1. (bkz: )
    #142321 laedri | 6 yıl önce
    0hastalık 
  2. Kabaca takıntı hastalığı olarak tanımlayabiliriz
    #142670 galapagos | 6 yıl önce
    0hastalık 
  3. muzdarip olduğum hastalık, ilk giride söylenildiği çoğunlukla obsesyonların saçma olduğunun farkındasınız lakin onlar bir kaşıntı gibi, kaşımasanız olmuyor.

    gerçeklikten uzaklaştırıyor, dış dünyadan sizi soyutlayor, enerjinizi tüketiyor boş yere.

    he sayesinde askere gitmedim, o ayrı bir konu.
    #149681 diogenes | 6 yıl önce
    1hastalık 
  4. Sadece çeşitlerinden biri olan temizlik hastalarına bakarsak; obsesyonu kirli hissetmek ya da kirlenirse zarar göreceğini sanmak olan hastalık. Kompülsiyon olarak tehlikeli durumu ortadan kaldırmak istiyor ve çılgınlar gibi temizlik yapıyor. Bu rahatsızlığa sahip olan insanlar genelde çocukluğunda yaşadığı bir baskı, onu derinden etkileyecek bir olaydan sonra bu hale gelebiliyorlar. Ayrıca (bkz: ) in sağlıklı geçmemesi de bir diğer etken. Aile öykülerine baktığımızda hastalığını ortaya çıkarmış ya istifçi ya da aynı şekilde temizliğe çok takıntılı ebeveynler görüyoruz.
    #168695 idealistkuzu | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0hastalık 
  5. Temizlik sadece belirtilerinden bir tanesi, olacak diye bir kural da yokk. Genel olarak takıntı hastalığıdır. Bir şeye takılırsınız, bu düşünce sürekli beyninizi kurcalar ve kurtulmak isteseniz de kurtulamazsınız. Kurtulmak için de kendinize bir çözüm yöntemi seçersiniz ama bu sadece o anlık rahatlamanıza sebep olacak bir çözümdür. Düşünceler sürekli tekrarlar, susmaz, yaşam kalitenizi düşürür. Hastalığa sahip birinin beyninden etik olmayan bir düşünce geçer ve bunu yapmaktan korkar. Aslında bu hastalığı olan insanlar hayatınızda tanıyacağınız en dürüst ve zarar gelmez insanlardır. Çünkü etiğe fazla takıldıkları için bu hastalıktan muzdariplerdir.
    4hastalık 
  6. a, a uzanabilen, ile kombo yapabilen, ile fiti fiti yapıp sizi sadece yaşıyor olma haline sokabilen bir durumdur.
    Hayat düzenini iş, ev gibi bir düzeye indirgeyip kalan zamanı etraftaki mutlu olabilecek insanların kısacık yaşamlarda mutlu olmasını sağlamaya çalışmakla geçirtiyor.

    İyilik neydi? İyilik; yaşayan herkesin müreffeh ve güzellikler içerisinde yaşanabileceği bir dünyanın içerisinde yüzbinlerce senedir bağzılarının siki taşağına denk olsun diye köle olmaya, can vermeye, katledilmeye, tutsaklık içinde yok edilmeye ağız dolusu küfürlerle karşı durmaktı.

    (bkz: )
    #168737 Tukenmekte olan kisi | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    4hastalık 
  7. Obsesyon (saplantı, takıntı) ve kompulsiyon (zorlayıcı davranış) ile birleşen bir mental hastalıktır.

    İnsanın aklına dürtü şeklinde yerleşir ve bu davranış gerçekleşmesin diye kendine göre mantıklı gelen bir davranışa zorlarlar kendileri. Geçici bir çözüm ile gerçekleştirdiği bu refleks işe yaradığı için her aklına geldiği sırada rahatsız düşünceler bu davranışı tekrarlayabilir. Genellikle çok yüksek bir oranda bu dürtüsel rahatsız edici düşünceleri gerçekleştirmekten çok korkarlar ve gerçekleştiremezler. Dolayısı ile farklı bir ritüel uygulayarak bunun gerçekleşmesinin önüne geçerler.

