-
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.
Örnek kullanım: insan bir şeyin değerini ondan yoksun kalınca anlıyor. (Halikarnas Balıkçısı) hepsini göster
-
Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör.
Örnek kullanım: Bildiği bütün Fransızcayı toparlayarak vitrindeki kravatın değerini sordu. (N. Hikmet) hepsini göster
-
Üstün nitelik, meziyet, kıymet.
hepsini göster
-
Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.
Örnek kullanım: Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir. (i. O. Anar) hepsini göster
-
Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey.
hepsini göster
-
Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
hepsini göster
-
Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.
Örnek kullanım: Edebiyat, sanat, fikir, ilim ve başlıca değerlerimize toptan bir bakış lütfeder misiniz, efendim! (A. Kabaklı) hepsini göster