iş yerinizin düzenlediği yemeklerde bir kısım paranın cepte kalmasına katkı sağlayan ilişki.
misal... öğretmenler günü için kurum bir yemek düzenlemektedir. panoya duyuru asılır. sonuna not düşülür. "öğretmenlerimize ücretsiz olan yemek organizasyonumuzda, gelecek olan eşler için 100 tl ücret alınacaktır." gibilerinden.
sevgiline değil, hayalindeki sevgiliye aşık olma riski içeren ilişkidir.
insanlar arası iletişimin büyük bir kısmı mimikler ve beden dili ile olur. uzak mesafe ilişkisinde eksik kalan bu kısmı hayal gücünüz tamamlarsa sonu kötü oluyor.
insan beyni eksik parçaları kendi tamamlama eğilimindedir (bkz: gestalt psikolojisi)
evlilik kararı alıp evlendiğinizde aslında bazı şeylerin düşündüğünüz gibi olmadığını fark ediyorsunuz. sonrası hayal kırıklığı.
aradan yıllar geçip aşk bittiğinde ise yuvam diyeceğin yer hapishaneye dönüşüyor, sonra kendinizi internette boşanmak ile ilgili araştırma yaparken buluyorsunuz.
diyeceğim şudur ki, kendinizi iyi sorgulayın. uzak mesafedeki sevgilinizin sahip olduğunu düşündüğünüz özelliklerine gerçekten şahit oldunuz mu, yoksa onlar tam da hayalinizdeki gibi bir sevgiliye ait özelliklermiydi?
yürütülür ama ömürden yürütür. her hafta görüşenlerin ilişkisini söylemiyorum. o kadarını şantiyeye gidip gelenler de yaşıyor zaman zaman. ayda birden az görüyorsanız, çok zordur.
burada görüşme sıklığına göre ilişkinin maksimum ömrüne dair formüller de uydururdum ama uzamasın. içinde gram kıskançlık barındıran insanın altından kalkması istisnadır. kendini istisna sananlar aptallardır.
içinde gram kıskançlık olmayan insanlar umarım asla dünya gezegenine dönmezler. yaşadıkları yerin havası, kafası bambaşka anladığım kadarıyla.
zordur. tuhaf bir kavramdır. en azından benim için oldukça tuhaf. insan sevdiğini yanında ister telefonun ucunda değil. halihazırda sevgiliyken şehirleri değişmiş olan çiftler veya kısa sürelik bir durumsa sevginin ve aşkın gücüne bağlı olarak üstesinden gelinebilir. ama hiç tanımadığınız bir insan ile uzak mesafelerde ilişki yaşamak mantıksızlıktır. mesajla telefonla bilgisayarla yürüyen bir ilişki de asla olmamıştır.
kendi adıma bir ilişkinin ortaya çıkabilmesi için his dünyamda bir karşılık bulması gerekir. his dünyamda karşılığı yoksa asla ilişki meydana gelmez. mesafeler varsa da his dünyam bununla ilgilenmez. son olarak hislerinizi ciddiye almanızı tavsiye ederim. karar sizin.
eğer gerçekten aşık değil, sevgi ve sempati besliyorsanız en ideal ilişki şeklidir. kulağa zor ya da yorucu gelse de, ilişkiyi diri tutmakta çok etkili bir yöntem.
tabii görüşme sıklıkları farkına göre değişim gösterebilir. fakat sadece hafta sonları ya da iki haftada bir görüşebildiğiniz biri ise, bütün uygun koşullar sağlanmış demektir.
sürekli aynı evde yaşayıp, beceremeyen, kendine özel alan isteyen biriyseniz; bunu dile getirmek ya da dengeyi sağlamak çok zordur bazen. bir süre sonra konuşulacak ya da paylaşılacak her şeyi tüketmek de cabası.
uzun mesafe ilişkilerinde durum biraz daha farklı işliyor. sanki iki tarafta ayrı oldukları süre boyunca, farklı hikayeler, farklı duygular biriktirip öyle geliyor sevdiğinin yanına. böylece aynı odada telefon ve bilgisayarla ilgilenen, hiç konuşmayan bir çift olmaktan kurtuluyorsunuz.