    Temizlik, kuşku, cinsellik, simetri, dokunma vb. türleri vardır. Fakat aklınıza gelen veya gelmeyen her konuda bu obsesyon gelişebilir. Toplumun ahlak anlayışını ve etik kuramını çok önemsediklerini düşünüyorum. Bu yüzden tehlikeli insanlar olduklarını düşünmeyin. Çok hassas ve kırılgandırlar. Ayrıca kendilerine karşı çok yargılayıcı olabilirler. Kısacası bir salın kendinizi artık, toplumun da etiğin de... Anladınız siz onu. Bu hastalığa sahip insanları anlamadığımı sanmayın gayet iyi anlıyorum.

    Gel gelelim şimdi kendi yaşadığıma. Geçmişte yani 6-7 yıl önce ben de yaşadım ve dolayısı ile çok sıkıntı veriyordu bana. Benimki başka bir hastalığın yansıması olarak çıktığı için dönemsel bir şeydi ve geçti. 2 yıl önce ise kulaklarını küfürlerle çınlattığım bir doktora gittim. Bana 1.5 yıl bu teşhisi koyarak ilaçlar kullandırttı. 5 dakika bile konuşmadan teşhisi koydu. İlacımı değiştirip kobay gibi deneysel çalıştı üzerimde. İlaçlar o kadar ağır geldi ki 2 defa uykumdan uyanamayıp yatağıma işediğim bile oldu. :) Yanlış duymadınız. (itiraflara mı yazsaydım acaba) Neyse bir terslik olduğunu zaman geçtikçe anladım. Devam etseydim iyileşmiş biri olarak herhalde tekrar hasta olacaktım. Çıkarttım kendimi o delikten. Kendimi keşife çıktım ve yüzleştim. En nihayetinde bu sefer başka bir doktora ardından psikologa gittim. Ve bir hastalığım olmadığını anladı ikisi de. Bunun sonucunda kendimle barıştım ve bütün yükleri geride bırakarak yola devam ediyorum. Buradan çıkaracağım ana fikir doktorunuzu iyi seçin ve sizi detaylıca dinleyecek biri olsun. Yoksa ezbere teşhis ve ilaçlara bağımlı olursunuz.
    #168751 rekoba | 5 yıl önce
    0hastalık 
  8. insanı yaşayan bir ölüye çeviren hastalık. sanki kafanın içinde bıdır bıdır konuşan minik ucubeler var ve hayatta sizin ya da sevdiklerinizin başına gelmesi mümkün yüz binlerce korkunç olasılığı aynı anda tekrarlıyorlar. üstelik hiç susmuyor, işte kafanızın içinde harry potter'daki gibi carcar carlayan bir sürü adamotu bitkisi olduğunu düşünün. bunları susturmadıkça tam anlamıyla hangi işe odaklanabilir, hangi şeyden zevk alabilirsiniz?
