1. Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
    #137634 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  2. .

    Örnek kullanım: Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. (T. Buğra)
    #137635 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  3. Bir işi başka bir zamana ertelemek.

    Örnek kullanım: Gezmeyi haftaya bıraktık.
    #137636 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  4. .

    Örnek kullanım: Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım?
    #137637 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
    #137638 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Saklamak, artırmak.

    Örnek kullanım: Paranın bir kısmını bırakırsan rahat edersin.
    #137639 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek.

    Örnek kullanım: Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı. (F. R. Atay)
    #137640 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  8. Engel olmamak.

    Örnek kullanım: Bırak, burasını benim defterimden okuyayım. (Ö. Seyfettin)
    #137641 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  9. .

    Örnek kullanım: Saçlarını omzuna bırakmış.
    #137642 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  10. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak.

    Örnek kullanım: Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu. (C. Uçuk)
    #137643 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  11. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek.

    Örnek kullanım: Gerçekten sigarayı bıraktı, bıraktı ama huzuru da sükûnu da kalmadı. (H. E. Adıvar)
    #137644 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  12. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak.

    Örnek kullanım: Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım ama sıkılmış bırakıvermiştim. (R. H. Karay)
    #137645 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  13. Bıyık veya sakal uzatmak.
    #137646 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  14. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak.

    Örnek kullanım: Bıraksam acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı? (R. H. Karay)
    #137647 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  15. .

    Örnek kullanım: Bıraktıkları zevcelerini yine canları isterse tekrar alabilirler. (Ö. Seyfettin)
    #137648 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  16. Kötü bir durumda terk etmek.
    #137649 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  17. Ayrılmak, terk etmek.

    Örnek kullanım: Mahalle arasındaki küçük dükkânını bırakarak karısını, şehrin başka bir tarafında bir eve yerleştirdi. (P. Safa)
    #137650 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  18. Sınıf geçirmemek, döndürmek.

    Örnek kullanım: Öğretmen üç tembel çocuğu bıraktı.
    #137651 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  19. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek.

    Örnek kullanım: Başkalarına on ikiye veriyoruz ama sana onar kuruştan bırakayım. (M. Ş. Esendal)
    #137652 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  20. Bakılmak, korunmak için vermek.

    Örnek kullanım: Eşyamı size bırakacağım.
    #137653 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  21. Yanına almamak, yanında götürmemek.

    Örnek kullanım: Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim. (Atatürk)
    #137654 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  22. Sahiplik hakkını başkasına vermek.

    Örnek kullanım: Bizim komşu bütün malını Kızılay'a bırakmış.
    #137655 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  23. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak.
    #137656 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  24. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek.

    Örnek kullanım: iz bırakmak. Leke bırakmak.
    #137657 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  25. tuttuğumuz şeyleri zamanı gelince bırakırız. hepsi bırakınca düşmez eline yapışır. daha zamanı var dersin beklersin. tekrar bırakmak istediğinde bırakamazsın çünkü tutmuyorsun.
    0eylem