hayatını türlü sapkınlıklara tanıklık ederek geçiren insanın, içinde sürdürmeyi nasıl başardığını merak ettiğim şey. Üstelik sadece yaşadığımız yer değil, dünyada olan biten her türlü pislikten neredeyse anında haberdar olabiliyoruz. Bugün açılan türkiye’de müslüman/hristiyan olmak vs başlıklarından sonra aklıma geldi. Yani tartışmanın başından diyelim ki gerçekten bizim algılayamadığımız dinlerdeki gibi mistik varlıklar, metafizik ögeler var ve biz bunları algılayamadığımız için yok sayıyoruz. Tamam yani tanrı tartışmasını da yapmıyoruz şu an, o var ve ‘dinlerdeki gibi’ her şeye gücü yeten, dünyada olan ve olacak her şeyi çok önceden bilen bir yaratıcı. Yani her şey onun iradesi dahilinde, kontrolünde. İstismara uğrayan çocuklar dahi onun bilgisi dahilinde. O hiçbir şey yapmıyor ki neden yapsın zaten en başından biliyordu olacakları ? Neyse konumuz o da değil, hiçbir şey yapmıyor çünkü bu bir sınav. İnsan sınanıyor. Cennet ve cehennem için sınanıyor. Ve dinlerdeki tüm o iyiliği güzelliği gören insanlar, tanrının merhametine inanan insanlar, tanrının insanlığı, istismara uğrayan çocuklarla (6-8 aylık bebek örnekleri de var.) sınamasını kabullenebiliyor. Bu nasıl merhametli bir tanrı ki kullarını çocuklarla dahi sınamakta beis görmüyor ve kullarındaki nasıl bir iman ki bu sınavı geçerek gidilecek cenneti içine sindirebiliyor ?
en güzel örneğini bir romalı yüzbaşının gösterdiği kavram:
İsa Kefarnahum’a varınca bir yüzbaşı O’na gelip, “Ya Rab” diye yalvardı, “Uşağım felç oldu, evde yatıyor; korkunç acı çekiyor.”
İsa, “Gelip onu iyileştireceğim” dedi.
Ama yüzbaşı, “Ya Rab, evime girmene layık değilim” dedi, “Yeter ki bir söz söyle, uşağım iyileşir. Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim var. Birine, ‘Git’ derim, gider; ötekine, ‘Gel’ derim, gelir; köleme, ‘Şunu yap’ derim, yapar.”
İsa, duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Ben İsrail’de böyle imanı olan birini görmedim. Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliği’nde İbrahim’le, İshak’la ve Yakup’la birlikte sofraya oturacaklar. Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıdaki karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacak.” Sonra İsa yüzbaşıya, “Git, inandığın gibi olsun” dedi.
________________________________________________
bir insanın imanı sevgisiyle doğru orantılıdır. içinde tanrı'ya karşı sevgi barındırmayan bir kişi iman edemez.
benim iman etme sebebim de tamamen bu.
zaten tanrı'yı sevmesem, hristiyan olarak yaşamaya devam etmezdim türkiye'de. "böyle çok acı çekiyorum. bırakıyorum tanrı'yı." falan derdim.
ama hala tanrı'nın ardından yürümek istiyorum. sevgim olmasa bu istek olmazdı.
japonca youtube kanalımda bu konuya değineyim en iyisi. güzel konu aslında.