"gesi bağları" türküsünün bilinen iki kıtadan ayrı 100 bölümden oluşmuş bir türkü olduğu biliniyor. bu 100 bölümde zaman zaman diğer halk türkülerinden dizeler de görülüyor. türkü, bir tek kişinin ürettiği bir türkü değil. günümüzde üretilen ortak şiirler gibi "gesi bağları" türküsü de kulaktan kulağa yayılırken türküyü dinleyenler tarafından türkünün sözlerine yeni bölümler eklenmiş. bu da bir bakıma türkünün halk arasında ne kadar sevilip benimsendiğini de gösteriyor. türkünün 100 bölümden oluşan sözleri şu şekilde,
1. gesi bağları'ndan gelsin geçilsin kurulsun masalar rakı konyak içilsin herkes sevdiğini alsın seçilsin gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
2. gesi bağları'nda dolanıyorum yitirdim yârimi (anam) aranıyorum bir çift selamına güveniyorum atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansım derdime
3. gesi bağları'nda bülbüller öter ateşim yanmadan (anam) tütünüm tüter bana bir hal olmuş ölümden beter atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
4. gesi bağları'nda üç ırgat işler sıladan geliyor (anam) şu uçan kuşlar anneler doğurur ele bağışlar örtün pencereleri (anam) esmesin yeller dertli olduğumu (anam) bilmesin eller
5. gesi bağları'nın gülleri mavi ayrıldım yârimden (anam) gülemem gayri yârdan ayrılanın böyle olur hali yas tutsun ellerim (anam) kına yakmayım kör olsun gözlerim (anam) sürme çekmeyim
6. gesi bağları'nda tokaştım taşa kardeş ekmeğini (anam) hakarlar başa girip çalıştığım emeğim boşa gel otur yanıma, hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
7. gesi'ye giderken yolum ayrıldı bindim arabaya (anam) başım çevrildi siyah saçım sağ yanıma devrildi atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
8. tıkır tıkır merdivenden inmedim güle güle anam yâr koynuna girmedim cahil idim kıymetini bilmedim atma anam atma, beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime.
9. kuruldu kazanım harenim yoktur söküldü sim saçım anam örenim yoktur kapıdan içeri girenim yoktur örtün pencereler anam esmesin yeller dertli olduğumu anam bilmesin eller.
10. bana gül diyorlar neme güleyim ayrılık üzerimdeki, kime neyleyim bir mektup gönder gönlüm eyleyim neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada, anamın kuzusu.
11. bulamadım kır atımın gemini süremedim anam gençliğimin demini ben sürmedim eller sürsün demini neyleyim dünyada anam yâr olmayınca domurcuk gül iken anam koklamayınca.
12. çattım ocağıma hürmetim yoktur döktüm zülfü saçı anam örenim yoktur anamdan babamdan gelenim yoktur neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu.
13. enginli yüksekli kayalarımız gam ile yoğrulu anam mayalarımız doğurmaz olsaydı analarımız neyleyim neyleyim hep alınım yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu.
14. urganım atmadık dallar mı kaldı başıma gelmedik anam haller mi kaldı beni söylemedik diller mi kaldı ne deyip ağlayım, anam alın yazgısı kader böyle imiş anam onmaz bazısı.
15. şu görünen bahçe m'ola bağ m'ola şu dağın ardında yârim var m'ola oturup da beni yad eder m'ola atma anam atma beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime.
16. sac üstünde fısır fısır bazlama küçük iken ciğerlerim gözleme ben diyorum gelir diye gözleme örtün pencereler, anam esmesin yeller dertli olduğumu anam bilmesin eller.
17. gesi bağlarında şıvga dalım yok derdimi söylesem anam dinler yârim yok herkes güler oynar sorgu sual yok ben gülsem oynasam anam yasak diyorlar yarını elinden anam alsak diyorlar.