ayrıca libidosu çok yüksek biri değilseniz, haftada bir sevişmek de rutinden kurtulmanızı ve eşinizin teninin daha değerli hale gelmesini sağlayabiliyor. böylece arzularınız hiç bitmiyor.
fakat vakit aralıkları uzadıkça, eksikliğini çekmeye başlıyor insan. böylece sadakatten biraz uzaklaşıp, gözünüz dışarı kaymaya başlıyor. ihtiyacınız olduğunda yanınızda olamaması da ayrı bir kaos.
fakat vakit ve mesafe aralıkları ideal seviyedeyse, biraz evliliğe uygun insan değilseniz, varken de sıkıntı, yokken de olmuyor diyenlerdenseniz güzeldir uzak mesafe ilişkisi çoğu zaman.
uzun süre yüz yüze görüşülemediği için, saatler süren telefon konuşmalarının bi hayli yıpratıcı olduğu ilişki biçimi. konuşma tıkanırsa öğle yemeğinde ne yediğinle, dişlerini hangi marka macunla fırçaladığınla ilgili sorular gelmeye başlayabilir.
Yürümez diyemeyeceğim ancak sağlıklı bir şekilde yürüteni de görmedim. Bu kıskançlıktan öte mesajdan veya telefondan oluşabilecek onlarca yanlış anlama kombinasyonuyla alakalı. Gayet normal bir şey söylüyor kişi mesela ama karşı tarafa tepki olarak yansıyor. Yanında olsanız surat ifadesinden anlayacaksınız halbuki ne kastettiğini.
Bir de çok bikbik konuştuğunda öpüp susturma, elinizle ağzını kapama ya da karnına yumruk geçirme gibi opsiyonlarınız olmuyor. Zor.
çok sık görüşemediğiniz için buluştuğunuzda her an kıymetlidir, hatta oldukça yoğun duygular ve özel anlar yaşanır. ancak zordur, yıpratıcıdır. önemli bir geçmişiniz yoksa veya çok yoğun bir sevgi hissetmiyorsanız hiç bulaşmayınız.
seyrinde giren bir ilişki sırasında araya mesafeler girmiş ise üstesinden gelinebilir; ama en başından "uzak mesafe ilişkisi" olarak başladıysa bir çok probleme gebedir.
zordur, can sıkıcıdır, bunaltıcıdır. hele ki iki taraftan birisi (veya her ikisi birden) hastalık derecesinde kıskanç ise peygamber sabrına sahip olmak gerekiyor ilişkiyi rayında tutmak için. aynı zamanda sinsi bir şeytan gibi bin bir deli soruya gebedir.
"acaba ne yapıyor?" "o da beni düşünüyor mu?" "başkalarına bakıyor mudur?" "beni aldatıyor mudur?" "neden aramadı?" vs. vs. vs.
ilişki dediğimizde akla sadece aşk ilişkileri gelmemeli bence. uzak mesafede olan arkadaşlar da bu kategoriye girer. hatta öyle arkadaşlar vardır ki, aranızda kıtalar ve binlerce kilometre olsa dahi sizi iyi hissettirebilir. derdinize çare, üzüntünüze ortak olabilir. bir mesajı ile gülümsetip, gününüzün harika geçmesini sağlayabilir. saatlerce konuşursunuz, ama konuşacak konu hiç bitmez. anlatacak ve paylaşacak çok şey vardır. iyi ki varlar.
