görücüye çıkarmak için m. night shyamalan'ın 19 yıla yaymak (ve beklemek) zorunda kaldığı, meşhur ilk filmi unbreakable'dan sonra peş peşe çekemediğinden dolayı üzülerek anacağından emin olduğum serisinin resmi adı. bazı yerlerde "the unbreakable trilogy" olarak da geçiyormuş ama bu hali hem daha fularlı hem de isminden ötürü 3 filmi de izlemiş olanlarla muhabbete hemen başlamanızı sağlayacaktır.
aslında bir trenin adı bu. shyamalan'ın, özellikle unbreakable'a yerleştiremediği gırla sahne elinde kaldığı için (hem gişe beklentisine yönelik olarak yapımcı touchstone'un çıkartılmasını istediği sahneler hem de kendisinin filmi 2 saatin üzerine çıkarmamak için çıkarttığı sahneler var) serinin ikinci filmi olan split'e kadar geçen 16 yılda "bu sahneleri ne yapacağım ben?" diye kıvrandığını anlattığı röportajları mevcut. serinin son filmi glass ile split arasında özellikle kurgu açısından iyi bir denge olmasına rağmen, unbreakable çekilirken 45 yaşında olan bruce willis'in etkisinin seri tamamlanırken bir anda azalması, shyamalan'ı bir yönetmen ve senarist olarak seven bütün izleyicileri üzmüş olmalı. üçlemenin değerinin sonraki yıllarda anlaşılabileceğini düşünüyorum ama shyamalan sevmeyen geekler adamceğizin filmleri vizyona girmeden önce kendi çaplarınca başarılı anti-pr yaptıkları için bu "sonraki yıllar"ın yakın geleceği nitelendiremeyeceğinden de eminim.
serinin filmlerini şu başlıklarda inceleyebilirsiniz: