1. 3 kez damıtılmış irlanda viskisi. türkiye'de, makul fiyatlar içinde, orta sınıf ve içimi rahat sayılabilecek viskiler arasında, satın alınabilecek düzeyde olan en iyi viskilerden biri.

    "alkol zammı" etiketiyle duyurulan vergi artışlarından sanki birkaç ayda 1 etkileniyormuşuz gibi bir izlenim var. ancak viski fiyatları günlük olarak bile değişkenlik gösteriyor. genellikle dağıtımcılardan ötürü böyle bir "dolar kuru mu bu abi? 3 hafta önce 20 lira ucuza almıştık" eleştirisi geliyor. zaten bu ülkede alkol satın alıp içmek artık bir lüks haline ge(tiri)ldiği için 10'a, 20'ye pek bakmayan, "ayda yılda bir içeceğiz, onda da kuruş hesabı yapmayalım" mantığını güden insanların rakı yerine yönelmesi gerekenin viski olduğunu düşünüyorum. jameson ise, aynı ülke vatandaşları için en iyi viski tercihi olabilir.

    madem elitleştik ve ropdöşambırlarımızı üzerimize geçirdik, şu na da ilgi gösterip kaderimize ağlayalım. adamlar kremayla, şekerle, tarçınla, çayla jameson içiyor. konuyu daha da genele alıp viskiye getirmeyeyim, jameson'dan bahsedeyim.

    ilk olarak, jameson'ın görünüşü aynı sınıfta bulunduğu birçok irlanda viskisine (ve bana göre kendi sınıfının üzerindeki birçok viskiye) göre çok sade dir. "selected series" veya "reserve edition" gibi az sayıda üretilmiş versiyonlarının heybeti ayrı tabii ama standart versiyon şişesinin orta sınıf bir beyaz şarap şişesinden çok fazla farkı yoktur. kokusu blend viskilerin şahı olarak görülen 'ye benzemekle birlikte, j&b'nin içimindeki demirden ağırlık jameson'da yoktur; "yağ gibi akıp gidiyor"un viskicedeki karşılıklarından biridir. gene bir blend viski olan ve son yıllarda korkunç bir şekilde artan pr'ı ile viskiden anladığını iddia edenler arasında "dünya'nın en iyi viskilerinden biri" yalanıyla pazarlanan 'in en hafif içimli viski olduğunu da belirteyim burada. ama viskiden ne anladığınızı, viski çeşitlerine karşı dilinizin, ağzınızın, midenizin ve tabii ki beyninizin nasıl tepkiler verdiğini azıcık da olsa bilmelisiniz. chivas'ın kısaca "hiçbir şekilde kafa yapmayan" içimine benzer tattaki viskilerden hoşlanmayan biri olarak, jameson'ın damarlarınızda dolanan bir "şey"in içine kötülük tohumları atmayacak kadar hafif olmayı da, sabah uyandığınızda kafanızı bacak aranıza alıp yumruklamak isteyeceğiniz kadar baş ağrısı yaratmıyor oluşunu da aynı potada eritebilmesi, benim adıma, bu viskinin krallığını ilan etmesi oluyor.

    yaklaşık 1 ay önce 70'lik standart versiyonunu 165 liraya satın almışken, birkaç gün önce 180 liraya satın aldım. bakkal eleman "abi, sen bunu alırken red label 180 liraydı. 2 gün önce fiyatları yer değiştirdi" dedi bana hatta. jameson'ı öveyim derken, gene ülkedeki pahalı alkole laf sallarken buldum kendimi. aşağı yukarı gerçekçi fiyatlar vermiş şu linki de bırakayım o zaman. köpek öldürenden hallice bile 150 liraya dayanmışken, dünya'nın en iyi viskisi olarak gördüğüm 'in 10 yıllık single malt'ı 400 lirayı aşmışken, 'ın seçkin serisi gentleman jack 200 liranın üzerini görmüşken, oturup küfrederken jameson içebiliyor olmaya şükretmek de, ağlanacak hale gülmek kadar acınası bir dip noktada olduğumuzu gösteriyor.

    hayırlı ramazanlar.
    #143614 lake of the hell | 6 yıl önce
    0marka 
  2. fiyat performans oranı son derece iyi olan bir irlanda lezzetidir. standart versiyonu da son derece keyifli bir içim sunmakla birlikte; bira fıçılarında bekletilmiş olan stout edition'ın damakta bıraktığı tat hakikaten klasik jameson tadını bir kaç seviye yukarı taşıyor.
    #212757 yazmak istemiyorum | 4 yıl önce
    0marka