18. gesi'ye giderken yolum ayrıldı bindim arabaya başım çevrildi selvi saçım sol yanıma devrildi ölüm olmasın da anam ayrılık olsun bize sebep olan anam içten vurulsun
19. mezarımı geniş açın dar olsun etrafı mor sümbüllü bağ olsun ben ölüyom ahbaplarım sağ olsun el kadar alınımda türlü yazım var evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var
20. ateş alıp ısınmadım korunda güle güle anam yar gezmedim kolunda methim gezer elalemin dilinde atma anam atma, beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
21. bülbül gelmiş gül dalına konuyor hangi dala yuva yapsa kuruyor herkesin yâri yanında duruyor atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
22. bülbülüm uçtu da kafesi durur ne güzel ellerin (anam) babası durur babasız yuvada evlat mı büyür örtün pencereleri (anam) esmesin yeller dertli olduğumu (anam) bilmesin eller
23. yazmam gül yaprağı düremem gayri yalnızım evlere (anam) giremem gayri bana bir hal oldu diyemem gayri gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
24. gesi bağlarında kılarım namaz kılarım kılarım halka yaramaz haktan geldi bize bir ulu niyaz örtün pencereleri değmesin yeller bugün efkarlıyım gelmesin eller
25. gesi bağları'nın gülü olayım arayı arayı yâri bulayım gül bülbülden başkasına sorayım gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmeyen ben o yâri neyleyim
26. gesi bağları'nda kamber tay olur anam andıkça aklım zay olur ayrılık dediğin birkaç ay olur örtün pencereleri esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
27. şu dereden akan bulanık seller derdim içimdeki ne bilsin eller oturup ağlasam divane derler ne deyim ne ağlayım hep alnımın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
28. sandıktan basmamı giyesim geldi ciğerim anamı göresim geldi varıp iki elini öpesim geldi örtün pencereleri esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
29. tandıra et vurdum yiyesim geldi ciğerim anamı göresim geldi açıp mezarına giresim geldi ne deyim ağlayım hep alnımın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
30. gesi bağları'nda bir top gülüm var hey allah'tan korkmaz sana bana ölüm var ölüm varsa bu dünyada zulüm var atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
31. gesi bağları'nda geçilmez yastan dört yanım ıslandı yağmurdan yaştan sağ yanım ağrıdı soluma yaslan hep yalan mı oldu o geçen günler bahçede ötmez oldu bülbüller
32. gesi bağları'nda açılmış güller derdimi söylesem deli olmuş derler seni sevdiğimi bilmesin eller gel otur yanıma boyu posu güzelim gülemem ağlarım ah çekerim gezerim
33. gesi bağları'nda kaynar karınca içim kan ağlar anam yaşıtım görünce ben bu dertten iflah olmam ölünce hep yalan mı oldu anam o geçen günler bahçedeki ötmez oldu anam bülbüller.
34. gesi bağları'nda yiğitler gezer eller ne bilsin anam yüreğimi ezer yârim gitti hasreti beni üzer ben gülsem oynasam anam yasak diyorlar varını elinden anam alsak diyorlar.
35. gesi bağları'nın köpeği olsam koklayı koklayı anam anamı bulsam bulduğum yerde öpsem koklasam atma garip anam yazılara yabanlara keşke verseydin köyümüzdeki çobana.
36. gesi bağları'nda bülbüller öter anamın ekmeği burnuma tüter el kadar verseler o bana yeter el kadar alnımda türlü türlü yazım var evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var.