çok zordur. kıskanç çiftlere kesinlikle önerilmez. ve en nihayetinde gözden ırak olan gönülden de ırak olur... zorunlu hizmet, öğrenclik, askerlik vb gibi şeylerden dolayı zorunlu değilseniz kesinlikle uzak durun. sonu belli bir yoldur uzak mesafe ilişkisi.
bu zamanlarda herkes bir ara bir şekilde bulaşıyor buna. ama uzun ama kısa. ulan tam benlik dediğin insan kilometrelerce uzakta oluyor. başkasının elini tutmaktansa yüzünü görmektense ondan gelen smiley e razı oluyorsun.
en iyi uzun yol tır şoförlerinin ve denizcilerin bildiği ilişki türüdür. tabii eşini/sevgilisini gerçekten seviyorsa.
orta çağ'da da savaşlardan ötürü epey yaygınmış bu. adam savaşa bir gidiyor 3 sene sonra geliyor falan. bu sebeple de ortaçağ, tüm o mutaasıp görüntüsüne rağmen zinanın gırla gittiği bir dönemdir. insanların zina yapmaya gerçekten çekindiği tek dönem kraliçe victoria dönemi olsa gerek. onda da mahalle baskısından falan. yoksa insanlar hep aynı.
sonuç olarak diyeceğim "gözden ırak gönülden ırak"tır. mesela ben sadece senede 1 ay görüşebildiğim bir kıza aşığım ama kız sanırım biliyor ki ilişkimizin yürüyemeyeceğini beni 1 yıldır reddediyor.
nereye varacağı belli olan ilişkidir. sevgilimi daha bugün başka bir şehre okumaya gönderdim. ayrılacağız, hissediyorum. ben telefondan konuşmayı seven bir insan değilim. whatsapp vs. uygulamaları da zorunda kaldığımda kullanıyorum. ve yakın bir zamanda da akıllı telefondan tuşlu telefona geçeceğim. sosyal medya hesaplarımı kapatacağım. teknolojiyle bağımı neredeyse tamamen koparacağım. yoğun bir döneme giriyorum ve bu dönem bayağı uzun sürecek. bu sürelerde uyumaya bile vakit bulamayacağım. peki ben bu yoğunlukta sevgilime vakit ayırabilecek miyim? elimden geldiği kadar. ancak ne kadar severseniz sevin, bu kadar acı ve sıkıntı çekmek hiç akıl karı gelmiyor bana. çünkü boğazımızdan geçecek ekmeği, uyurken üstümüze alacağımız yorganı bile zor bulduğumuz şu günlerde aşk ve kalple ilgilenmek insanı yıpratmayacak mıdır? hem bir düşünürün bir sözü vardı: "aşk aç insanın değil, tok insanın meziyetidir; aynı felsefe gibi..." diye. her ne kadar bu tür ilişkilerde çözüm çoğu zaman ayrılık olsa da insan yapamaz bunu. kendi de bilir ayrılması gerektiğini, artık uzatmaları oynadığını. ama ayrılamaz işte, belki de o duyguyu yaşamak istemez. ben bu kadar acıyı çekebilir miyim bilmiyorum. çekecek olsam dahi, ben bu dünyaya acı çekmeye mi geldim? acı çekmeye gelsem dahi, böyle karnı tok işi bir acıyı çekmeye mi geldim? hangisi?
Uzakları yakın edecek yolları düşündüren bir güruh yaratmıştır. Yollar hem en muhteşem hediyeyi hem en büyük acıları taşıtır. Birliktelik anılar biriktirerek güzelleşir ya hani, işte çok çok az biriktirilecek anıların da hasreti ve ukdesi kalır içinde.
Fakat bu zor bir ilişki türü değildir asla.
Zor olan ilişki, yakınındaki uzak mesafe ilişkisidir. Dipdibesinizdir, buluşamazsınız, görüşemezsiniz, bihabersinizdir.Belki günde bir iki cümle. Ebesini sikeyim dünyadaki en muhteşem lütuf olan aşkın bu kadar ulaşılmaz ve ulaşılsa da doyamadan bitişini.
İbneler. Çok pis sinirlendim bırak ya. Hayır kaç yaşındasın? Kaç yaşındasın? Bana yaşını söyle. Dalyaprak ben sana kız arkadaşınla nasıl sevişiyosun diye soruyo muyum? Yarın şimdi şey yazacaklar içkiliydi bilmem ne. Hayır kimsin sen ya? Kimsin?