9 Mayıs 2019 tarihinde Twitter üzerinden paylaştığı şu video ile yurt dışında bir Üniversite kazandığını söyleyerek $21.031 bağış toplayan kişi.
Neden? Ben anlatayım. Genç kız, tatlı dil, güler yüz, düzgün diksiyon; yani Türkiye'de Tavuk yolabilmek için gereken tüm kriterler mevcut. Açıkçası, çiftlik bank vakasından sonra artık bana hiç inandırıcı gelmiyor böyle şeyler; fakat demek ki insanımız dolandırılmayı seviyor. Yahu Şehit haberi gelince veya küçük çocuklara tecavüz edilince bu kadar ayaklanmıyor memleket. Varın siz düşünün Türkiye'nin geldiği son noktayı.
Şu Tweette bulunan ilk fotoğraftaki "Son Başvuru Tarihi" kısmını Google Translate'den Türkçe'ye çevirelim. "As you know, our programs are competitive and spots are limited. To reserver your place in the Fall 2019 class, we recommend depositing as soon as possible; May 1, 2019, at 11:59pm EDT is the deadline." > "Bildiğiniz gibi, programlarımız rekabetçi ve noktalar sınırlı. Güz 2019 sınıfındaki yerinizi yeniden almak için mümkün olan en kısa sürede para yatırmanızı öneririz; 1 Mayıs 2019, 11:59pm EDT son başvuru tarihidir."
Sonuç: Pace Üniversitesi'nin, gereken paranın yatırılması için belirlediği son tarih 1 Mayıs 2019 - 11:59pm; bağış kampanyasının başlatıldığı tarih 9 Mayıs 2019 - 17:04. Konu hâlâ muâllâkta; fakat görünen köy, kılavuz istemez ki 2. bir Çiftlik Bank vakasıdır bu. Dürüst olmam gerekirse, bağış yapanlara da "Geçmiş olsun." demek gelmiyor içimden.
ozellikle kendini laik diye adlandiran modern comarlari carpmis hanimkizimizdir. @4mifasol adli yazarimizin asude defne özkan/#144783 no'lu girdisinde kaynak linkleri paylastigindan tekrar paylasmayacam.
simdi biraz bilgi verip sonra biraz agir elestiri yapacagim. aslinda elestiri degil, gercekleri yazacagim ama yorumlayarak.
hanimkizimiz liseden mezun olacak biri ve amerika'da bir oyunculuk akademisine basvurup kabul aliyor. videoda bu akademiyi dunyanin en iyi akademisi olarak gostermek icin ise "dunyada sadece 30 kisi seciyorlar ve ben o 30 kisiden biriyim" diyor. bizim duygusal salaklarimiz da kendi ulkesindeki konservatuar veya yetenek ile girilen bircok bolumun de sadece 20-30 kisi aldigini akil edemiyor. mesela kisaltmasi besyo olan beden egitimi ve spor yuksekokuluna buyuk universiteler dahil olmak uzere ortalama sadece 25-30 kisi alindigini bilmezmis gibi atliyorlar. simdi besyo bolumu olan kucuk bir universite 25 kisi kabul ediyor diye dunyanin en iyi spor akademisi mi oluyor?!
devam edelim.. hanimkizimiz kabul mektubu aldiginda kalkip amerika'ya gidiyor (sanirim ailesiyle). kimse de sormuyor, yahu ailen karsilayamayacagini soylediyse neden kalkip gidiyorsun? turkiye'de bir konservatuarda oku, sonra yurtdisina git diye. universite icin olsa yine bir sekilde hazmedebilirim(ki yurt disinda okumak elzem degil) ama turkiye'ye donup kicikirik bir dizide oynadiktan sonra star havalarina girecek birine neden yardim edersiniz? ne katkisi olacak bu kisinin dunyaya? afrika'daki cocuklara yardim eder belki, evet.
sonra bu hanimkizimizin gezdigi yerleri paylastigi instagram hesabi da varmis. @defneontheroad (defne yollarda) diye ve hanimkizimiz daha liseyi bitirmeden avrupa ve amerika'yi baya bi tavaf etmis. yani durumlari pek fena degil hatta bagis yapanlarin bircogundan cok cok daha iyi. %20'si yurtdisina cikmissa beni sasirtir acikcasi. ve bu enayileri, twitter'daki videonun altinda onlari uyarmaya calisan insanlari linc etmeye kalktilar. defne'ye, "sen hic bunlara takilma, uzulme. onlar kimsenin basarisini cekemezler, basarili olanlari al asagi etmek icin ugrasirlar" minvalinde seyler yazdilar. yahu benim aptal kardesim, ablam, abim; amerika'da ozellikle ozel okullardan kabul almak cok kolay. biraz ingilizce biliyorsan ben seni ortalama ustu bir okula cok rahat sokarim. yani ortada oyle aman aman bir basari yok. universiteyi bitirip, yuksek lisansini yapan biri doktoraya kabul alirsa o zaman gidip basarilar dileyin, yol parasini ve bir yillik kalacak yerini odeyin sesim cikmaz. ki genelde doktora kabulu alanlar yillik $35-50k burs aliyorlar. yani yine ihtiyaci yok ama gonlu hos olsun diye bagis yapin siz yine de.
su sanal dilenciligi bir erkek yapsa ulkece limc ederiz ve calismasini oneririz. ama bir kadin yapinca anahaber bultenlerine bile konu olabiliyor. daha once defalarca bahse konu olan kisi gibi baska cakal kizlarimiz da kerizleri silkeleyerek binlerce lirayi cukka yapip catir catir yurtdisinda yemisti. ama cogunlugu akillanmayan aptal bir halka sahip topraklarimiz oldugu icin bu cakal kizlarimiz iki gulumseme ile bu kerizleri tekrar tekrar kandirabiliyor. dostlarim, esek cukura bir kez duser diye bir laf var, ama bu kerizlerin kacinci dususu ve daha kac kere dusecekler bilemiyorum.
anlattıklarının pek bir inandırıcılığı olmadığını düşündüğüm kişi.
Benzerine kadıköy’de ptt karşısında ve gerçek hayatta denk geldiğim bir olaydır.
Kadıköy’deki olay tam olarak şu şekilde gerçekleşiyordu: 20’li yaşlarında son derece şık giyinmiş hoş bir bayan, elinde büyükçe bir kağıt parçası tutuyordu. Üstünde tam olarak şu yazıyordu: paraya ihtiyacım var. Kızcağımız yaklaşık olarak yarım saat olduğu yerde, çok kıpırdamadan, mümkün mertebe yüzünden tebessümü eksik etmeden ve herhangi bir yılışıklık göstermeden durdu. Geneli, yaşları 16-24 arasında olan geçler, belki de ceplerindeki son harçlık olduğunu düşünmeden kızcağızımızın ayakları dibinde bulunan kavanoza sorgusuz sualsiz paraları bırakmaya devam ediyorlardı. Bozukluk bırakan bir iki tane orta yaşlı kişi gördüm. Sosyolojik deney miydi neydi bilemiyorum ama yarım saat sonra ellerinde gitar olan hippi kılıklı iki genç geldi ve kavanozdaki paraları cebe indirip gittiler, gülümsemeler eşliğinde.
Bahsi geçen kurumun yerinde olsam, bu kadar insanı dolandırabilecek düzeyde oyunculuk yeteneği olan hanım kızımıza tam burslu olarak oyunculuk eğitimi verirdim. Hatta eğitim vermez, ondan birkaç şey kapardım. İroninin dibini yapmış. Helal olsun diyorum.
Araştırmaktan aciz olup, herhangi bir şeye körü körüne inananlara müstehaktır.
ilklik rantını kullanıp 'prezentabl' halinin ekmeğini yemiş bir insan anladığım kadarıyla.
bu ülkeden bir oktar babuna vakası geçmiş. insanların televizyona daha fazla güvendiği bir dönemde gazı verip "tedavim için kan lazım" diye literatürde "maşşallah" diye tanımlanan miktarda kan (genetik veri) örneğini toplayıp uzamış. gavurun tek tek, her bir donörle mülakatlarla topladığı, her araştırma için ayrı onay aldığı, insanın en kişisel ve dikkatli paylaşılması gereken genetik bilgisini kamyonla yükleyip artık hangi araştırma kurumuna, ilaç şirketine gittiği muallak bir sona göndermiş.
tv bitti, şimdi sosyal medyanın "önce davrananları" toparlıyor.
zamanla bunlara da "lan ben yeğenimi resim kursuna göndermiyorum, anan mıyım baban mıyım? parayı bastıranın girdiği yerler memlekette yok mu? hele amerika'da bin türlü burs var, yeteneğine disiplinine güveniyorsan git onlara başvur, bizim de paramız yoktu, gittik memlekette, devlette okuduk. komik misin?" diyecekler.
ama zamanla. sonra onu da unutacaklar, sil baştan.
bir nevi sanal dilencilik Bu olayı anlamıyorum. Köyde ayakkabısı olmadığı için okula gidemeyen çocuklar var. Bu çocukları kimse düşünmezken, varlık içinde yeni bir varlık isteyen bir kıza yaklaşık 120 bin lira yardım ediliyor. Tabii bu işin görünen yüzü, görülmeyen yüzü ise firmaların aktardığı paralar. Bu paraları ne yapar ne yapmaz belli değil, dünyayı gezmiş bir kız birkaç sene zorlanarak okuyamaz mıydı, belli değil.