37. gesi bağları'nda bir oylum kaya düşmüşüm sevdana ne diyon bana bir yüzük yaptırdım yadigar sana takın parmağına dar mı geliyor gurbete gitmesi zor mu geliyor
38. gesi bağlarında yolun sağında güller çiçek mi açar yavru bağrında yavrusu koynunda elin yanında yas tutsun ellerim kına yakmayım kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
39. gesi bağları'nda attım urganı üstüme örttüler gurbet yorganı benim anam çifte kessin kurbanı ne deyip ağlayım hep alnımın yazgısı kader böyle imiş onmaz bazısı
41. her boyadan bir boyalı taşım var yaşım küçük ne belalı başım var feleğinen döğüşecek işim var el kadar alnımda türlü türlü yazım var evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var
42. anam kirmenini alsın eline tarasın yününü taksın beline gelsin baksın yavrusunun haline ben gülsem oynasam yasak diyorlar varını elinden alsak diyorlar
43. başına bürünmüş el kadar astar asker babasını yavrular ister benim yârim diye yolunu gözler neyleyim dünyada yâr olmayınca domurcuk gül iken koklanmayınca
44. gesi bağları'nda ötüşen kuşlar hayıra çıkmadı gördüğüm düşler yıldan yıla meyva veren ağaçlar devşirdim çiçeği dalda ne kaldı gidiyom gurbete burda nem kaldı
45. gesi bağları'nda salkım söğütler anam yok ki versin bana öğütler gün görüp gidiyor benden kötüler neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
46. ocağımı çattım herenim yoktur söküldü sim saçım örenim yoktur kapıdan içeri girenim yoktur gel otur yanıma başımın tacı ayrılık ekmeği zehirden acı
47. gesi bağları'nda açıldı güller sevdiği yanımda sefada eller hep bize tokandı yaramaz diller ben gülsem oynasam yasak diyorlar varını elinden alsak diyorlar
48. arı olsam her çiçeğe konarım yâr yitirdim yana yana ararım var mı benim şu gesi'ye zararım atma anam atma beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
49. gesi dedikleri bir çatal dere ahbaplar içinde yüreğim yara çok emekler verdim vefasız yere örtün pencereler esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
50. yine kalaylandı sofanın taşı silerim silerim gitmez gözümün yaşı benim çektiklerim bir soysuz yası meğer taşa biber ekilmez imiş kötülerin kahrı çekilmez imiş
51. anam beni ne hal ile doğurdu el kapısı hamur etti yoğurdu gücüm yeter yetmez işler buyurdu gurbet elde neler geldi başıma anam yok ki şu derdime katıla
52. anam mendilimi düremiyorum yalnızım evlere giremiyorum anasız babasız duramıyorum neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
53. anam yok ki ağıdımı dinlesin babam yok ki şikayetim dinlesin şu cahil gönlümü kimler eylesin el kadar alnımda türlü türlü yazım var evvel bir başımdı, şimdi körpe kuzum var
54. gesi bağlarında gülüm duruyor hangi dala yuva yapsam kuruyor bülbül bile kadersizi biliyor ne deyip ağlayım hep alnımın yazısı onmaz imiş güzellerin bazısı
55. yazmam gül yaprağı düremiyorum yalnızım evlere giremiyorum söktüm sim saçımı öremiyorum devşirdim çiçeği benim dalda ne kaldı gidiyom gurbete benim burda nem kaldı
56. bellettim bağımı yemedim üzüm kaynattım pekmezi gelirim güzün garibe vermezler bir salkım üzüm neydeyim ağlayım alın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
57. bu yıl çiçek çoktur dallar götürmez dağlar diken olmuş kervan oturmaz benim bağrım yaz olmuş sitem götürmez eğil dağlar eğil yâri göresim geldi siyah zülfümü yüzüne süresim geldi
58. yüceden kaldırın gelin ölüsü elmalar donatın söğüt dolusu bana derler kadersizin birisi dertli diye çağırsınlar adımı yazmamınan bağlasınlar başımı
59. yazmam gül yaprağı karanfil irenk aksine vuruyor devran-ı felek gesi bağları'nda leyla diyerek ah neyleyim şu alnımın yazısı onmaz imiş güzellerin bazısı
60. bana gül diyorlar neme güleyim ayrılık serime düştü neyleyim anamdan doğalı ben de böyleyim gel otur yanıma boyu posu güzelim gülemem ağlarım ah çekerim gezerim
