Rutkay Aziz tarafından yönetilen, kurgusu taner barlas tarafından hazırlanmış tiyatro oyunu üzerine bir girdi olacak bu.
Bu tiyatro sahnelenirken aynı zamanda tiyatro d22 tarafından hayvan çiftliği’nin de sahnelendiğini bir yere not düşelim.
1984 romanını okuyanlar bu eseri tiyatro sahnesinde görmek için hayalgüçlerini ne kadar zorlarlarsa zorlasınlar, roman kadar mükemmel olmayacaktır. Tabi bir anlatıcı olursa tiyatro metinlerinde ve 4. Duvar kalkarsa, çok daha başarılı bir oyun zihinde canlanabilir.
Gelgelim rutkay aziz ve taner barlaslı tiyatro oyununa. Tam bir felaket...
Romanın tüm kasveti, iç boğucu detayları görmezden gelinmiş demek isterdim ancak bilakis yok edilmiş parçalanmış. Öyle bir hava var ki romanda, buyuk birader seni gerçekten gözetliyor gibi hissediyorsunuz. Yanlış bir adım atsanız ensenizde birisi bitecek gibi okuyorsunuz. Tiyatroda ise ofis ortamında winston ve julia kucaklaşıyor öpüşüyorlar. Bu bir örnek sadece, ama benim en çok güldüğüm, julia’nın winston’ın dairesine girip winston ile yakınlaşmasıydı hem de tele ekran önünde. Peki bunu yapabiliyor olmasının açıklaması neydi? Açıklaması julia’nın sigortaları attırmış olmasıydı!!!
Bu resmen izleyicinin aklı ile dalga geçmek, eseri yok etmek demekti sevgili sözlükçüler.... sigortaların bu kadar kolay attırılabildiği bir düzende 1984 olamazdı. Totaliter bir rejim sizi evinizde dahi adım adım izlerken, julia “sigortaları attırdım sevgilim” diyerek gülemezdi...
Oyunculuklar da hayal kırıklığıydı. Rutkay aziz çok yaşlanmış ve hareketleri çok kısıtlıydı ancak ses tonu muhteşemdi. Taner barlas gerçekten inanılmaz kötüydü... çok beceriksiz bir winston koymuştu ortaya. Julia’yı oynayan oyuncu çok yapmacık ve ses tonu çok neşeliydi.
Ve tiyatro oyununun en kötü kısmı sonuydu! Romanın düşünce olarak sizde bıraktığı şey 2+2=5 diyen bir winston ile insan düşüncelerinin totaliter rejim ile ele geçirilmiş olmasıydı. Tiyatroda ise 2+2=4 diyen bir winston ile başbaşa kaldık ve julia seni seviyorum diyordu...
Niyet olarak bu baskıcı dönemde, sizi ele geçiremeyecekler demek istemiş olabilirler, ama bunu keşke 1984 oyunu ile değil, kendi yarattıkları bir oyun ile yapsalardı.