Çok acayip tespitlerim vardı bu konuda ama yapmayacağım. Biraz twitter'dan yazılanlara baktım ve daha çok şaşırdım. Milletvekilleri, sanatçı diye tabir edilen aslında ünlü kişiler vs. bir girdaba tutulmuş gitmişler. O kadar "yapmayın, etmeyin" diyen kişileri de gördüm. Fakat 21 bin küsür doları görünce daha çok şaşırdım. Lan dolar bu dolar, tl bile değil diyesim geldi.
Gelelim asıl konuya yani bağış sistemine. Bağış yapmak gibi konulara hep uzak olmuşumdur. Ha hiç yapmadım mı? Evet, yaptım fakat hiçbir halt değişmedi. Çünkü sorunların hiçbir şekilde köküne inmez bu sistem. Siz bağ kurduğunuz bir kişiyi kurtarmaya çalışırken binlercesi orada yani sorunlarıyla baş başa duruyordur. Şu artık birilerine maddi destek olayını bir düşünmeliyiz toplum olarak bence. Gerçekten bu insanların ihtiyacı sadece para mı? Ya da para her sorunu çözüyor da benim mi haberim yok?
17 yaşındaki bir kıza edilen laflara bak götümle gülüyorum. Dilenci dendi, 'lisede böyle para topluyorsa ünide ne yapar' dendi orospu imasında bulunuldu, hapse atılmalı diyen gördüm...Bu ülke insanını neden sevmediğimi bir kere daha anladım. Sosyal medyada haklı veya haksız karşıdakini ezmekten muazzam zevk alıyor insanlar. Bak kız doğru söylüyordur yalan söylüyordur gösterilen aşırı öfkenin arkasında 'iş düşküne gelince bağış yapılmıyor bu kıza yapılıyor nerede adalet!' muhabbeti yok aktarıldığı gibi. Niye mi? Olum fakir, hasta, düşkün, hakkı yenmiş asırlardır bu ülke insanın sikinde olmamıştır. 3 kuruş bağış yapmaya erinmişlerken, eski kıyafetlerini fakir kapıcı çocuğuna yerine yabancıya gitmesin zihniyetiyle kendi akrabaları vermişlerken, denk geldiklerinde kafalarını çevirmişlerken, hala kol gibi olan kanser ilaçları için 1 eylem olduğunu okumamışken bana burada gösterilen hiçbir 'rage' samimi gelmiyor. Ha yiyen varsa afiyet olsun. Bu nefretin sebebi başka yanlış yerde arıyorsunuz.
Abi hahahaasfafas ya bak Twitter'da kızın postunun altında yorumları okyuunca diyorum ki yav bu kadar adalete susamış, devrimci ruhlu insan varken biz nasıl hala yerimizde sayıyoruz. Twitter'daki kişilikleriyle dünya kurtarılır çünkü. Bana 20 tanesini verin dünyaya komünizmi getireyim ama log off olmasınlar çevrimiçiyken lazımlar :)
Hahahahahahaha. Para yatıranları düşündükçe bi gülme geliyor, tutamıyorum.
O kadar başarılı olsa, burs veren sayısız üniversite var. %100 burslu bile kazanırdı. Ama bunu da düşünememişler. Lol. Şimdi bu kız A.B.D.’de çatır çatır nasıl yiyecek. Hep beraber izleyin. Gerçi bu ülkede “Ben Allah’ım” diyene inananlar oldu, şaşırmamak gerekiyor.
anlamadığım tek bir şey var, masraflarını karşılayamayacağın bir okulun sınavlarına neden girersin? "nasıl olsa parayı bulurum bir yerden" diye düşünmek hayata atılmak üzere olan bir insan için fazlasıyla sağlıksız bir düşünce şekli. anne-babası yok mudur yahu? "biz senin eğitimini karşılayamıyoruz, git internetten para topla" mı dediler el kadar çocuğa? kaldı ki havadan gelen para, emek harcayarak kazanılan paraya göre daha bir değersiz oluyor. sonradan beş kuruşsuz kalınca melül melül bakacak mı yine twitter sayfasına?
hastalık değil ki bu insanın başına aniden gelen ve acil paraya ihtiyaç duyulup yardım gerektiren. bildiğin seçerek, karar vererek giriyorsun sınava ama sonrasını düşünmüyorsun. "allah nasibini verir" deyip devamlı çocuk yapmak gibi bir akıl tutulması.
ha bir de okul gerçek değilmiş, aslında kazanmamış vs de deniyor. eğer öyleyse yeni bir çiftlikbank girişimciliğiyle karşı karşıya da olabiliriz. ağaç yaşken eğilir, malum.
tanım: eğitim masrafları için internetten para toplayan 17 yaşındaki çocuk.