61. çırpını çırpını yuvadan uçtum ağlayı ağlayı bu hale düştüm getirin anamı babamdan geçtim neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş dünyada, anamın kuzusu
62. çıra yanmayınca ceviz mi kavlar ciğer yanmayınca gözler mi ağlar oturum ağlasam divane derler gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
63. gesi bağları'nın yılanı olsam dolanı dolanı yanına varsam uyusam uyansam derdime yansam hep yalan oldu o geçen günler bahçede ötmez oldu bülbüller
64. gesi bağları'nı gördün mü bilmem toprağına bağdaş kurdun mu bilmem gizli sırlarıma erdin mi bilmem gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmeyen ben o yâri neyleyim
65. gesi bağları'ndan geçemiyorum az doldur kadehi içemiyorum anamdan babamdan geçemiyorum ölüm olmasın da ayrılık olsun bize sebep olan içten vurulsun
66. gesi'ye giderken yolun sağında güller açmış nazlı yârin bağında yeni değmiş on üç on dört çağında gel otur yanıma boyu posu güzelim dost düşman yanında güler oynar gezerim
67. gesi'ye giderken yolum ayrıldı bindim arabaya başım çevrildi siyah saçım sağ yanıma devrildi eğil dağlar eğil yâri göresim geldi siyah zülfünü yüzüme süresim geldi
68. eşik arasında fenerim yitti feleğin ettiği gücüme gitti bana ettiğini kimlere etti atma garip anam beni dağlar ardına kimseler yanmasın anam yansın derdime
69. ellerin mektubu gelir okunur benim yüreğime hançer sokulur bugün posta günü canım sıkılır atma garip anam yazılara yabana keşke verseydin köyümüzdeki çobana 70. evereğin bayırına düzüne döndüm baktım karlar yağmış izime uyma dedim uydun eller sözüne sağ olanlar bir gün olur kavuşur küs olanlar bir gün gelir barışır
71. gesi'nin etrafı tozlu yol m'ola salını salını gelen yar m'ola urgan atsam ölsem ölüm zor m'ola şimdi ben anladım onmadığımı daha çilelerimin dolmadığını
73. söktüm sim saçımı örenim yoktur kapıdan içeri girenim yoktur ağlasam sızlasam görenim yoktur doğurmaz olsaydın anam başım belalı bir murat almadım anamdan doğalı
74. salkım söğüt gibi dallarım yerde gözlerim gözlerim gözlerim yolda götürün anama evleri nerde gurbet elde neler geldi başıma anam yok ki şu derdime katlana
75. şu dağlara çıksam yolu arasam mendilim elimde döne döne ağlasam anam yok ki ben derdimi söylesem ne deyim ağlayım alın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
76. tel tel olur kayseri'nin ovası yüzüne bakmadım karın doyası taze olur evlilerin boyası ne deyip ağlayım alın yazısı gülüp oynamıyor gelinlerin bazısı
77. yüce dağ başına gelmesin eller bu gün efkarlıyım açmasın güller diz dize gelip de döktüğüm diller ne deyip ağlayım bu böyle olmaz kulların başına gelmedik kalmaz
78. gesi bağları'ndan indi bir firek bu mektubu yazan dertli bir yürek gönderin anamı o bana gerek yaz yaz mektubu postaya bırak varamam yanına yollar pek ırak
79. gesi'ye gidenin bağrı taş gerek atı saltanatlı bir kardeş gerek ağlamak dururken gülmek ne gerek yas tutsun ellerim kına yakmayım kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
80. sofraya oturdum gelin kız gibi gözüme bakarlar imkansız gibi ortadaki yemek acı tuz gibi gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
81. güğümlere su doldurdum ılımış benim kader ilk akşamdan uyumuş ne yapayım dostlar yazım bu imiş örtün pencereleri esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
82. gesi bağlarını belleyen olsa şu cahil gönlümü eğleyen olsa beni de anama yollayan olsa gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
83. gesi bağlarında kaynar kum idim ben eller içinde yanan mum idim ibdı allah, sonra senden umudum gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
84. merdivenden tıkır tıkır inerken yazması boynuma dolanır severken uyumuşum ak gerdandan emerken örtün pencereler değmesin yeller bu gün efkarlıyım gelmesin eller