    ne yazık ki bu kadar adamotuyla yaşayan insanın sesi de bir yerden sonra onlar gibi ömür yiyen hale gelmeye başlıyor. hepimizin takıntıları var ama her şeye karşı takıntı geliştirebilen insanlardan bahsediyoruz. iradesi dışında gelişebilecek onlarca felaketin korkusuyla yaşayan insan, sürecin doğal bir parçası olarak sürekli bir onaylanma ihtiyacı içinde oluyor. işte bu noktada bozulan ilişkiler ve 'kimse beni anlamıyor, herkes bana karşı.’ Sendromu başlıyor. Kaygılar, sorunlara gerçekçi yaklaşmanın önüne geçiyor ve o stresle birlikte kişi her şeye duygusal tepkiler veriyor. Bu da terapinin yani doktorun devreye girdiği yer olmalı işte. Çünkü okb’den muzdarip olan kişi bunu sadece temizlik ya da sayı, adım takıntısı gibi somut şeylerle değerlendiriyor. Oysaki artık obsesyonların yarattığı endişeden kurtulmak için her şeyi belli bir sayıya tamamlamak gibi ritüeller geliştirmiş olan kişi hastalığı bu ritüellerle tanımladığı için insan ilişkilerinde verdiği tepkilerin kaynağını göremiyor. Dürüstlük konusundaki takıntılardan ve kendilerini yargılamalarından yukarıdaki girdilerde bahsedilmiş zaten. Hata yapmayı kaldıramayan insan kendisine karşı yapılan hataları da fazlasıyla kişiselleştirip sağlıklı bir ruh halindeyken vereceğinden çok daha farklı tepkiler verebiliyor. İşte kişinin bu halleri arasındaki farkı görmesini sağlayan da psikiyatrist gözetiminde kullanılan ilaçlar ve psikologla yürütülen terapiler oluyor. Genelde yürütülen ‘bilişsel davranışçı terapi.’ Bu yöntemi anlatan bir kitap da var: ‘iyi hissetmek.’ Sadece okb’den muzdarip olanlar değil, herkesin okuması gereken bir kitap bence. Zaten hangimiz normaliz ki?
    #168782 pretending | 5 yıl önce
    0hastalık 
  9. Kişiye istemsiz olarak gelen düşünceler, hisler, takıntılardır. Bu hastalığa sahip kişi istemediği davranışları yapmak konusunda zorunluluk hisseder. Kişi bu obsesyonlardan kurtulmak için kompülsüyonlar üretir ve uygular. Genellikle kişi kafasında yarattığı, subjektif olmayan, düşüncelerden hareketle stresten kurtulmak adına zorlantılar yapar. Bebeği ölmesin diye günde 10 saat her kapıya 10 defa dokunmak gibi ya da kanserden ölmemek için giysilerini giyip çıkartıp giyip çıkartıp tekrar giymek gibi... gibi gibi.. en göz önünde olanı temizlik hastalığıdır. Burda kişi genellikle göremediği küçük canlıların vücudunun içinde olmasından ve onu hasta etmesinden korkar ve zorlantı olarak bütün gününü temizlik yaparak geçirir. Çok yıpratıcı ve işlevselliği büyük oranda bozan bu hastalık için çeşitli sebepler sunuluyor olsa da net bir neden olmayabilir.

