uluslararası deniz hukukunu düzenleyen, teamül kurallarını kodifiye eden ve daha önce imzalanan 1958 cenevre deniz hukuku sözleşmesinin düzenlediği alanları güncelleyip yeni kavram ve ilkeler getiren çok taraflı bir antlaşmadır.
sözleşme türkiye'nin de içerisinde yer aldığı bir avuç ülke dışında hemen hemen bütün ülkelerce imzalanmıştır.
turkiye'nin sözleşmeye taraf olmamasının nedeni sözleşmenin karasularını 12 deniz mili olarak belirleyen hükümleridir. kıyıya neredeyse bitişik ege'deki yunan adalarının coğrafi konumunu düşünürsek, 12 millik kara suları sınırının kabul edilmesi durumunda türkiye'nin ege denizindeki deniz yetki alanları uluslararası sulara çıkışını neredeyse engelleyecek ölçüde daralacaktır.
diğer tarafan, bir sözleşmenin sadece imzacı tarafları ilgilendirdigini düşünmek akla uygunsa da uluslararası toplumun çok büyük bir bölümü tarafından benimsenen sözleşmeler teamül hukuku haline gelip imzacı olmayanlar için de yükümlülükler getirebilmektedir.
bu tarz anlaşmaların yükümlülük doğurmaması icin bu anlasma hukumlerine dayanılarak yapılan tek taraflı eylemlere devamlı ve ısrarlı bir şekilde karşı çıkmanız gerekir.
ancak bunu yaparken kuvvet kullanma ve kuvvet kullanma tehdidine başvurmak uluslararası hukuktan onay almaz.