85. gesi bağları'nda has nane biter bana bir hal oldu ölümden beter sevdiğim ettiğin canıma yeter yaz yaz mektubunu postaya bırak varamam yanına, yollar çok ırak
86. gül koymuşlar menekşenin adını almadım dünyadan ben muradımı ben ölürsem dertli koyun adımı atma garip anam yazılara yabana keşke verseydin beni köyümüzdeki çobana
87. bu nasıl tecelli bu nasıl kader derdim içimdedir ne bilsin eller oturup ağlasam deli mi derler neyleyim, neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
88. gesi bağları'nda gül ile çayır ana ben ölüyom başını çevir kaynanam imansız, güveyin gavur ne diyeyim ağlayayım alın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
89. elimi atmadık dallar mı kaldı başıma gelmedik haller mi kaldı beni söylemedik diller mi kaldı el kadar alnımda türlü türlü yazım var evvel bir başımdı şimdi körpe kuzum var
90. gesi bağları'nda gül ile susam tecellisi olmaz yerine küsen candan kimsem yok derdimi desem el kadar alnımda türlü yazım var evvel yalnızdım şimdi kuzum var
91. anam yok ki diye diye ağlasın babam yok ki kuşağımı bağlasın kardeş yok ki salacam da baş tutsun atma garip anam yazılara yabana keşke verseydin köyümüzdeki çobana
92. bülbüle su verdim altın tasınan yolunu beklerim bir hevesinen günlerim geçiyor ah u zarınan örtün pencereler esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
93. gesi bağları'nda gül ile nergis sabahlar olmuyor sevdiğim sensiz cennetin köşkünde duramam sensiz ölüm olmasın da ayrılık olsun bize sebep olan allah'tan bulsun
94. gesi bağları'nda bir tarla nohut anam ben ölüyom bir yasin okut küçük kardeşimi yârime büyüt örtün pencereler esmesin yeller dertli olduğumu bilmesin eller
95. dağdan yuvarlandı kayalarımız gam ile yoğruldu mayalarımız n'ola taş doğuraydı analarımız ne deyim ağlayım hep alın yazısı kader böyle imiş onmaz bazısı
96. kuruldu kanadım kefenim yoktur kapıdan içeri girenim yoktur gurbette anamın haberi yoktur beklerim yolunu gelene kadar çekerim derdini ölene kadar
97. kütür kütür kırdın felek dalımı kimselere diyemiyom halimi ben sana ne yaptım allah'ın zalimi neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
98. gesi bağlarında dolanıyorum yitirdim yârimi aranıyorum bir çift selamına güveniyorum eğil dağlar eğil gülleriniz açtı mı benim sevdiceğim burdan geçti mi
99. yağmur yağar ince elek tülbentten kurtar allah beni gayri gurbetten ölmeyince kurtuluş yok bu dertten yol ver dağlar ben gideyim sılama sılam zümrüt yeşili buna nasıl dayana
100. gesi bağlarında bir top gül idim yağmur yağdı güneş vurdu eridim evvel yârin sevdiceği ben idim gel otur yanıma hallerimi söyleyim halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
barış manço'nun 1979 yılında yayımlanan bana göre türk pop müzik tarihinde çok özel bir yere sahip "yeni bir gün" albümünde çok güzel yorumladığı türkü formunda eserlerden biri.
barış manço "yeni bir gün" albümü yorumunu buradan dinleyebilirsiniz.
türkünün tam anlamıyla anonim bir eser olduğunu ve aslında bir çok insanın birikiminin birbirine eklenerek ortaya çıktığına ve kim bilir hangi eski günlerden günümüze kadar ulaştığını gösteren güzel bir örnek; 2013 yılında yunanistan'da yayımlanan "From Kesaria To Askites" isimli albümde (kullandıkları yöresel ağızdan anlaşıldı üzere) belki türkiyeden yunanistana göç etmiş insanların veya onların öğrettikleri çocuklarının seslendirdiği çok hoş bir yorum.
albüm kaydında iki şarkı ardı ardına seslendiriliyor.
ilk şarkı bir çoğumuzun bildiği "bir of çeksem, karşıki dağlar yıkılır" isimli kayseri türküsü, (00:00 - 04:15 dk. arası)
hemen ardından da "gesi bağları" isimli türkü. (04:15 - 08:35 dk. arası)
albüm "From Kesaria To Askites".
