tanrım, sonsuz dünyada ben âciz ve ufağım, kulların arasinda tanrım ben bir koyunum. iki tuğla halinde kenetlenmiş dudağım, sonra geçtiğim yollar kum, hep kum, daim kum.
aradığım pınardan içebilsem bir yudum. artık o günden sonra hiç susamayacağım. inecek gözlerime uzun, en rahat uykum. tuz çalınıp ağzıma, bağlanınca ayağım.
kulların arasında ben yaşadım sessizce, hiç ağzımı açmadım, verdim bütün yünümü. en geniş bir sabahı düşünerek her gece, ben, tanrım, şuracıkta bekliyorum günümü.
türk rock grubu. 1995 senesinde outside adı ile kuruldu. 1997 senesinde ise grubun ismini kurban olarak değiştirdiler. Türk rock müziğinin önemli isimlerinden olan kurban, ilk albümlerini 1999 senesinde kurban adı ile çıkarmışlardır. birçok kişinin sarı çizmeli mehmet ağa coverı ile sevdiği sağlam gruplarımızdandır. şu sıralar neler yapıyorlar gerçekten bilmiyorum ama keşke daha sık görebilsek.
kısaca hikayesi: hz ibrahim'in çocuğu olmaz. sonra dua eder; "eğer oğlum olursa onu sana adayacağım." (mükemmel bir mantık örneği) sonra eşi hamile kalır, ismail 7 yaşına geldiğinde allah cc elinde senetle cebraili hz. ibrahim'e gönderir. söz ağızdan bir kere çıkmıştır. kör bıçakla ismaile girişir bıçak kesmez. sonra evrimi alt üst eden bir olayla gökten bir koç iner. (tabi ki diğer hayvanların aksine koçların en eski fosili 5 bin bilemedin 7 bin yıllıktır) sonra kurban kesilir, kavurmalar, pirzolalar afiyetle götürülür.
ne zaman kurban bayramı gelse hep bu adamın sözü zihnimde belirir;
"şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederlerdi." - (bkz: william ralph inge)
genelde bilindiği üzere ilk örneği ibrahim'in oğlunu kurban etmesi değildir.
dünyada işlendiği bilinen ilk cinayetin faili kabil ve kardeşi habil'in yaşadığı bir anlaşmazlık üzerinedir. kabil, kendisinin evlenmek istediği kızın habil ile evlendirileceğini öğrenince karışıklık çıkmıştır. sonuçta adem ikisinin de birer "kurban" takdim etmesini istemiştir. hayvancılıkla geçimini sağlayan habil bir koç seçerken tarım ile uğraşan kabil'in sunduğu kurban kabul edilmemiştir. bunun üzerine kini daha da artan kabil, yeryüzünün ilk cinayetini uyuyan kardeşinin başını taşla ezerek işlemiştir.
@yzrm1 yazarımızın yukarıda verdiği önemli bilgilerin üzerine paylaşmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama bir dönem hayatımda yer etmiş bir şarkıya imza atmış bir gruptur aynı zamanda.
antik yunan’da hititlerden farklı olarak kurban için seçilen hayvan kan akıtılarak değil, belli parçaları ya da tamamı yakılarak tanrılara sunulurdu. çok sayıda olan tanrı ve tanrıçaların her biri için belirlenmiş evcil hayvanlar, yabani hayvanlar, kuşlar hatta balıklardan oluşan kurbanlar sunulurdu. genellikle, gök ile alakalı tanrılar için az tüylenmiş, yeraltı ve öte dünya tanrıları için ise siyah renkli kurbanlar tercih edilirdi. bir kadının doğurganlığını artırması için, toprak tanrıçasına tohum saçması ve savaş tanrısına kömür sunması gerekirdi. denizciler ise rüzgar için poseidon’a yanmış kurbanlar sunmalıydı.
sünnet ile birlikte yahudiliğin temel taşlarından birisi olan kavram.
aslında kurbandaki amaç insana günahın bedelini hatırlatmaktır. günahın bedeli ölümdür.
tabii daha sonra yahudiler otomatiğe bağlamışlar ve "aman canım, kurban keseriz ne olacak?" demeye başlamışlardır. size de bir yerden tanıdık geliyor mu bu zihniyet?*
yahudilerin tapınağı romalılar tarafından yıkılınca, yahudiler büyük bir şok yaşamışlardır tabii. tapınak yok, kurban işleri ne olacak?
bazı yahudiler kurbanı dua ve meditasyonla takas etmişlerdir. günümüzde çoğu "ortodoks" yahudi tarikatı ve mezhebi bu sebeple kabbalaya yönelmişlerdir. kurbanın telafisini bu şekilde gidermeye çalışmaktadırlar.
ama mesih isa, zaten tapınağın yıkılacağından ve kurbanın farklı bir boyuta taşınacağından bahsetmiştir. mesih'in çarmıhta ölmesi bir nevi "yahudilik 2.0"ı başlatmıştır.
Tarih öncesinden beri pek çok insan topluluğunda yaygın olmuş ibadet, insan öldürme gerekçesi, biçimi. Her türlü Kurbanda öldürme biçimi, kurbanın kendisi kadar önemlidir.
