almak ve onda neye inanmak istediğimiz konusunda daha derinlemesine düşünmemiz konusunda yardımcı olmaya çalışmaktadır. slavoj žižek, sorulara cevap vermeye çalışan değil, var olanı sorgulayarak ve eleştirerek klasik felsefeci tavrından farklı bir görüntü çizmektedir.
slavoj žižek ideolojisi şahsına özgü bir materyalizmdir. diyalektik materyalizm geleneği içinde kuram oluştururken, düşüncenin var olan sistemleri içerisindeki devamsızlıkları ve çelişkilerine vurgu yaparak, ontoloji ve epistemolojinin çağdaş kuramlarıyla bağlantılar kurar. deleuze ve alain badiou gibi, Žižek hem bilincin materyalist temeline hem de düşüncenin 'özerklik ve yararlılığına' sahip çıkan bir kuram dile getirir.
------- (viki alıntılarına biraz mola verelim)-------
slavoj žižek, jürgen habermas ile birlikte üniversitede okumaktan keyif aldığım iki düşünürden birisiydi. asistan hocamın tavsiye ettiği the pervert's guide to cinema çalışması ile tanışmış, sonrasında algılayabildiğim kadarıyla kitaplarını ve çalışmalarını okumaya yönelmiştim. ingilizce konuşması çok komiktir bana göre. kesik kesik cümlelerle devam eden ve her an ne söylediğini unutacakmış gibi duran bir havası vardır.
slavoj žižek'in düşünceleri sıfırdan yeni sistemler ortaya koyan ve felsefe / psikoloji / sosyoloji dünyasında yeni ufuklar açan devrimci bir yapıda değildir. daha çok var olanı çok daha farklı ve daha önce bakılmamış bir noktadan ele alarak eleştiren; düşüncesini aktardığı kişiyi de aynı konuyu farklı noktalardan ele almaya sürükleyen bir yapıya sahiptir.
bir çok yazısında ve konuşmasında kaptalizme karşı bir sistem arayışında olduğunu belirtmiştir; ancak bu düşünceyi belirttiği her noktanın devamında dile getirdiği kaçınılmaz bir gerçek vardır: "kapitalizmin yerine nasıl bir sistem koyacağımızı bilmiyoruz"
güncel olayları takip etmeyi ve eleştirmeyi seven bir tutumu vardır ve küresel çapta etki gösteren her olay konusunda bakış açısını terse çevirecek bir yorumlaması bulunur. en güncel örneklerinden birisi hollywood'da patlak veren #metoo hareketine karşı yaptığı yorumlamadır
kitaplarını okuyarak başlamak isteyenler için çok da ağır olmayan ve farklı bir yazarın dili, üslubu ile karşılaştırabileceğiniz god in pain: inversions of apocalypse kitabını tavsiye edebilirim.