Ne güzel bir başlık evet bu korku artık her kesimden insana nüksetmiş durumda. Öte yandan bir şey daha var ki eleştiri yapmayı, makul sınırlar içerisinde görüş belli etmeyi veya fikir beyanında bulunmayı bilmiyoruz. Aynı fikri paylaşmamak birinin diğerine hakaret etmesine sebep olmamalı ancak seviyeli bir siyasi muhabbete neredeyse çok nadiren denk gelir olduk. Geçenlerde 70'leri görmüş bir amcayla karşılaştım da insanların saygısızlığından bahsetti ve "Bu insanlar beni apolitik etti." dedi. Artık hiçbir siyasi gelişmeyi takip etmiyor ve de oy kullanmıyormuş. Konuşmasındaki üslubu tastamam aktarabilmek isterdim zira derya deniz bir amcaydı ve inanılmaz nezaketliydi. Serzenişte bulunurken dahi defalarca özür dileyerek, sözlerini özene özene seçmesi, kendini tartarak konuşması yaşına nazaran zamane gençlerinden çok daha açık fikirli olması beni çok etkiledi. Biz nezaketle, ölçülü ve saygılı konuşamayan bir nesil olarak siyasi konuşmalarımızda neredeyse kanlı bıçaklı kavga edecek seviyeye geliyoruz. Ben bu sebeple hem burada hem de başka herhangi platformda siyasi yorumlardan kaçınıyorum. Yani insanları uzaklaştıran sadece sözlerine uygulanacak yaptırımlar değil, uygun seviyeli bir tartışma ortamlarının da bulunmayışı kanımca. Neden bu tarz ortamların olmaması, seviyesizliğin bu kadar yükselişe geçmesi ise pek çok açıdan değerlendirilmesi gereken devasa bir sosyoloji konusudur. Onun içinde ayrıca bir başlık açılabilir.
Siyasi yorum yapmaktan bende korkuyorum ama korkmamin asıl sebebi başkalarından gördüğüm baskı değil birşey değiştirmeyecek olduğumu bildiğimden kıymetli zamanımı boşa harcamak. eğer karşınızdaki sizin dediklerinizi kavrayacak kültürel birikime sahip değilse konuşmanın pekte bir anlamı yok nitekim eğer anlayacak biriyse zaten oda sizin gibi bu ülkede bundan muzdarip olduğundan değerli zamanınızı heç etmek yerine siktir etmeyi tercih edecektir. Türkiye'de siyaset konuşmak = zaman kaybı.
beni korkum, onların da sınırları yok. aslında tek korkum bu. kendim adına zerre bir korku beslemiyorum "başıma şu bu gelir" diyerek fakat mevcut hükumetin herhangi bir çizgisi yok, parayla sınırlandırılmadığı takdirde. bakınız "kaşıkçı cinayeti" veya 1-2 hafta öncesinde bağdat caddesinde uyuşturucu baronunun infazı. bu olayların sınırları parayla belirlenmiş, güce hitap ediyor. fakat biz iki kelime söz söylesek, sıfatı onlar yerleştiriyor. "hayin, fetöcü, dinsiz, ateist, alkolik..." (yazdıkca yazıyorum, sınırlarının olmadığının bir kanıtı) tek korkum çevremdekilere uzanması olmayan durumların. o kadar.
siyasal liberalizmin gelişmediği ülkelerde, rahatsız olan kesimde görülebilecek bir korkudur. işsiz kalma, geleceğinin kararması, hapse girme gibi çeşitli sebeplerden beslenen bir korkudur.