Antik çağda, tahminen köleciliğin insanı daha değerli bir varlık haline getirmesiyle ayıplanıp yasaklanmış. Mitolojide ayıplayan hikayesi tantalus'du galiba.
Modern çağda tamamen yasadışıdır. Zaten insan kurbanı bekleyen dinler de fiilen yasaklıdır. En son panama'da allah'ın yolu mudur nedir öyle bir kült hamile kadınları kesmişti. Güney hindistan'dan hala birkaç yıl aralıklarla haberler geliyor. Halk kurban edenlere sahip çıktığından soruşturmalar sonuçlanmıyor. Afrika'da Benin, togo gibi vudu'nun yaygın olduğu ülkelerde insan kurbanı ortadan Kalkaska, mozambik, Tanzania, Kenya civarı ülkelerde vücut parçaları büyü ayinlerine malzeme olsun diye öldürülen albino'larınbaşta bir tanrıya kurban edilip edilmediği hakkında net bilgi bulamadım.
tek tanrılı dinlerin icadı değildir. kurbanın tarihi ilkel dinlerin tarihi ile başlar, ibrahimi dinler de bu geleneği sürdürür.
burada bana tuhaf görünen bir şey var. hem ilkel kabilelerin hem eski yunanın hem de mezopotamya dinlerinin ''sahte'' tanrıları hem de ibrahimin ''gerçek'' tanrısı kurban istiyor. bu nasıl oluyor? hem sahte tanrıların hem de gerçek tanrının kurban istemesinde size tuhaf gelen birşey yok mu? bu gelenek bir dinden diğer dine kültürel etkileşim yoluyla mı geçti yoksa gerçek tanrı-hiç yapmayacağı bir iş yaparak- sürekli mahkum ettiği sahte tanrıların kurban geleneğini sürdürmek mi istedi? gerçek tanrı neden paganist tanrıların istediği şeyin aynısını istesin ki?
kurban ile ilgili bir diğer sorun kurban olayının tevrat ve kuran'da ele alınış şekli. olayı biliyorsunuz. ibrahim peygamber bir gün rüyasında oğlu ismail'i (tevrata göre ishakı) boğazladığını görür. durumu oğluna anlatır ve ona ne düşündüğünü sorar. oğlu da emrolunduğun şeyi yap babacım beni sabredenlerden bulacaksın der. hz. ibrahim oğlunu kurban edeceği yere götürür, tam boğazına bıçağı dayayınca gökten bir koç iner ve tanrı seslenir: ey ibrahim sen rüyanın gereğini yerine getirdin biz iman eden kullarını işte böyle ödüllendiririz vs...şeklinde hikayete devam eder.
kafama takılan şu: ibrahim bu rüyanın tanrı'dan mı başka kötücül bir varlıktan mı geldiğini yoksa basit bir rüya mı olduğunu nasıl anlayacak? (çünkü arada sırada işin içine şeytanların karıştığı da biliniyor. hac 52'ye bakınız.) tanrı ne istiyorsa doğrudan söylese işler kolaylaşmaz mı?
bu hikayenin en trajik yönü merhametli bir tanrının en sevdiği kulundan öz oğlunu kurban etmesini istemesi. istediğiniz kadar iman sıçraması safsatasına sığınınıp felsefi hokkabazlık yapın istediğiniz kadar burada bir hikmet arayın anlatılan şey bu.
edit: buradaki kurban emrinin sadece hz. ibrahim'i bağladığını, müslümanlar için kurbanın farz olmadığını vacip olduğunu biliyorum. durum buysa ve kurban sadece ibrahimi ilgilendiriyorsa bile bu hikayede beni rahatsız eden birşeyler var.
genel olarak eski yeni tüm dinlerin açıklaması en zor rituelidir. inansan da inanmasan da bir mantığa oturtmak zor. zaten kendi verdiği canı, kendi alabilecekken neden başka kulundan böyle bir şey beklesin tanrı? bu bir. durduk yere, insan neden çok istediği bir şey olsun diye başka bir canlının hayatını adak olarak ortaya koyar? bu iki.
İbrahim olayına gelince, muhtemelen kendisi sağda solda çenesini tutamamış olacak ki, verdiği sözü yerine getirmek zorunda kaldı. daha sonra zekice dağdaki koyunu denkleyip, milleti ikna edip geleneği başlattı. malum, müslüman hikayelerinde böyle olaylar hep kişi tek başınayken, mağarada, dağda falan gerçekleşir .toplum sonradan ikna olur.
karışık mevzular. neyse olayın günümüzde evrildiği nokta bambaşka zaten çok da kasmaya gerek yok. etin kilosu olmuş kaç lira. sevapsa yazılsın, yalan dolansa da kavurma kısmı yanımıza kar kalır.
bugün çıkan single "damla" ile maziyi hatırlatmış müzik grubudur. bundan önceki parçaları "gülümse"de de bunda da eski tadını yakalayamadım ama yine de beğenmedim diyemem. damla spotify link: open.spotify.com/...