    Bilişsel davranışçılar anasından babasından öyle öğrenmiştir diyor mesela.

    Freud ise insanın içindeki iyi- kötü çatışmasından geldiğini söyler. Yani sen içinde kirli hissediyorsan onu somutlaştırır- yerlerini değiştirir- bir nesneye yöneltirsin ve karşıtlığı ortadan kaldırmak için temizlemeye çalışırsın.

    Obsesif kompülsif bozukluk için kullanılan en etkili tedavi ise “yüzleştirme” dir. Hastanın Korktuğunun başına gelmesini sağlayarak bu yarattığı minik komfortzone’ nun içinden çıkarmaktır. Bu tehlikeli senaryolarda sağlıklı düşünme alıştırmaları yapmaktır.



    #177557 idealistkuzu | 5 yıl önce
    0hastalık 
  10. Tedavisindeki en etkili yöntemin maruz bırakma yöntemi olduğu ve nörotransmitter dengesizliğinin tetiklediği düşünüldüğü için antidepresan tedavisinin de olumlu sonuçlar verdiği bir psikiyatrik sorundur.
    Okb'de zorlantılı somut davranışlar mutlaka görülmek zorunda değildir. Zihindeki ruminasyon adı verilen tekrarlı düşünceleri sürekli nötrleme ihtiyacı ile yapılan refleksif düşünceler de zorlantılı yani kompulsif kabul edilir.
    #197704 fionamimi | 4 yıl önce
    0hastalık 
  11. normal insanlar düşünceleri alır kullanır ve tüketirler. okb'liler ise düşünceyi satın alıp sahiplenirler. sürekli tekrarlanan düşünce benimsenir ve kişinin kendisi olur.
    3hastalık 
  12. Birlikte yaşaması öğrenilebilen bir rahatsızlık. İlaç ve bilişsel terapi ile bir derece kontrol altına alınabiliyor ve kişinin hayatını kabusa çeviren yineleyen kompulsiyonlar farkına varılarak azaltılabiliyor. Genellikle bir düşünceden kaçmak için bir davranış belirlemek olarak açığa çıkıyor. O davranışı neden yaptığınızı öğrendikten sonra bunu yapmanızın gerçek hayatta bir faydası olmadığını bildiğiniz takdirde gerileyebiliyor.

    Hastaları, ritüellerine fazla bağımlı insanlar oluyorlar, ritüelleri engellendiğinde fiziksel tepki gösterebiliyorlar. Benim başım döner mesela yapmak istediğim davranışı o an yapamazsam. Engellemek için hastanın, kompulsiyonunun mantıksızlığını kendisinin anlamasını sağlamak lazım, obsesyona neden olan kök davranışı bilmek de inanılmaz fayda sağlar. Obsesyonlar da, bunların kompulsiyonları da zamanla değişebilir. Benim bildiğim ilk kompulsiyonum el yıkamaktı. Onlarcasıyla savaştım. Bir ara gece saat onda, on birde kendimi arabayla yazıhaneye götürtüp dosyaları masaya yığıp hepsinin son duruşma zaptını kontrol edip eve öyle döndüğüm de oldu. Kompulsiyonlarla savaşamayıp yataktan iki gün hiç çıkmadığım da.

    Ama genel olarak işlevsel bir insanım yani, hayatıma devam edebiliyorum. O gece işhanına gitmeler, eve dönerken soba açık mı kaldı diye üç defa yazıhaneye dönüp kontrol etmeler, kompulsif stalklar, hele de el yıkamalar ve duygusal yemeler kalmadı. Kompulsif egzersiz bile yapıyordum ha, karın kasımı ona borçluyum, şimdi üzeri yine yağ oldu ama o yağın altında bir kas var ve o kaslara kurşun işlemez tamam mı? Hehe.

    Bir hastalıktır, beraber yaşanabilir, hastaları karikatürize şekilde temizlik yapan stereotip insanlar değildir, en önemlisi küfür de değildir. Şizofren de küfür değil.

    Bu arada genetik midir onu bilmiyorum ama benim hiç tanışmadığım babaannem, ben doğmadan çok çok önce ölen babaannem de akıl hastasıymış. Bende bu sorunlar hayatımı etkiler hale geldiğinde ailem en çok babaannem gibi kendi kendime yaşayamaz hale gelmemden korkmuşlar benden gizleyerek, ama babaannemin zamanında okb tanısı mı var, ilaç ve terapi mi var arkadaş, köyün delisi deyip geçmişler yazık kadıncağza. Belki genetik yatkınlığım da vardır ve belki genetik yatkınlık da etkilidir, onu ben bilmem, doktoru değil hastasıyım zira.

    Editle gelen ek: ilk kompulsiyonum el yıkamaktan da önce enstrüman çalmaktı sanırım. Bir yaz, yaşıma göre büyük bir acıdan kaçmak için kendi kendime neredeyse iyi derecede piyano çalabilecek kadar klavyede sol elimi geliştirmiştim, aklıma üzüntüm her geldiğinde çalgımın başına geçiyordum, düşününce o da kompulsif bir davranışmış, sandığımdan da erken başlamış.
    #270905 taro | 3 yıl önce (  3 yıl önce)
    0hastalık