-
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek.
hepsini göster
-
Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek.
hepsini göster
-
Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak.
hepsini göster
-
Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek.
hepsini göster
-
iletmek, bildirmek.
Örnek kullanım: Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. (H. Taner) hepsini göster
-
Bir kitabı başından sonuna kadar okumak.
hepsini göster
-
Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak.
hepsini göster
-
Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak.
hepsini göster
-
alıntılamak.
Örnek kullanım: Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. (S. Birsel) hepsini göster
-
Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak.
hepsini göster
-
Tür değişikliği yapmak.
Örnek kullanım: Romanı dizi filme aktarmak. hepsini göster
-
Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak.
hepsini göster
-
Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek.
hepsini göster