1. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica).
    #103841 tdk | 7 yıl önce
    0böcek 
  2. insan dilinden sonra en karmaşık iletişim şekli bir böceğin işleyişidir. bu kanatlı böcek, hepimizin bilidiği arı kardeşimiz. bildiğimiz bal arıları salınma dansı olarak adlandırılan hareketleriyle birbirlerine yiyeceğin yerini, tam olarak niteliğini ve uzaklığını anlatabilir. biz bu dili anlayabiliyoruz. ların dilini ya da ların dilini daha çözemedik ama arı kardeşlerimizin ne anlattıklarını anlayabiliyoruz. mesela her bir salınım kovandan kırk beş metre (45m) uzaklığı anlatıyor. bu keşif bir getirdi sahibine. (bkz: )


    arılar deneyimleyerek öğrenebilen canlılar. mesela morötesi aralıkta görebilmeleri bazı çiçekleri, renklerini ve dokularını kodlamaları, daha çekici bulmaları buna kanıt teşkil ediyor. bu kardeşlerimizin çoğumuzun ellisinden sonra yaşadığı unutkanlık sorunuyla savaşları var. toplu iğne başı kadar beyni olan bu kardeşlerimiz insan yüzlerini hatırlayabiliyorlar. yapılan deneylerde bazı insan fotoğrafları gösterilip ardından bitki özüyle ödüllendirilen arılar ile, ödüllendirilmeyen bir grup arı aradaki farka başka hızlarda tepkiler vermişlerdir. bu da yüzleri hatırladıklarını göstermektedir. fakat, arı kardeşlerimiz anlamlı biçimde düşünemeyen canlılardır. yani iki dertleri vardır. biri yemek, diğeri de kovanın nereye kurulacağıdır. dolayısıyla fotoğraftakileri insan değil de farklı şekilde beyinlerine kodladıkları çiçekler, bitkiler olarak görüyorlar.

    tek bir arı kardeşimiz istediği kadar zeki olsun, kovanından uzak kaldığında tek başına, savunmasız ve acizdir.

    yunan, babil ve mısır kültürlerinde arı kutsal sayılmıştır. gerçi bu kültürlerin ki özellikle mısırlıların kutsal saymadıkları bir ben kaldım sanırım. gelelim kutsallığının sebebine. kovan, iyi düzenlenmiş bir toplum gibidir. iyi bir temsildir bu konu için. yeni kraliçe, kız kardeşini öldürterek işe başlar örneğin. yaparak havada asılı şekilde on beş kadar erkek arıyla çiftleşir. çiftleşen erkek arılar penisleri patlayarak ölürler. kraliçe ise tüm koloniyi ayakta tutmaya yetecek kadar fazla sperm ile tahta oturur. üç yıllık kraliçelik döneminde her gün bin beş yüz (1.500) yumurta çıkarabilir. işçi arılarca sevgili kraliçemizin bakımı yapılır, düzenli olarak beslenir.

    kimyasal dengedeki bir dağınıklık yüzünden arada dişi işçi arılar yavrulayabilir fakat kısa sürede bastırılan bu isyan vari davranış sonucunda tüm yumurta ve çıkan arılar diğer işçi arılarca yenir.

    arı kardeşlerimiz yeni dünya (amerika)'da evrimleşen canlılardır. ingilizlerin amerika'ya götürdükleri arılara yerli amerikalılar "beyaz adamın sinekleri" ismini takmışlar.

    , bir hayvana zarar vermeden ondan alabileceğiniz süt haricindeki tek salgıyı sağlar. ... bal, bilindiği üzere ağzı sıkıca kapatıldığında bozulmadan saklanabilen tek yiyecektir. larının mezarlarında üç bin (3.000) yıllık bal bulunmuş ve hala yenilebilir olduğu görülmüş.

    peki bal niye böyle bozulmadan uzun yıllar saklanabilir? bal reisin nemçeker () olmasından dolayı. yani nemi emiyor, öyle olunca küf mantarı, bakteri makteri ne varsa nemsizlikten ölüyor.

    arı deyince akla tek bal gelebiliyor. fakat bal, arılardan sağlanan gelirin sadece yüzde on beşini (%15) oluşturuyor. sadece 'nde arı kardeşlerimiz her yıl on dokuz milyar dolar değerinde mahsülün tozlaşmasına katkı sağlıyor. şöyle anlatayım; ağzınıza attığınız her üç lokmadan birinde arıların payı var.
    #159343 laranja | 5 yıl önce
    0böcek 
  3. Jerry Bromenshenk isimli, montana üniversitesi'nde, biyolojik araştırmalar yapan bir doktor tarafından koku konusunda eğitim alan mucizevi canlılardır.

