1. bir şeyin kaynağı. harıl harıl çalışan, içten dışa doğru dallanan, şeklin temel parçalarını barındıran içsel varlık. aygıtların ham maddesi. bütünün yaşam şelalesi.
    #141813 kafakulagi | 6 yıl önce
    0genel terim 
  2. Otobüs firmalarının, marka ismi ararken vazgeçilmezi.
    #141814 j | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı.

    Örnek kullanım: Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. (H. Taner)
    #141850 tdk | 6 yıl önce
    0felsefe terimi 
  4. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan.

    Örnek kullanım: Size öz evladım gibi davranacağım. (A. Kulin)
    #141851 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  5. Kendine, kendi kendini anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz.

    Örnek kullanım: Öz eleştiri, öz yönetim.
    #141852 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde, ekstre.

    Örnek kullanım: Karaciğer özü. Meyve özü. Mısır özü.
    #141853 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  7. Kendi, zat.

    Örnek kullanım: Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme (Karacaoğlan)
    #141854 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  8. Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde.

    Örnek kullanım: Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde. (A. Gündüz)
    #141855 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  9. Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm.

    Örnek kullanım: Ağacın çürüğü özünden olur / Yiğidin iyisi sözünden olur (Halk türküsü)
    #141856 tdk | 6 yıl önce
    0biyoloji terimi 
  10. Dere, çay.
    #141857 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  11. verimli yer.
    #141858 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  12. İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı.
    #141859 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  13. Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça.
    #141860 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim