1. Death'in zirve noktası olan albüm. Bu albüm kelimenin tam anlamıyla edebi bir şaheserdir. İçindeki her melodi, ritim ve söz fevkalade olmakla birlikte, dediğim gibi, albümdeki her şarkı edebi bir değer taşır bence. flesh and the power it holds, voice of the soul ve Story to tell parçaları kişisel favorilerim, ve tekrar tekrar söylüyorum her biri birer şaheser. Grubun yedinci ve son albümüdür.
    #149553 atrum | 6 yıl önce
    0müzik albümü 
  2. i.ibb.co/...

    'in stüdyo albümü olarak son, melodik death metale açtığı pencere açısından ise yudum yudum dinlenmesi gereken ilk albümü. 1998 yılında death metalde bundan daha iyisini yapmak için konu üzerine belki de doktora tezi yazmış olmak lazım.

    valhalla'dan bize el salladığına inandığım (bkz: )'in albümdeki şarkıları birkaç yıl önce kafasında yazdığını, düzenlemek ve gerçeğe dönüştürmenin biraz süre aldığını açıkladığını röportajları var. schuldiner, 'la kol kola girmiş, birbirinden beslenen şarkılar ürettikleri konusunda da yoğun eleştiriler almış ama bu iddiayı hep reddetmiş. albüme şarkı şarkı bakalım mı?

    - scavenger of human sorrow : albüme adını vermesi planlanan, sürdüğü neredeyse 7 dakika içinde temposu hiçbir şekilde düşmeyen, schuldiner'in müthiş minik sololarının melodik death metale katmanlar kattığı, çift cross kullanımının en yoğun olarak gözlemlendiği death şarkılarından biri. schuldiner'in "modern dönem metal şairi" olduğunu tekrar ve tekrar kanıtladığı "so you have traveled far across the sea/ to spread your written brand of misery" ve "big words, small mind/ behind the pain you will find/ a scavenger of human sorrow" gibi ruha hançer saplayan sözleri vardır.

    - bite the pain : albümün en death şarkısı. ölüm marşına benzer bir giriş, rifflerin sahne almasına müsaade etmeyen schuldiner'ın "look down at the body/ you may see no trace of wounds" haykırışları, henüz 1 dakika bitmemişken at koşturan tempoya balıklama atlayış, 1 buçuk dakika civarı şarkının ana ritmini belirleme çabasına giren müthiş riff ve 2 dakika civarında ölüm marşı hissine tempoyu sektirmeden tekrar -hem de sololu- giriş. death'in en karmaşık şarkılarından biri olduğunu albümü ilk dinlediğimde de düşünmüştüm, halen böyle düşünüyorum. şarkıyı bitiren "acid, the tears of remorse/ flow in vain, too late for regrets/ save it/ for the next ill fated game" sözleri, sanki bütün geçmişin düşmanlarının yüzüne söylenmiş, dev bir küfür hissi veriyor. albümün en sevdiğim şarkısı.

    - spirit crusher : albümün assolisti çünkü the sound of perseverance satışa sunulmadan önce single olarak spirit crusher çıkmış. benim dümdüz death metal olarak nitelendirdiğim, ritimden çok hıza, sözlerin ağırlığından çok öfkeye, müzikaliteden çok yetenek gösterisine benzeyen türün nefis örneklerinden biri. 2 müthiş solo barındırır. şairaneliğin kitabını yazabilecek "when it's time to feed to fulfill/ the need to consume a breath/ some will rise standing tall/ breathing out all the breath from/ the voice of a soul" sözlerini de içerir.

    - story to tell : albümün en ritmik başlayan, umut aşılayan, sıklıkla bizim pentagram rifflerini aklınıza getirebilecek, kıyıda köşede kalmış şarkısı. aksaklığın baskın bi' kimlik kazandığı şarkının bir marş olabilecek genel temposu, schuldiner'in genelde yapmadığı "ritme izin vermeyen vokal" kıyafetini giydiği, 1 dakikadan fazla aynı şekilde devam etmeyen riffleri takip etmenin çok zor olduğu bi' şarkı bu. death hayranı olanlar arasında bile beğenmeyenleri gördüm.

    - flesh and the power it holds : tekdüzeliğe başkaldıran, "i told you once but i will say it again"le başlayan sözleriyle schuldiner'ın sizi karşısına oturtup hayat dersi verdiğini hissettiğiniz şarkı. albümün çok sevilmeyenlerinden olduğunu düşünüyorum çünkü çoğunlukla sürprizsiz akıp gidiyor.

    - voice of the soul : death'in çok az sayıdaki sözsüz işlerinden biri ve bence en güzeli. dinlerken bana hep deniz kenarı, uzaklara dalmış bir çift göz, hayallerin içinde boğulmuş bir ruh, fiziksel acının sınırlarını gördükten sonra önündeki somut hayatı hiçe sayarak "daha fazlasını" istemeye zorlanmış bir beden geliyor. şarkıyı her dinlediğimde hem hüzünlü hem hayal kurduran, hem yakışıklı ruhlu hem çirkin suratlı, hem sevimli ve sakin mizaçlı hem de öfke kontrolünü sadece ayna karşısında gördüğüne yansıtabilen bir meczup imgesi kafamda beliriyor, fena halde etkileniyorum.

    - to forgive is to suffer : albümün en dikte eden sözlerine sahip şarkısı. girişte başlayan ve 3 saniye kadar süren davul kalp ritmimi bozuyor, 40'lı saniyelerde gene 3 saniyeliğine sahne alan riff beynimi deliyor, "enforce the words no more, be free/ alone you might just find serenity" sözleri hiçbir zaman gidemeyeceğim cennetsel mekanları gözümün önüne getiriyor. tam bir "umutsuzluk deposu" olarak görüyorum şarkıyı. tekdüze olduğuna dair yüksek sesli eleştiriler aldığını okumuştum. götümü yesin onlar.

    - a moment of clarity : sürekli değişken riffleri sağ olsun; sözlere dikkat kesilmek için son ses dinlemek ve çevrenizdeki herkesi uzaklaştırmanız gereken şarkı. anlık olarak berraklaşan görüş açısına dair yapılmış en iyi şarkılardan biri. hayatın içerdiği cevapların aslında sizi gerçeklerden uzak tutmak adına ürettiği palavralar olduğunu bir anlığına yakalayabilmiş schuldiner'in etkileyiciliğinin tavan yaptığı şarkılardan biri olduğunu düşünüyorum.

    - painkiller : hayranı olan schuldiner'ın 'a saygı duruşu olan şarkı. vokal tekniğini bile halford'a yaklaştırmak için eğitim almış, boğuk scream-brutal vokal ( diyorlar buna) yapabilmek için çok çalışmış. nakaratında halford'ın deathleştiğini dahi düşünebiliyorsunuz. zamanında "ne gerek vardı yaae" diye eleştirenler olmuş. halford "yapılmış en iyi judas coverlarından biri olduğunu düşünüyorum" açıklamasını yapınca göt olanlar çıktıkları inlerine geri dönmüşler. şarkının soloları ise, death'e uygun olarak tekrar yazılmış.

    özetle; nefis albüm. sahip olmaktan gurur duyduğum tişörtü nü giydiğimde, kimsenin beni yıkamayacağını düşünüyorum ve yaşım 18 değil. schuldiner'ın ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu tek bir şarkıdan değil ama tek bir albümden öğrenmek istiyorsanız, the sound of perseverance bu konuda biçilmiş kaftan olacaktır.

    edit: gözüme çarpan yazım yanlışlarını düzelttim.
    #183713 lake of the hell | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0müzik albümü