    Bal arıları havada bulunan kokulu molekülleri, trilyonda bir yoğunlukta bile saptayabilmektedir. bu sebeple patlayıcı kimyasalların kokusunun saptanması amacıyla özel olarak eğitilmeleri tasarlanıyor. zira patlayıcının yani mayının üzerine konsa dahi patlatma riskleri olmadığından haliyle çok akıllıca bir seçenek oluyorlar.

    bu doktor beyefendi tarafından, patlayıcılarda kullanılan genel patlayıcı olan "dinitrotoluen" maddesini tanıyabilmesi için ödüllendirme yöntemiyle eğitilmeye başlanıyorlar. Tnt olarak bilinen patlayıcının türevi olan DNt ortamda bulunurken, şekerli su ortama konularak ve yayılarak bu iki madde arasında olumlu şartlandırma gerçekleştiriliyor.

    mayın gömülmüş bir alana bırakıldıklarında, şekerli su beklentisiyle patlayıcıların üzerinde kümelenmeye başlıyorlar.
    arıların işaret ettiği noktalarda %97- %99 arasında mayın çıkıyormuş sevgili dostlar.

    ha tam olarak kullanılmaya başlanmamış bu yöntem çünkü, bal arıları ortamda çiçek varsa, iç güdüsel olarak oraya doğru yönleniyorlarmış, ikinci olarak ise ortam çıplak arazi değil de bitki örtüsü olan bir yer ise, arıların bulundukları yeri saptayan "lidar" isimli lazer cihazı bitkileri vs yanlış algılayarak hata verebiliyormuş.
    sonuçta minicik hayvancıkları bölgeye salınca gözle görmek zorlaştığı için bu cihazı kullanmak zorundalar.

    eminim ki bu muhteşem varlıklardan, yakın gelecekte daha güzel amaçlar için yardım alacağız.
    #235598 la campanella | 4 yıl önce
    0böcek 
  4. çalışkanlığın kitabını yazmış güzeller güzeli canlılardır. kısıtlı bir süreye sıkıştırılmış konsantre bir ilkbahar yaşatmışlardı bana, hem de en çok ihtiyacım olan zamanlardan birinde.

    berbat bir uyku düzeni ile yorgunluğuma yorgunluk katmakta olduğum, gerekli her şeyi gün içine sığdırmak için enerjimi son damlasına kadar kullandığım zamanlardaydı ve ders çalışıyordum. kötü veya çok bunaltıcı zamanlar canlanmasın gözünüzde çünkü öyle değildi. şu an hatırladığımda içimde bir huzursuzluk yok mesela. ama doğal olarak yorucuydu ve bu süreci devam ettirmek her gün biraz daha zorlaşıyordu. böyle zamanlarda insan yanına birilerini arıyor, işte benim için o birileri arılardı.

    penceremden görünen bir kiraz ağacı var. bu kiraz ağacı masa başında geçen zamanları olduğundan çok daha iyi hale getirmekte tek başına yeterince iyi aslında. şimdi bahsettiğim zamanlar ise ilkbaharın ortasıydı, ben her gün sabah uyanıp perdeyi açtığımda adım adım önce ağacın çiçeğe duruşunu sonra her gün biraz daha çiçeklenmesini hayranlıkla izledim. süslenip püslenen ağaca kısa sürede birsürü arı da eşlik etmeye başladı ve sabahları benim için müthiş bir huzurla doldurdular. durup birkaç dakika onları seyretmek tek başına harika bir meditasyondu ve her ne işle uğraşıyorsanız üzerinize düşeni yapmanız gerektiğini ustaca anlatıyorlardı.

    güzelim çiçeklerin etrafında dönüp dolaşan ve durmadan çalışan arılar edindiğim en iyi çalışma arkadaşlarındandı.
    onlara eşlik edebildiğim için minnettarım.
    #264779 cassiopeia | 4 yıl önce
    0böcek