Vokaller: Katina Farasopoulou Misailidou, Efsevia Farasopoulou Mavridou, Marika Misailidou Mavridou, Ellie Mavridou Tochtaridou
Bir of çeksem gayri dağlar yıkılır
Bugün posta günü anam canım sıkılır
Herkesin mektubu gelir okunur
Benim ciğerime anam hançer sokulur
Atma garip anam atma şu dağların ardına
Kimseler yanmasın yansın anam derdime
Dereden akıyor bulanık seller
Derdim içerimde anam ne bilsin eller
Otursam ağlasam divane derler
Ya ben ağlamayım anam kimler ağlasın
Şu cahil göynümü anam kimler eylesin
Gesi Bağlarından gelsin geçilsin
Gurulsun masalar irakılar içilsin
Herkes sevdiğini alsın seçilsin
Gel otur yanıma hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor ben o yari neyleyim
Yüksek vurun kampanamı gaziler
Ben cahilim gemiklerim anam sızılar,
Anam babam arkam sıra bozular
Atma garip anam atma şu dağların ardına
Kimseler yanmasın yansın anam derdime
Gül koymuşlar menekşenin adını
Dünyada almadım anam ben muradımı
Ben ölürsem dertli koyun adımı
Dertli deyi yazın mezerimin taşını
Merhamet eyleyin gözlerimin yaşını
Oooooff of off
kayseri yöresine ait anonim türkü. gesi, kayseri, melikgazi ilçesine bağlı bir yerleşim yeri.
ilk etapta iki sevdalının kavuşamamasını konu edinmiş gibi duruyor. oysa bir evladın anne-babasına olan özlemini anlatıyor.
çok uzaklardan bir genç kız gesi'ye gelin gelir. yıllar geçer kız ailesini göremez. o dönemlerde ulaşım şartları çok zordur. aile özleminin üzerine bir de eşinin ailesinin zulmü eklenir. eşi de ilgisiz bir adamdır. bu nedenle "derdimden anlamaz ben o yari neyleyim" der türküde.
sonrasında 3 çocuğu olur, onlarla avunmaya, ailesine olan özlemini bastırmaya çalışır. ama nafile "atma garip anam beni dağlar ardına" diye feryat eder.
bir gün yıllarca göremediği annesinin öldüğünü öğrenir ve üzüntüsünden gesi'deki bağlarda dolaşarak bu ağıtı söyler.
bir çok farklı versiyonunu dinledim ancak kubat'tan dinlemek başka bir keyif.
Kayseri'de bulunan bir yerleşim yeri. Kayseri ve çevre illerinde bulunan/yaşayan var ise bilir, genellikle kurak yerlerdir. Gesi Bağları, çölde vaha gibi düşünülebilir. Ayrıca belirtmekte fayda görüyorum; şehir içinde ve dışında birçok yeşil alan, ormanlık arazi -irili ufaklı- mevcut. Bahsedilen yere üniversite yıllarımda fotoğraf çekimleri için 3-4 defa gitmiş ve hayran olmuştum. Akdenizliyim, yıllarca ormanlık bölgelerde/bölgelere yakın yaşadım ama eğitim için Anadolu'nun iç kesimlerindeki kurak yerlerde uzun yıllar bulununca, ağaç ve su bolluğu gördüğümde, ilk defa görmüş gibi davrandığım olmuştu. Bunun azizliğini yaşamıştım Gesi'ye ilk gittiğimde. Çok eski taş evler, kiliseler, uzun uzadıya kavak ağaçları ve çeşitli ağaçların bulunduğu; Google Earth tipi haritalardan bakınca etraftaki kahverengiliği yeşillendiren bir yer. Çok eski bir yerleşim yeridir ve söylentiye göre Kayseri'nin yerlisi olarak lanse edilen insanların büyük çoğunluğunun, köklerinin Gesi'ye ve Gesi Bağları tarafına dayandığı savunulur. Gesi Kayabağ, Gesi Bahçeli gibi yerleşim bölümleri de vardır.