-
Ölçüsü alınmış, ölçülmüş.
hepsini göster
-
belirli bir ölçüde olan.
Örnek kullanım: Ölçülü faiz. hepsini göster
-
dar.
Örnek kullanım: Böyle ölçülü bir açıdan bakınca mahpushanede gidişat iyi sayılır. (K. Korcan) hepsini göster
-
Dikkatli, düşünerek.
Örnek kullanım: Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi. (R. N. Güntekin) hepsini göster
-
ılımlı.
Örnek kullanım: Rabia ile iki dansımda da gayet ölçülü, vakarlı hareket etmiştim. (R. H. Karay) hepsini göster
-
Belli bir ölçüye göre düzenlenmiş olan (manzume, düzyazı), vezinli, mevzun.
Örnek kullanım: Şiirleri, ölçülü, uyaklı sağlam şiirler. (N. Cumalı) hepsini göster