3 numaralı forması maldini soyundan gelen bir başka oyuncu a takıma yükselene kadar emekliye ayrılmış efsane milan savunmacısı. Sol bek ve stoper pozisyonlarında oynamış, milan dışında hiç bir takımda forma giymemiş ve yanılmıyorsam 40 yaşına kadar a takımda direkt oynamıştır. Babası cesare maldini de milan'da forma giymiş, ikili milli takımda teknik direktör - oyuncu olarak da bir araya gelmiştir.
Futbolda bayrak adam denince akla ilk gelen iki üç oyuncudan birisidir. Baresi' den sonra milan'da kaptanlığı devralmış ve milan'ın tarihin en az kaptan değiştiren takımlarından birisi olma istatistiğine imza atmasını sağlamıştır.
Bendeniz bu adamın hastasıyımdır. Öyle ki bir dönem championship oynarken milan seçme nedenimdi sheva ile birlikte. Kendisi futbolu 2010 yılında bıraktı, ben sanırım cm'ye 92 versiyonuyla başladım ve adam o oyunda bile vardı. İngiltere ligine bir avuç yabancı transferi yapabiliyordunuz ve birisi de maldini idi.
Neyse, kendisi bundan sonra milan'da sportif direktör olarak görev alacak ki gattuso'nun ayrılmasıyla bu, milan'ın yeni teknik direktörü olduğu anlamına geliyor sanırım.
Bir kaptanın takımdaki başka oyuncular için ne kadar önemli olabileceğine dair Andrea pirlo'nun biyografisinde Maldini ile ilgili kısımlar yol gösterici. Maldini özelindeyse, pirlo'nun yazdığı satırlar onun ne kadar önemli bir karakter olduğuna dair kanıt niteliğinde. Pirlo, oynadığı en iyi oyunculardan bahsederken gelir söz maldini'ye:
"... Genel olarak en iyisi Paolo maldini'ydi. Bir savunmacıydı; eşsiz bir savunmacı. Dünyanın en iyi savunma oyuncusu.
Hem fiziksel hem de mental açıdan gerekli her özelliğe sahipti. Milan'da kapıdan girdiği ilk andan, futbolu bıraktığı kırk yaşına dek oyundan hep keyif aldı, bunu görmemek mümkün değildi. Onun tutkusu benim için bir örnek ve ilham kaynağı, sadece kariyerimin sonuna kadar değil, hayatım boyunca yanımda taşıyacağım bir pusula aynı zamanda. Bu pusula ana yönleri değil, lig tablosundaki yerinizi gösteriyor.
Maldini bana yol gösterdi, nasıl davranmam gerektiğini öğretti. Kazanmayı, kaybetmeyi, golü koklamaya, asist yapmayı, yedek kulübesinde oturmayı, acı çekmeyi, kutlamayı, oynamayı, düzgün davranmayı, sinirlenmeyi, affetmeyi, gerektiğinde diğer yanağımı çevirmeyi, ilk vuran olmayı, kendim ve bazen de bir başkası olmayı ondan öğrendim. Nasıl sessiz kalacağımı, konuşacağımı, karar vereceğimi, güveneceğim, görmezlikten geleceğimi, iki gözümü açacağımı, durumu enine boyuna tartacağımı, kendi başıma ayakta duracağımı, diğerlerine kollarımı açacağımı, kaptanlık edeceğimi, dümeni tutacağımı, rotayı nasıl değiştireceğimi ve liderlik edeceğimi gösterdi. Her şeyi ve her şeyin zıddını gösterdi kısacası. Maldini kendi başına bir birey ama aynı zamanda benim de bir parçam."