-
belirli olmayan, belgisiz, gayrimuayyen, vuzuhsuz.
Örnek kullanım: Şimdi galiba belirsiz bir yerde bir esere çalışıyor. (N. F. Kısakürek) hepsini göster
-
Niteliği hakkında tam bir bilgi edinilemeyen, müphem.
Örnek kullanım: Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz sesi işitti. (P. Safa) hepsini göster
-
Bilinmeyen, meçhul.
Örnek kullanım: Küçük bir ekmek parçası üstüne konmuş, ne olduğu belirsiz yeşilliklerle yapılmış salata kendisine uzatılıyormuş. (A. Kutlu) hepsini göster