1. Yaşamı hakkında kesin bilgiye ulaşılamayan fakat bıraktığı izler ile Mersin'in Mut ilçesinde doğduğu ve uzun süre burada yaşadığı konusunda bulgulara rastlanılan, saz şairidir. Ermiş kişi olarak da kabul edilir. Döneminde ve sonrasında örnek alınan bir kişi olmuştur. Yörük ya da Türkmen olduğu konusunda da araştırmalar yapılmış ancak; yörük mü türkmen mi olduğu hususunda tam bilgiye ulaşılamamıştır. Mersin/Mut ilçesinde Karacaoğlan Çınaraltı Parkı bulunmakta ve parkın içerisinde de Karacaoğlan/Karac'oğlan'ın bir heykeli yer almaktadır. Diğer önemli bulgular ise Karacaoğlan'ın Adana/Feke yöresinde doğup büyüdüğünü işaret etmektedir. Bunun yanında Akdeniz'de birçok il veya ilçede doğduğuna dair söylentiler de bulunmaktadır lakin; en önemli kanıtlar, yukarıda yazmış olduğum iki yeri işaret etmektedir.
    17. yy'da yaşamıştır ve asıl adının Mehmet, Hasan, Halil ve Smayıl(ismail) isimlerinden biri olduğu düşünülmektedir.
    Günümüzde seslendirilen birçok Türk Halk Müziği eserleri, Karacaoğlan tarafından kaleme alınmıştır.

    Birkaç örneklendirme yapacak olursak;

    Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem
    Zülfü perişanım, kal melil melil
    Kerem et, aklından çıkarma beni
    Ağla, gözyaşını sil melil melil
    -
    -
    Yeşil başlı gövel ördek
    Uçar gider göle karşı
    Eğricesin tel tel etmiş
    Döker gider yâre karşı
    -
    -
    Vara vara vardım, ol kara taşa
    Hasret kodun, beni kavim kardaşa
    Sebep, gözden akan bu kanlı yaşa
    Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
    -
    -
    İncecikten bir kar yağar,
    Tozar Elif, Elif deyi...
    Deli gönül abdal olmuş,
    Gezer Elif, Elif deyi
    -
    -
    Gibi çoğaltılabilecek birçok farklı eser günümüzde seslendirilmiştir. Dünya Edebiyatı ve Türk Müziğine katkıları yadsınamayacak bir gerçektir. Nur içinde yatsın.
    #137851 proct | 6 yıl önce
    0şair 
  2. türk halk edebiyatının büyük ustası. her ne kadar, tabiat ozanı gibi bir tanımlamaya muhatap olsa da, onun asıl farkı bana göre, erotizm unsurlarını eserlerinde kusursuz biçimde kullanmasıdır.
    erotizmi eserlerinde öyle ustalıkla ve kararında kullanmıştır ki, şiirlerini dinleyenler ister anadolu'nun ücra bir dağ köyünde yaşayanlar olsun, ister şehirlerde yaşayanlar olsun, herhangi bir rahatsızlık hissetmezler.
    belki iddialı olacak ama, günümüz ahlaki normlarına göre bile, kısmen cüretkar olabilecek düşünceleri, şiirlerinde sanki hayatın gündelik rutini içindeymiş gibi göstermeyi başarmıştır.
    kah aynı anda üç kadına olan aşkını mısralara dökmüş, kah bir dörtlükle beğendiği kadına açıkça sevişme teklif etmiş, kah ateşli bir sevişmeden alınmış bir enstantaneyi dile getirmiştir.
    bunları yaparken, her gittiği köyde bir sevgili edinmesini, her güzele iltifat etmesini, beğendiği kadından ne istediğini öyle bir ustalıkla dile getirmiştir ki, o 'şeftalini derde derman dediler, gerçek mi sevdiğim sormaya geldim' dediğinde, onu dinleyenlerin aklına, 'e yuh artık. ne diyor bu abazan' demek gelmemiştir. hislerini, isteklerini nasıl bu kadar sihirli biçimde dile getiriyor olduğunu düşünmüşlerdir. bunu öyle ustalıkla normalize etmiştir ki, günümüzde bile birçok insan karacaoğlan'ın sevgilinin şeftalisinden kastının ne olduğunu düşünmeye gerek duymamışlardır.

    ala gözlerini sevdiğim dilber
    göster cemalini görmeye geldim
    şeftalini derde derman dediler
    gerçek mi sevdiğim sormaya geldim

    senin işin yiyip içmek dediler
    yâran ile konup göçmek dediler
    göğsün cennet koynun uçmak dediler
    hak nasib ederse görmeye geldim

    karac'oğlan der ki işin doğrusu
    gökte melek yerde hüma yavrusu
    söyleyim ben sana sözün doğrusu
    soyunup koynuna girmeye geldim

    mesela yukardaki örnek. yazdıklarımın ışığında okunduğunda, karacaoğlan'ın sevdiği/beğendiği kadından talebini aslında hiç eğip bükmeden dile getirdiği görülebilir.

    buyrun bu da başka örnek:
    karaca'oğlan uşak olsam
    yar belinde kuşak olsam
    bir atlastan döşek olsam
    yar altına serse beni

    veya bu:
    seherden uğradım dostun köyüne
    hoş geldin sevdiğim in dedi bana
    tomurcuk memesin verdi ağzıma
    yorgunsun sevdiğim em dedi bana
    kadın memesi emmeyi, herhalde bundan daha bariz ama bundan daha güzel anlatabilen başka bir şair olamazdı.

    aslında bu örnekleri çoğaltmak mümkün. zira, karacaoğlan'ın buna benzer yüzlerce dörtlüğü var.
    daha fazla örnek vererek, entryyi okunamayacak kadar uzatmaya niyetim yok. sadece bu örnekler bile, o'nun sevgi, aşk gibi duyguların, cinsellikten bağımsız biçimde düşünülemeyeceğini/değerlendirilemeyeceğini bildiğini; bununla birlikte erotizmle pornografi arasındaki kararı da çok ustalıkla belirleyebildiğini gösteriyor.
    #228756 hammurabi | 4 yıl önce
    0şair